Ahırlı’nın ilim adamı Tevfik Bilge (Kör Hoca) unutulmadı

Tevfik Hoca’nın tarihte Ahırlı ilçesinde önemli ilme hizmetleri olduğuna dikkat çeken Fikri Güzel, “Rahmetli Tevfik Bilge Namı diğer ‘Kör hoca’ ince yapılı, kısa sakallı, yavaş yavaş yürüyen,  tek katlı eviyle evinin yakınında bulunan medrese arasında mekik dokuyan ve gününü özellikle gençlere ilim öğretmekle geçiren bir muhteremdi. İlçenin merkezinde bulunan evinin ahşap balkonu üzerinde oturur gelen giden herkes ile sohbet ederdi. Hoca efendiye hizmet etmek isteyen çok sayıda seveni vardı. Herkes ile iyi geçinen, herkes tarafından sevilen ve kendisini ilim öğretmeye adayan bir zat idi” dedi.
Bilgisi oldukça geniş bir ilim adamıydı
Tevfik Hoca sürekli olarak okuyan birisi olduğunu da dile getiren Fikri Güzel, “Tevfik Hoca eski Türkçeyi çok iyi bilirdi. Fetva verme bilgisine sahipti. Genç kuşaktan onu dinlemek için gelen birisi bir konu sordukları zaman, filan kitabı getirin, filan sayfasını açın okuyun diyebilecek kadar bilgili idi. Ayrıca Arapça Türkçe dersler verirdi. Eğitim verdiği talebelerin büyük bölümü müftü oldu. Camide çok güzel vaaz verirdi. Hitabeti çok güzeldi. Herkesi tanır, herkes hakkında mutlaka bir takım konuşacak bilgiye sahipti. Ahırlı’nın ileri gelen demirci ustalarından Eyüp Onbaşı, Hacı Hüseyin gibi isimler Tevfik Hoca’nın hastaları idi. Demir işleri biter bitmez hemen onun yanına gider sohbet ederlerdi Tevfik Hoca kendi halinde olan ve çevresine her zaman yardımcı olan birisi idi. Kendisini bir kez daha rahmet ve minnetle anarım” diye konuştu.
İlçe mezarlığında bulunan merhum Tevfik Hoca’nın mezar taşının bir tarafında şu ifadeler yer alıyordu; ‘Sılamın toprağını üstüme çekmek için az kaldı. Ben dağ tepe yolları aşacağım. Bir tabut içerisinde köyüme koşacağım’  demişti. Ali Galip Bilge Öyle de oldu.
Tevfik Hoca’nın kabrinin diğer tarafında ise şu ifadeler vardı, ‘Rahmetli Tevfik Bilge. Yurtta ilim nurunu yayma ve herkese aşılamayı, halk ve hakka hizmetin en başında görürdü. Ömrünü de bu yolda harcadı. Kabri nur olsun.
İlçenin mezarlığı çok eskilere dayanır
Ahırlı ilçe mezarlığının tarih olarak çok eskilere dayandığını da dile getiren Güzel, “Ahırlı ilçemizin tarihi bir mezarlığı var. Seydişehir’den dahi görülecek kadar büyüklükte bir ardıç ağacı var içerisinde. Selçuk Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada 500 yıllık olduğu tespit edildi. Bu çevrede buna benzer bir mezarlık daha yok. Bu da burada yerleşimin ne kadar eski olduğunu kanıtlıyor.
Mezarlıkta bulunan ağaçların en genci birkaç asırlıktır. Mezarlıkta bulunan yatırların hürmetine devasa çam cinsi ardıç ağaçları asırlardır kesilmemiş. Buradan hiçbir kimse ağaç olarak, ot olarak hiçbir şey almamış. Bu nedenle mezarlık kıraç toprakların arasında bir orman alanı gibi ardıç ağaçları yükselir. Orta kısımlarda alta güneş bile girmezdi. Öylesine sık ağaçlar ile kaplı. Ahırlı ilçesinin ilk kuruluş yıllarında yerleşenler tarafından kurulan mezarlık bu gün bağışlanan yeni araziler ile oldukça geniş bir alana kavuştu” dedi.
Her sülalenin kendine ait özel yeri var
Bu mezarlıkların bir özelliğinin de ilçede yaşayan her sülalenin kendilerine ayrılmış bir bölgelerinin olduğunu söyleyen Güzel, “Her sülalenin cenazelerini defnettikleri yer kendilerine göre ayrılmış gibi. Eskiden böyle başlamış şimdi de öyle gidiyor. Ancak şunu söylemek isterim gittiğim hiçbir yerde böylesine tarihi eski ve içerisinde neredeyse 5 asra yakın olan ardıçların bulunduğu mezarlık görmedim. Bu mezarlık günümüze kadar nasıl özelliğini korumadan geldi ise bundan sonrada aynı şekilde devam edeceğine inanıyorum. Çünkü buranın manevi havası ve yatırlarının bol olması yüzü suyu hürmetine bu mezarlık bu görüntüsüne kavuştu” şeklinde konuştu.