‘Yeterince tanıtılmamış ve unutulmuş bir ilçe’ Derbent

‘Yeterince tanıtılmamış ve unutulmuş bir ilçe’ Derbent

Birçok tarihi güzellikleri ve doğa harikası yerleşim yerleri olmasına rağmen Derbent’in yeterince tanıtılmadığını ifade eden İlçe Kaymakamı Hüseyin Atila, Derbent’in tanıtılmaması ve unutulmasında Derbentli iş adamlarının memleketlerine yeteri

Derbent’te göreve başlayalı henüz bir ay olmasına rağmen ilçe ile ilgili sorunları ve çözüm önerilerini kısa sürede belirleyen Kaymakam Hüseyin Atila, kendisi ile yaptığımız söyleşide görevde olduğu sürece ilçenin tanıtımı ve turizme kazandırılması için her türlü gayreti göstereceğini ifade etti.
Bize ilk olarak ilçenin tanıtımı hakkında bilgi verir misiniz?
Kuruluşu 1722 yılına dayanan Derbent, Konya’nın Kuzey batısında küçük bir ilçedir.
Osmanlılar döneminde dağlar üzerinde, geçit yerlerinde ve boğazlarda karakol niteliğinde kurulmuş yerlere Derbent bu karakollarda görev yapan askerlere Derbentçi ismi verilmiştir. Derbent’in bulunduğu yer, konum itibarıyla Osmanlılar döneminde korunması gereken bir geçit yeri olduğu için sürekli olarak Derbentçiler tarafından korunmuş ve Derbentçiler burada konuşlandırılmış. İsmini de buradan almış ve bu güne kadar taşımış “Derbent” olarak devam etmiştir.
Cumhuriyetin ilanından 1930 yılına kadar köy olan Derbent 09.08.1991 tarihinde fiilen hizmete başlamıştır. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre ilçe merkez nüfusu bin 424 erkek ve bin 498 kadın olmak üzere toplam 2 bin 922’dir. İlçemiz Merkez ve Çiftliközü Kasabası ile 6 köye bölünmüştür. İstikrarlı bir sosyal yaşam mevcut değildir. Derbent konum itibariyle dağlık ve engebeli bir arazi üzerinde kurulmuş olup, ekonomik yönden zayıf olduğu için şehirleşmede yeterli gelişmeyi gösterememiş, iş sahası ve sanayinin olmaması ve sulu tarımın çok az olması nedeniyle dışarıya fazlaca göç vermiştir.
Göreve geldikten sonra tespit ettiğiniz sorunlar neler?
Derbent eğitim konusunda ne yazık ki zayıf durumda. Bunun nedeni öğretmenlerimizin geliş gidiş yapması. Diğer memurlar gibi burada ikamet etmemeleri ilçenin eğitimine de olumsuz yansıyor. Memur arkadaşlarımızın da burada kalmalarını gerektirecek konut ve sosyal yaşam olmaması ne yazık ki bu sonucu kaçınılmaz kılıyor. Bunun için TOKİ ile ilgili mutlaka yeniden bir çalışma yapılması ve ilçe halkının TOKİ’ ye olan talebinin artırılması gerekir. Bu talep artarsa ilçede görev yapan memur arkadaşlarımızın çoğunun burada kalmalarını sağlayabiliriz. Tabi ki bu sıkıntı sadece konaklamadan kaynaklanmıyor. Sosyal etkinlikte gerekiyor. İmkânlarımız el verdiği ölçüde bunları karşılamak istiyoruz. Bununla birlikte ilk olarak halkı birbirine kaynaştırmak ve ekonomik katkı sağlamak amacı ile halk eğitim merkezini güçlü bir şekilde hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bunu başarırsak okuldan sonra ailelerine yük olduğunu düşünen genç kızlarımız değişik kurslara katılarak hem kendilerini yetiştirecek hem ailelerine katkıda bulunacak.
Derbent’in tanıtımını yeterli buluyor musunuz?
Derbent birçok anlamda yeterince tanıtılmamış. Yani Derbent tabiri doğru ise unutulmuş birçok tarihi yerleri atıl vaziyette bırakılmış. Unutulmasının sebeplerini saymakla bitmez. Buranın kalkınması için mutlaka yüksek okul getirilmesi lazım. Bunun için girişimlerimizi yaptık. İnşallah bunu başarırsak Derbent için büyük bir fırsat olur. Burada öğrenci yurtlarımız ve okul binamız için bir sıkıntı yaşanmaz. Ancak bu tür yatırımların gelmesi için mutlaka Derbentli iş adamlarımızın buraya gereken desteği vermeleri lazım.
Derbent’in unutulmasında mutlaka iş adamlarımızın da buraya gereken yatırımı yapmaması gerçeği var. Buraya yatırım yapılsa idi Derbent’in genç nüfusu gitmezdi. Şu anda Derbent’te kalan nüfusun büyük bölümü yaşlı insanlardan oluşuyor. Gençler evlendiği zaman eşini koluna alıp Konya’ya veya başka bir şehre göç ediyor. Çünkü geçimini sağlayacak burada bir yatırım yok. Ama burada gençlerimizin de ekmeklerini kazanacak gerek tarım ve hayvancılığa dayalı bir yatırım gerek istihdam sağlayacak iş imkanı sağlanırsa buradan göçü durdurabiliriz. Bunu başaramazsak önümüzdeki yıllar içerisinde göç daha büyük boyutlara ulaşacak.
