Ali Fuat Yılmazer: İdareciler, Dink Cinayetinde Kusurluları Koruyor

Ali Fuat Yılmazer: İdareciler, Dink Cinayetinde Kusurluları Koruyor

Hrant Dink soruşturması kapsamında ifadesi alınan eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in ifadesinde topu eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer’e attığı şeklindeki haberlere Yılmazer’den yalanlama geldi. Avukatı aracılığıyla...

Hrant Dink soruşturması kapsamında ifadesi alınan eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in ifadesinde topu eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer’e attığı şeklindeki haberlere Yılmazer’den yalanlama geldi. Avukatı aracılığıyla açıklama yapan Yılmazer, cinayet döneminde İstanbul’da görevli olmadığını vurguladı. Buna rağmen bazı basın kuruluşlarının Akyürek’in ifadesinde kendisini işaret ettiği şeklinde haber yapıldığını hatırlatan Yılmazer, “İstanbul Emniyeti’nde olay tarihinde başka isimler görev yaparken bunların yerine benim ismime yer verilmesi ve diğerlerinin kollanıyor olması kötü niyetlidir.” dedi. Başbakanlık müfettişlerinin de asıl kusurluları görmezden gelip Ramazan Akyürek ve kendisi hakkında soruşturma açılmasını istediklerini kaydeden Yılmazer, idarecilerin kusurluları koruduğunu söyledi.

Selam terör örgütü ve yolsuzluk soruşturmalarında görev alan polislere yönelik operasyon kapsamında tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer avukatı Hüseyin Ataol, aracılığıyla açıklama yaptı. Akyürek’in ifadesinin farklı basın kuruluşlarında farklı içeriklerde haberleştirildiğini söyleyen Yılmazer, kimi gazetelerde “Dink’e suikast ihbarını İstanbul’a bildirdik, koruma vermeliydiler” şeklinde Akyürek’in ifadesine uygun haber yapılırken bazı gazetelerde ise “Akyürek, Yılmazer dedi” şeklinde başlıklar atıldığını belirtti.

Akyürek’in ifadesinin bütünü yer almamakla birlikte birçok gazetede Akyürek’in kendisini doğrudan suçlayıcı bir beyanı bulunduğuna dair bir tespite yer verilmediğini ifade eden Yılmazer, “Haber içeriklerinden anlaşıldığı kadar Akyürek, tüm müfettiş soruşturmalarında ittifakla belirlendiği üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün sorumluluğuna dikkat çekici beyanlarda bulunmuştur. Yani bir suçlama söz konusu ise İstanbul’un suçlandığı apaçıktır.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Emniyeti’nin suçlandığı o dönemde İstanbul İstihbarat Şube Müdürü’nün kendisi olmadığının altını çizen Yılmazer, 2007 mart ayında yani cinayetten sonra İstanbul’da göreve başladığını kaydetti. Cinayet tarihinde İstanbul İstihbarat Şube Müdürü’nün Ahmet İlhan Güler olduğunu söyleyen Yılmazer, “Bu konu arşivlerinde mevcut olduğu veya gerçeğine kolaylıkla ulaşabilecekleri halde çarpıtılmıştır. Haksız ve mesnetsiz bir biçimde karalayan ve öte yandan kusurlu olduğu iddia edilen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü ve İstihbarat Şube Müdürünü kollayan haber yayımlanmıştır.” dedi.

Haberlerde açıkça isminin zikredildiğini kaydeden Yılmazer, “Gerek Ramazan Akyürek gerekse müfettişlerce sorumluluk atfedilen İstanbul Emniyeti’nde olay tarihinde başka isimler görev yaparken bunların yerine benim ismime yer verilmesi ve diğerlerinin kollanıyor olması kötü niyetlidir.” ifadelerini kullandı.

Olaya ilişkin farklı dönemlerde gündeme gelen iddialara ilişkin görevlendirilen tüm müfettişlerin İstihbarat Daire Başkanlığı yönünden herhangi bir görev kusuru bulamadıklarını tespit ettiklerini aktaran Yılmazer, “Bu müfettişlerin tamamı, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü yönünden görev kusuru tespit etmiş ve soruşturma izni talep etmişlerdir.” dedi.

Trabzon Emniyeti’nin istihbari bilgiyi İstanbul’a iletmekle kısmen görevini yerine getirdiğini ifade eden Yılmazer, ancak Trabzon’da eylem hazırlığı içerisinde olduğu tespit edilen gruba yönelik operasyonel bir çalışma yürütülmemesinin hata olduğunu kaydetti.

İSTANBUL EMNİYETİ HİÇBİR ÇALIŞMADA BULUNMADI

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ise kendilerine gönderilen istihbari bilgi ile ilgili olarak hiçbir çalışmada bulunulmadığını söyleyen Yılmazer, İstanbul Emniyeti’nin iki önemli kusurunu şöyle aktardı: “Hrant Dink hakkında tehdit bilgisi içeren bu evrakı İl Koruma Komisyonu’na bildirerek Dink’in korunması kapsamında değerlendirilmesini sağlamalıydı. Evrakta bahsi geçen Osman Hayal hakkında istihbari çalışma başlatmalı ve olası gelişmeleri takip altına almalıydı.”

