Tarihi kilimler ellerinde hayat buluyor

Tarihi kilimler ellerinde hayat buluyor

Her ilmeğinde bir alınteri, her desenin bir hikayesi olan el dokuması 100 yıllık halı, sumak ve kilimler, kilim tamiri yapan ustaların ellerinde hayat buluyor.

Kilim doktorları, el sanatı olan mesleklerinin bitme noktasına geldiğini dile getiriyorKonyalı kilim tamiri yapan ustalar, geleneksel el sanatlarını sürdürmeye çalışıyor. Ekonomik şartların kötüye gitmesi ve her geçen gün teknolojinin gelişmesi kilim tamiri mesleğini olumsuz etkiliyor. Meslekteki tüm olumsuzluklara rağmen her ilmeğinde bir alınteri, her desenin bir hikayesi olan el dokuması halı, sumak ve kilimler, kilim doktorlarının ellerinde yeniden hayat buluyor. Bir kilimin onarılması büyüklüğü, üzerindeki desen ve hasar boyutuna göre farklılık gösteriyor.  Kilim tamiri mesleğinin bitme noktasına geldiğini aktaran kilim doktorları, Konya'nın kilim tamiri konusunda çok meşhur olduğunu anımsatan kilim tamiri ustalar, dünyanın değişik ülkelerinden dahi tarihi kilimlerin tamir edilmesi için Konya'ya geldiğini ancak son 5 yıl içinde onlarca ustanın eskisi gibi iş olmadığı için mesleği bıraktığını belirtiyor. Kilim tamiri yapan çok az usta kaldığını da belirten kilim doktorları, el sanatı olan mesleklerinin tarih olmaması için önlem alınmasını istiyor.
EL ÜRÜNÜ KİLİMLERİN TAMİRİ YAPILIR
Elle dokunan kilimleri tamir etmenin daha zahmetli ve zor bir iş olduğunu belirten Ekmekçi İş Hanı'nda 12 yıldır kilim tamiri yapan Ali Adar, kilim doktorluğu mesleğinin çok zor olduğunu belirterek, kilim tamirinin çok dikkat isteyen ve uzun boyutlu bir uğraş olduğunu söyledi. Elle dokunan ve tarihi kilimlerin tamir için kendilerine getirildiğini bildiren kilim tamiri ustası Ali Adar, “Makine ürünü halı, kilim ve sumakların tamiri yapılmaz. Ayrıca tarihi kilimleri tamiri yapılır. Kilim tamiri yeni bir kilimin maliyetinden daha fazla. Biz genellikle 100-150 yıllık kilimleri tamir ederiz. Mesela şu an tamir ettiğim kilim 150 yıllık bir 'Kafkas' kilimi. Zaten kilim tamirciliği artık sadece ticari kilimler için yapılır oldu. Yani insanların evlerinde kullandıkları kilimler eskirse bunun tamiri için bize getirmiyorlar. Tarihi kilimlerin satım işini yapanlar ve kilim koleksiyonu olan insanlar eskiyen kilimlerini tamir ettiriyor. Tarihi kilimleri satımını yapan kişiler, eski kilimleri bularak bize tamir ettiriyor. Tamir edilen kilimler turistlerin alması için görücüye çıkarılıyor” dedi.
'KİLİM TAMİRCİLİĞİ ZOR VE İNCE EMEK İSTEYEN BİR EL SANATIDIR'
Kilimin üzerindeki desen ve yıpranmasına göre tamir süresinin uzadığını ifade eden Adar, çok desenli ve fazla yıpranmış kilimin tamirinin bir yıl dahi sürebildiğini belirterek, “Kilim tamirciliği zor ve çok ince emek isteyen bir meslek. Mesela şu an tamirini yaptığım kilim üzerinde 2 aydır çalışıyorum ve bu kilimin tamir işlemi bitmesi için yaklaşık bir ay daha çalışacağım. 100 yıllık kilimlerin fiyatı 5 bin TL'den satılmaya başlar. Kilimin üzerindeki desene göre de fiyatı artar. Tarihi kilimler müthiş para ediyordu ancak Avrupa ülkelerinde meydana gelen ekonomik krizden dolayı kilim satışları azaldı. Bu durumda bizim mesleğimizi olumsuz etkiliyor. Bundan 5 yıl öncesine kadar aylık gelirimiz 2 bin TL'yi bulurken şimdi  bin TL dahi gelirimiz olmuyor. Az olan işlerimizde yurtdışından gelen kilimler sayesinde oluyor. Şehrimize Kafkas ve İran kilimleri tamir için geliyor, bizim tamirimizden sonra dış ülkeler satılmaya götürülüyor. Ülkemiz içinde ise dedesinden veya babasından yadigar kalan kilimleri tamir ettirirse işlerimiz oluyor” ifadelerini kullandı.