İlçenin ekonomik durumu ve tarımdaki yeri ne ölçüde?
İlçemizin ekonomik durumu oldukça zayıftır. Halkın büyük bir bölümü çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmakta çünkü ilçemizde sanayi yok denecek kadar az. Soğuk demirci, traktör tamircisi, oto elektrikçisi, tornacı, yedek parçacı, marangoz gibi ilçe halkının ihtiyacına cevap verecek işyerlerinin dışında her hangi bir yatırım göremezsiniz. Halkımızın dışarıya işçi olarak gitmelerini önlemek için hayvancılıkla uğraşmaları sağlanmalı, Tarım Bakanlığı ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının uyguladığı tarım-hayvancılık projelerinden yararlanmaları sağlanmalıdır.
Tarıma elverişli arazilerin 44 bin dekarına tahıl, 15 bin dekarına nohut, 2 bin 500 dekarına fasulye, 4 bin dekarına şeker pancarı, 200 dekarına sebze, 750 dekarına haşhaş, 900 dekarına kaba yem yapımında kullanmak üzere yonca, mısır ve korunga ekilmekte. Bununla birlikte 50 dekarında bağ dikimi ve çilek yetiştiriciliği yapılmakta 600 dekarına meyve veren fidan, 60 dekarına soğan, bin dekarına patates ekimi yapılmakta. 940 dekar tarım arazi ise nadasa bırakılmaktadır.
İlçenin tarımsal alanda ve kullanım alanında su sorunu var mı?
İlçemizde yapımı tamamlanan 3 adet (Alişar, Derbent, Çiftliközü) sulama göleti mevcuttur. Alişar, Derbent ve Çiftliközü göletlerinin tamamında çalışmaları tamamlanarak hizmete girdi.
Göletler ile sulanan tarım arazisi artacak ve endüstriyel değeri olan ürünler yetiştirilecektir. Bu durum ilçenin diğer bir gelir kaynağı olan hayvancılığın gelişmesine katkı sağlayacaktır. İlçe halkının gelir seviyesinin yükseltilmesine yönelik olarak göletlerin tam faaliyete geçmesi ile 7 bin 196 dekarlık alanda sulu tarım yapılabilecek.
İlçemiz içme suyu ihtiyacı kaynak sularıyla karşılanmakta idi. Ancak, son yıllarda bu suların yetersiz kalması nedeniyle kaymakamlık, belediye ve vatandaş işbirliği ile çukur çimen mevkiinden İller Bankası’nın açmış olduğu 2 adet kuyudan boru hattı döşenerek şehir şebekesine bağlandı. Bu su sıkıntıyı biraz gidermiş, ancak son yıllarda yağışların az olması nedeniyle bu kuyuların suyunun da yetersiz kalması nedeniyle yeni kuyu açma çalışmaları devam ediyor.
Sizce Derbent’in en önemli sorunu nedir?
İlçe merkezinde işsizlik en büyük sorundur. Özel sektör yatırımı da bulunmadığından ilçe hızlı bir şekilde göç vermektedir. Çalışan memurların çoğunluğunun ilçede ikamet etmemesi ilçenin ekonomik hayatına katkı sağlamasını engellemektedir. İlçeye kazandırılacak bir meslek yüksek okulunun ilçenin geleceği açısından büyük önem taşıdığını düşünmekte ve konu ile ilgili Selçuk Üniversitesi ile çalışmaları sürdürmekteyiz.
Bunun yanı sıra konut sıkıntısı olan ilçemizde, imar kanununun da planlanmış olan caddelerin sokakların ve yolların açılması ve altyapı ve çevre düzenlemesi hizmetlerinin tamamlanması. İlçe Emniyet Amirliği personelinin ilçede ikameti için lojman yapılması gerekir. Tabi tüm bu sorunların ortadan kalkması ve adı geçen projelerin tamamlanabilmesi için yeterli miktarda ödenek desteği sağlanması gerekir.

Kaymakam
Hüseyin Atila kimdir?

1983 yılında Malatya ili Pütürge İlçesinde doğdu, İlk ve Orta öğrenimini Pütürge de, Yüksek öğrenimini ise İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde tamamladı. 2009 yılında kaymakamlık sınavlarını kazanarak Kırşehir Valiliğinde il stajını, Adıyaman İli Kâhta ilçesinde refiklik stajını tamamladı. Mülkiye Başmüfettişi Hasan Şıldak nezaretinde Bursa Büyükorhan ve Karacabey Kaymakamlıkları ile KÖYDES ve il Jandarma, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğünün denetiminde bulundu, İçişleri Bakanlığının 12.08.2010 tarihli onayı ile İlçe Kaymakamlığına vekâleten atandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.