İstanbul İstihbarat Şubesi’nin normal görevini yerine getirmediği gibi suikast sonrası, Dink davası sanıklarından Osman Hayal hakkında bir tahkikat yapılmış gibi geçmiş tarihli sahte bir personel raporu tanzim ettiğinin ortaya çıktığını hatırlatan Yılmazer, “Bu sahte rapor tanzimine ihtiyaç duyulmuş olması, zaten apaçık bu görevin İstanbul İstihbarat Şube’ye ait olduğunu göstermektedir.” diye konuştu.

İDARECİLER KUSURLULARI KORUYUCU TAVIR İÇERİSİNDE

Müfettişlerin, Trabzon ve İstanbul Emniyeti’ndeki sorumlu kabul edilen personel ile ilgili soruşturma izni talep ettiğini aktaran Yılmazer, “Ne hikmetse hiçbirine doğru düzgün bir işlem yapılmamıştır. İdari makamların kusurluları koruyucu bir tavır içerisinde oluşları kamuoyunda infiale sebebiyet vermiş ve bu anlamda sırf göz boyamak amacıyla Başbakanlık Müfettişleri de ayrıyeten bir araştırma raporu hazırlamak üzere görevlendirilmişlerdir.” şeklinde konuştu.

Bir yıldan fazla bir süre araştırma yapan Başbakanlık müfettişlerinin, İstanbul ve Trabzon Emniyet görevlileri yönünden yapılacak herhangi bir yeni işlemin olmadığı kanaatine vardıklarını söyledi. Yılmazer, bu müfettişlerin, İstihbarat Daire Başkanlığı’nın da görev kusurunun bulunduğu, başta Ramazan Akyürek ve kendisi olmak üzere sorumluluğu tespit edilecek diğer görevliler hakkında soruşturma açılmasını istediklerini kaydetti.

Teftiş Kurul Başkanlığı’nın Başbakanlık müfettişlerinin raporundaki sakatlığı hemen fark ettiğini vurgulayan Yılmazer, “Raporu, düzenleyen müfettişlere iade ederek, suç isnadında bulunulması için somut illiyet bağlarının kurulmasını talep etmiştir.” dedi. Yılmazer, Başbakanlık müfettişlerin ise 14 ay gibi uzun bir süre çalışmış olmalarına rağmen sorumluların kişisel bazda tespiti ve illiyet bağlarının kurulması için sürenin yeterli olmadığı mazeretine sığınarak bu işten kaçındıklarını savundu.

Başbakanlık müfettişlerinin İstanbul Emniyeti yönünden bir çok eksik işlemi fark ettikleri halde raporlarına yansıtmadıklarını belirten Yılmazer, “Kendi raporları üzerine görevlendirilen Mülkiye Müfettişleri, İstanbul’un sahte rapor tanzim ederek suçunu örtbas etmeye çalıştığı hususunu da açığa çıkarmış ve Celalettin Cerrah dahil tüm görevliler hakkında soruşturma izni talep etmiştir.” ifadelerini kullandı.

Ramazan Akyürek’in İstihbarat Daire Başkanlığı yönünden hiçbir kusuru olmadığına işaret eden Yılmazer, Dink ile ilgili istihbaratın Daire Başkanlığına geldiği tarihte Akyürek’in Trabzon Emniyet Müdürü olduğunu hatırlattı.

İstihbarat Daire Başkanlığı kusurlu bulunsa bile, bu evraka işlem yapan kişinin kendisi olmadığını kaydeden Yılmazer, “Evrak işleyişi açısından bir evraka kimin işlem yaptığı üzerindeki paraflardan rahatlıkla anlaşılmaktadır ki resmi işlemlerde paraf uygulamasının temel amacı budur. Soruşturma konusu edilen bu evrakta parafım yoktur. O dönemde resmi bir görev kapsamında dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’la birlikte 5 günlük bir görev için yurt dışındaydım.” dedi.

AKYÜREK DE İSTANBUL EMNİYETİNİ İŞARET ETMİŞTİ

Akyürek, savcılığa verdiği ifadesinde dönemin Trabzon Emniyet Müdürü olarak Dink ile ilgili istihbaratı İstanbul Emniyeti’ne ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na bildirdiklerini söylemişti. Dink’e yönelik tehditlerin İstanbul Valiliği, MİT Bölge Başkanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü tarafından bilindiğini belirten Akyürek, her vatandaşa olduğu gibi Dink için de koruma tedbirlerinin yerellik ilkesi gereği İstanbul tarafından alınması gerektiğini ifade etmişti. Akyürek, “Ben İstanbul İl Emniyet Müdürü olsam mutlaka tedbir alırdım.” demişti.

İfadesinde cinayetle ilgili sorumluluğun Ali Fuat Yılmazer’de olduğuna dair bir ifadesi olmayan Akyürek, İstihbarat Daire Başkanı olduğu dönemde cinayetten 3 ay önce, azınlıklar ve özellikle Ermeni vatandaşlara yönelik saldırıların gözle görülür bir şekilde arttığı, gerekli güvenlik önlemlerinin arttırılması şeklinde bir genelgenin o dönem müdürlüğünü Ali Fuat Yılmazer’in yaptığı İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğünce hazırlandığını söylemişti. Kendisinin imzaladığı bu genelgenin tüm illere gönderildiğini de ifade etmişti.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.