MESLEK SON DEMLERİNİ YAŞIYOR
Kilim doktorluğunun ekonomik kriz ve diğer sebeplerden dolayı rağbet görmez olduğunu da dile getiren kilim tamiri ustası Ali Adar, “Bana göre de mesleğimiz son demlerini yaşıyor. El sanatı olan mesleğimizin sona ermemesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Konya kilim tamirciliği de bu konuda çok önde. Birçok şehirde kilim tamirciliği yapan insan sayısı bir iki tanedir. Konya'da 5 yıl öncesine kadar 100'ün üzerinde kilim doktoru vardı. Ancak şimdi bu mesleği yapan 15 kişi kaldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı el sanatı olan mesleğimizin bitmemesi için ve müzelerdeki kilimlerin tamiri için kilim tamiri ustası alacaktı ancak bununla ilgili çalışmasını durdurdu” diye konuştu.
ELLE ÖRÜLEN KİLİMLERE RAĞBET AZALDI
Emek İş Hanı'ndaki atölyelerinde önlerine aldıkları sumak ve cicimleri tamir eden Hasan Manap ve İsmail Canlı kilim tamiri ustalarda, ilmik ilmik örülen ve uzun yıllar kullanılan ürünlerin yok olmaması için ellerinde tekrardan hayat veriyor. 27 yıldır bu mesleği yapmakta olduğunu dile getiren kilim doktoru Hasan Manap da, kilim örmenin ve kilim tamirinin bir tarih olduğunu anımsatarak, “Eskiden elle örülen kilimlere çok rağbet gösterilirdi. Şimdi ise elle örülen kilimlere rağbet azaldı. Birçok şehirde de elle kilim örüm atölyeleri kalmadı. Makine örümü kilimlerin çıkması atölyelerin kapanmasına neden oldu. Makine üretimi kilimlerin tamiri olmadığı için bizim meslekte olumsuz etkilendi. Bu olumsuzluğa birde ekonomik krizler iyice balta vuruyor. Kilim doktorculuğu çok önemli bir meslek ancak. Mesleğimizin önemi fazla bilinmiyor. Biz bin bir emekle örülen ve tarihi önem kazanan kilimlerin yok olmasını önlüyoruz. Ancak her şeye rağmen yaptığımız mesleğe artık fazla rağbet gösterilmiyor” diye konuştu.
DEDEN KALMA MESLEĞİ YÜRÜTÜYOR
Dededen kalma mesleği ilköğretimden beri icra eden İsmail Canlı ise, dedesinin de kilim tamiri ve satımı yaptığını söyledi. 11 yaşında kilim tamirciliği mesleğine çırak olarak başladığını bildiren İsmail Canlı, “23 yıldır kilim tamirciliği yapıyorum. Dedemin yapmış olduğu mesleği yaptığım için mutlu oluyorum. Aile mesleğini ben yürütüyorum. Babam başka bir meslekle uğraşıyordu. Ben bu mesleği yapmak için bir ustanın yanına gittiğimde dedem çok mutlu olmuştu. Kilim tamirciliğinin şu anki durumu çok iç açıcı olmasa da ve gelecekte mesleğimiz açısından kötü durumlar bizi beklese de kilim doktorculuğu çok önemli bir meslektir” dedi. 
Kilim tamirciliğinin kış aylarında daha fazla olduğunu da dile getiren kilim tamiri ustası İsmail Canlı, “Tarihi kimilerin turistlere satıldığı için kış aylarında kilimler tamir edilir, turistler için yaza hazır hale getirilirdi. Ancak şimdi işimiz çok az sayıda olan işlerimizin ne zaman olacağı belli olmuyor” şeklinde konuştu.
Kilim doktoru Hüseyin Bögü de, kilimlerin nemli ortamlarda bulundurulmaması gerektiğini aktararak, “Kilimler nemli ortamlarda bulunursa ömürleri azalır. Su alan kilim kesinlikle güneşte kurutulmalı ve belirli aralıklarla yıkanmalıdır. Ayrıca kilimler böceklere karşı da korunmalı. Özellikle tarihi kilimleri olan insanlar bu durumlara dikkat etmesi gerekmektedir. Bu durumlara karşı korunan kilimler çok uzun yıllar kullanılabilir veya tarihi eser olarak saklanabilir. Elle örülmüş tarihi bir kilimi bulmak çok zordur” ifadelerini kullandı.

 MUSTAFA AKÇA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.