Sanatta buluştular

Akademisyen, işadamı ve sanayici sanatta buluştu. Akademisyen Ahmet Şahin Ak, işadamı Ömer Faruk Meydan ve sanayici Fatih Çinioğlu ‘Sanatta Buluşma’ adlı çıkardıkları albümle sanat yapmanın mesleğe göre değil isteğe göre olduğunu kanıtladılar. Albümdeki güfte ve bestelerin tamamı ise kendilerine ait. Albüm hakkında sorularımızı, Ömer Faruk Meydan, Ahmet Şahin Ak ve Fatih Çinioğlu’dan oluşan ekip adına cevaplayan ve albümün güftelerini hazırlayan Ömer Faruk Meydan, sanatın bir meslek değil içten gelen duyguların yansıtılması diyor…

Ömer Faruk Meydan kimdir?
Aslen Konyalıyım. Konya’da otomotiv yedek parça işiyle uğraşıyorum. Boş zamanlarımda akşamları müzikle ilgileniyor. Müzik en sevdiğim uğraştır. Ut çalabiliyorum. Babam da müzisyendi. Oda ut çalmayı çok severdi. Bende ut sesini ve çalmayı çok seven biriyim. Uğraşlarımız sonunda bir albüm çıkardık. Bu çok heyecanlı bir duygu.
* Böyle bir albüm çıkarmaya nasıl karar verdiniz?
 Bize bu ilhamı Ahmet hocam verdi. Uzun zamandır kendisinden ut ve nota dersi alıyorum. Hocamdan bu dersleri alırken, beste yapmaya karar verdik. Uğraşlar sonunda kendi bestelerimizi oluşturduk. Bu besteleri de bir albümde toplamaya karar verdik.
* Albüm çıkarmaya ne zaman karar verdiniz?
Projenin ilk adımlarını 5 yıl önce attık. 5 yıl boyunca oluşan besteleri topladık. 42 adet bestemiz oldu. Karşılığında hiçbir maddiyat beklemeden albümümüzü çıkardık.
* Bestelerin tamamı size mi ait?
Evet bestelerin tamamı bize ait. Beste ve güfteleri hocamla birlikte oturduk kendimiz hazırladık. Seslendirmeleri de usta sanatçılarımız yaptılar. Konya’da bulunan Türk sanat müziği solistleri sağ olsun bizi kırmayarak parçalarımızın hepsini seslendirdiler.
*Birbirinizle önceden tanışmışlığınız var mı, yoksa albüm için mi bir araya geldiniz?
Daha önceden hepimiz tanışıyorduk. Fakat fazla bir samimiyetimiz yoktu. Müzik aşkı bizi bir araya getirdi. Bundan büyük keyif alıyoruz. Bu eserleri dinledikçe, milletin beğenisi kazandıkça grup olarak çok mutlu oluyoruz.
*Sanayici, işadamı ve akademisyeni sanatta buluşturma fikri nereden geldi?
Hepimiz farklı mesleklerdeniz. Bu yüzden bu ismi verdik. İşadamı yerine marangoz olsaydı. O ismi verirdik. Mesleklerimiz farklı olması ve müzikte birleşiyor olmamız bu ismi verdirdi. Buradaki en önemli nokta şu; halk arasına baktığımız da sanayici dendiği zaman demirle kömürle uğraşan ruhsuz biri gibi algılama var. Bu albümü yaparken birazda buradan yola çıktık. Sanayicinin de duyguları var. Fatih arkadaşımızın asıl mesleği tornacılık. Tornacılık nasıl bir sanatsa, demir insan haline getirdiği için. Ut çalmakta, beste yapmakta bir sanattır. Sanayicilerinde anlatmak istediği kibar nadir ince duygular var. Sanayici dendiği zaman insanların farklı bakmasına gerek yok. Günümüzde bu algı çok farklı durumda. Kalıplaşmış bu tutumları değiştirmek için bu albümü yaptık. Sanayicinin bir sanatçı olabileceğini burada göstermiş olduk.
