Ticaretin nabzını tutuyor
1973 yılında 168 sanayici ve tacirin girişimleri ile kurulan Karapınar Ticaret ve Sanayi Odası ilçedeki ticari hayatın nabzını tutarken sorunların çözümü için gayret gösteriyor
Karapınar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Kemal Sözen, ilçede ticareti hayatı değerlendirdi.. İlçenin temel geçim kaynaklarının tarım ve hayvancılık olduğunu belirten Sözen, “İlçemizde geleneksel hayvancılıktan modern hayvancılığa doğru bir geçiş sürecinin yaşanması ile son on yıl içerisinde modern çiftlikler çoğaldı. Şu anda irili ufaklı 20’ye yakın çiftlik bulunmaktadır. Bu çiftliklerde ortalama 3 bin büyükbaş hayvan barınmaktadır. Süt inekçiliği ve besicilik şeklinde gelişen hayvancılık çevre il ve ilçeler için süt ve et yönünden önemli bir hammadde kaynağıdır” dedi.
Hayvancılığın yanı sıra tarımın da ilçede önemli bir yeri olduğunu ifade eden Sözen, “İlçemiz 1 milyon 500 bin dekarlık ekilebilir arazisi ile tarımda ciddi bir potansiyele sahiptir. Bu arazilerin 700 bin dekarlık kısmı sulanabilir durumdadır. 1984 yılında anonim şirket usulü ile ve bin 100 ortakla kurulan Karyem AŞ tarımda çeşitliliğin öncüsü konumunda olmuş, mısır, arpa, yonca, korunga ekimini yaygınlaştırmıştır. 2009 yılı itibari makarnalık buğday, mısır, yonca, şekerpancarı, ayçiçeği gibi ürünlerde bir önceki yıla oranla önemli artış söz konusu iken, arpa, ekmeklik buğday, silajlık mısır ekimlerinde düşüş vardır. Şeker pancarı ise 2009 yılında en çok artış gösteren üründür” diye konuştu.
İlçede ticari hayatın yeterince gelişmemesinin nedenini tarımsal faaliyetin etkin olmasına bağlayan Sözen, “Ticaret alanında geri kalmamızın bir başka nedeni demir yolunun eksikliği ve dış piyasaya sürülebilecek sanayi ürünlerinin olmayışıdır. Çeşitli tüketim malları Konya, Mersin gibi büyük ticaret merkezlerinden temin edilmektedir. Bu bakımdan Karapınar’da ticari hayatı, küçük esnaf karakterindeki işletmecilik olarak yorumlayabiliriz. Bundan on yıl önce gelişime açık bir şekilde süre gelen küçük el sanatları olan halı, kilim, çorap, çeyizlik gibi el sanatları üretimi yavaş, yavaş varlığını kaybetmektedir” diyerek ticaret hayatının sorunlarına değindi.
Konuşmasının sonunda ilçede bulunan kömür kaynaklarına da değinen Sözen, 1,5 milyar ton rezerve sahip olan kömür madeninin ilçe ekonomisi için bir umut olduğunu söyledi. Sözen, “Orta Anadolu 2. Bölge Müdürlüğü tarafından başlatılan maden arama çalışmaları sonucu ilçemizde ortaya çıkan 1,5 milyar tonluk kömür rezervi gelecek için umut kaynağıdır. Rezervin bulunduğu bölgede 14 metre kalınlığında kömür kesilmektedir. Kömürün kalorisinin ise 1800–2400 civarında olduğu belirlenmiştir. Ancak bizim için en önemli konu bu madene ilçe halkı olarak sahip çıkmamız” diyerek idarecilerden bu konuda gereken önlemi almalarını istedi.
1950 ve 1980 yılları arasında kurak tarım ve cılız mera hayvancılığının getirdiği ekonomik sorunları yaşayan ilçe halkının 1980 yılı sonrasında şehircilik ve soysal sorunları da yaşamaya başladığına vurgu yapan Sözen, “Bunların hemen başında da altyapı ve saniyeleşme sorunları gelmektedir. Bununla birlikte kanalizasyon çalışmalarının halen devam etmesi, Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarının oldukça yavaş ilerlemesi, kalkınma ajanslarında ilçe, temsilcilerinin bulunmaması, sosyal gelişim yönünde hiçbir adım atılamaması. Doktor, öğretmen, memur açığı ihtiyaçlarının giderilememesi, ilçe sınırları içerisinde bulunan kömür yataklarının ilçeye sağlayacağı ekonomik katkı açısından herhangi bir fizibilitenin yapılamamamsı ve bunun getirdiği tereddütler. Türkiye’nin en büyük erozyon sorunu yaşamış olan bir bölgede orman müdürlüğü ya da ajansının kurulamaması ilçe için önemli sorunlar arasında yer alıyor” dedi.