* İlerde yeni tekrar albümlerde sizleri görebilecek miyiz?
İnşallah 1 yıl sonra yeni albümümüzü çıkaracağız. Şu anda yeni bir albüm çıkarmaya yetecek kadar bestemiz var. Ama bunu ve biraz zamana yaymak istiyoruz. Çünkü bu albümü yeni çıkardık. Hemen üzerine bir albüm daha çıktığı zaman dinleme açısından da sıkıntı yaratır. Bakalım bir insanlar neler hissediyor. Beğeni durumu nedir. Ona göre yeni albümümüz piyasaya sürmek istiyoruz.
CUMHURBAŞKANI TEBRİK YAZISI GÖNDERDİ
*Albüm hakkında çevrenizden ve protokolden ne gibi yorumlar aldınız?
Albüm hakkında Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül, Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay yazı gönderdiler. Albümü çok beğendiklerini söylediler. Çeşitli işadamlarımız ve Konyalı protokol mensuplarından çok güzel yorumlar aldık. Halk tarafından büyük beğeni aldık. Albümün yeni olması münasebetiyle henüz birçok kişi bilmiyor. Gelen en güzel yorumlar içinde bir baba il oğlun hikâyesi oldu. Bir baba ile oğlun 30 yıldır karşılıklı oturup ağlamak istediklerini bir araya getirdik. İstanbul’da bir dostumuza CD’yi gönderdik. Pazar günü CD’yi alan baba oğul balık yemeye gidiyor. Araba CD’yi dinlerken bizim ‘babam’ diye bir parçamız var o parça çalıyor. Parça çalmaya başlayınca oğlan ağlıyor. Oğlan ağlamaya başlayınca baba da ağlıyor. Balık lokantasına kadar ağlayarak gidiyorlar. Sonrasında bize  telefon açıyorlar. Oğlan bize; “Değerli ağabeylerim babamla 30 yıldır karşılıklı ağlamak istiyordum, duygularımı açığa dökmek istiyordum. Sizin parçanızla bu duyguyu da yaşadım. Çok teşekkür ediyorum” dedi. Çok ilginç bir anı olarak hafızamıza kazındı.
*Albümden maddi bir beklentiniz oldu mu?
Hiçbir maddi beklentimiz yok. Kasetçilerde satışa da sürmedik. Tamamen kendi çabalarımızla çıkardık. Amaç burada para değil sanatı yansıtmaktır. Bizi şunu göstermeyi hedefledik. Konya’da İstanbul kadar sanat potansiyeli var. Fakat dışarı yansıtılmıyor. İstanbul’daki gibi burada sanatçılarımızın tanıtımı yapılmıyor. Konya’da değerli ses sanatçılarımız bulunuyor. Fakat bulunmuyor. Bizim bu çıkardığımız albüm aslıda Konya için bir katma değerdir. Konya’nın tanınması açısında, Konya’ya kültürel katkı açısından önemli bir atılım. Bizim dezavantajımız İstanbul’da değiliz ve eserlerimizi ünlü bir sanatçının okumaması.
*Tanıtım yönünde bir faaliyet gösterdiniz mi?
Çok büyük reklâmlarla bir tanıtım yapmadık. Büyük medyalarda veya gazetelerle albümü paylaşmadık. Çünkü bir ekonomik beklentimiz yok bizim. Konya’da çok küçük bir kesim albümü biliyor. Konya dışındaki bazı dostlarımız biliyor. Bunların dışında patlama yapacak bir uygulamamız olmadı. Fakat tanıtım eksiğimizin olduğunu düşünüyorum. Medyatik biri değiliz. Ama şunu düşünüyorum Konya için büyük bir atılım. İnşallah örnek bir atılım olur. Şunu da söylemek istiyorum, albümde tek sponsor kendimiz olduk. Albümü kültür armağanı olarak dinleyicilerimize sunuyoruz.
RÖPORTAJ: İBRAHİM ÇİÇEKÇİ