ALİ SAİT ÖGE
Hayvancılığın yanı sıra tarımın da ilçede önemli bir yeri olduğunu ifade eden Sözen, “İlçemiz 1 milyon 500 bin dekarlık ekilebilir arazisi ile tarımda ciddi bir potansiyele sahiptir. Bu arazilerin 700 bin dekarlık kısmı sulanabilir durumdadır. 1984 yılında anonim şirket usulü ile ve bin 100 ortakla kurulan Karyem AŞ tarımda çeşitliliğin öncüsü konumunda olmuş, mısır, arpa, yonca, korunga ekimini yaygınlaştırmıştır. 2009 yılı itibari makarnalık buğday, mısır, yonca, şekerpancarı, ayçiçeği gibi ürünlerde bir önceki yıla oranla önemli artış söz konusu iken, arpa, ekmeklik buğday, silajlık mısır ekimlerinde düşüş vardır. Şeker pancarı ise 2009 yılında en çok artış gösteren üründür” diye konuştu.
İlçede ticari hayatın yeterince gelişmemesinin nedenini tarımsal faaliyetin etkin olmasına bağlayan Sözen, “Ticaret alanında geri kalmamızın bir başka nedeni demir yolunun eksikliği ve dış piyasaya sürülebilecek sanayi ürünlerinin olmayışıdır. Çeşitli tüketim malları Konya, Mersin gibi büyük ticaret merkezlerinden temin edilmektedir. Bu bakımdan Karapınar’da ticari hayatı, küçük esnaf karakterindeki işletmecilik olarak yorumlayabiliriz. Bundan on yıl önce gelişime açık bir şekilde süre gelen küçük el sanatları olan halı, kilim, çorap, çeyizlik gibi el sanatları üretimi yavaş, yavaş varlığını kaybetmektedir” diyerek ticaret hayatının sorunlarına değindi.
Konuşmasının sonunda ilçede bulunan kömür kaynaklarına da değinen Sözen, 1,5 milyar ton rezerve sahip olan kömür madeninin ilçe ekonomisi için bir umut olduğunu söyledi. Sözen, “Orta Anadolu 2. Bölge Müdürlüğü tarafından başlatılan maden arama çalışmaları sonucu ilçemizde ortaya çıkan 1,5 milyar tonluk kömür rezervi gelecek için umut kaynağıdır. Rezervin bulunduğu bölgede 14 metre kalınlığında kömür kesilmektedir. Kömürün kalorisinin ise 1800–2400 civarında olduğu belirlenmiştir. Ancak bizim için en önemli konu bu madene ilçe halkı olarak sahip çıkmamız” diyerek idarecilerden bu konuda gereken önlemi almalarını istedi.
1950 ve 1980 yılları arasında kurak tarım ve cılız mera hayvancılığının getirdiği ekonomik sorunları yaşayan ilçe halkının 1980 yılı sonrasında şehircilik ve soysal sorunları da yaşamaya başladığına vurgu yapan Sözen, “Bunların hemen başında da altyapı ve saniyeleşme sorunları gelmektedir. Bununla birlikte kanalizasyon çalışmalarının halen devam etmesi, Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarının oldukça yavaş ilerlemesi, kalkınma ajanslarında ilçe, temsilcilerinin bulunmaması, sosyal gelişim yönünde hiçbir adım atılamaması. Doktor, öğretmen, memur açığı ihtiyaçlarının giderilememesi, ilçe sınırları içerisinde bulunan kömür yataklarının ilçeye sağlayacağı ekonomik katkı açısından herhangi bir fizibilitenin yapılamamamsı ve bunun getirdiği tereddütler. Türkiye’nin en büyük erozyon sorunu yaşamış olan bir bölgede orman müdürlüğü ya da ajansının kurulamaması ilçe için önemli sorunlar arasında yer alıyor” dedi.
ALİ SAİT ÖGE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.