Konya’da ilkleri  gerçekleştirdik

Konya’da ilkleri gerçekleştirdik

1991 yılında Merhaba’nın ilk kadrosunda görev alan ve şu an gazetenin Yönetim Kurulu Başkanı olan Rifat Tankut, “Konya’da ilk defa 4 renkli gazeteyi biz bastık. İlk defa web ofset tesislerini kurduk. Konya’da ilkleri gerçekleştiren bir gazete olduk” dedi

Merhaba Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı olan Rifat Tankut, Merhaba’nın dününü ve bugününü anlattı. Tankut, Merhaba Gazetesi’nde işe başlama sürecini de anlattı. Tankut, “Eczacı kalfalığı olarak iş hayatına girdim. Bir gün Ramazan ayında çalışmayalım diyordum. Rıza Güneri’nin gazete kuracağını söylüyordum. Rahmetli Necip Alkan da insanları gazeteye abone yapıyordu. Bir gün yanına gittim. Bekledim bekledim gelmedi. Sonra ben gittim. Akşam telefon geldi. Acele gazeteye gel. Renk ayrımı makinası aldık. Bunu çalıştıracaksın dedi. Ertesi gün Süleyman Yeğenler ile beraber aradılar. O gün Rıza’nın oraya gidipte neden gelmediğini sonradan anladım. Saatlerce mizanpaj üzerinde çalışmışlar. Rıza Güneri bana Abi bir tane makine var. Bunu kuracağız çalıştıracağız dedi. Bunların hiçbirini bilmiyordum. Türkiye’de Yarın Gazetesi o zaman bir binanın bodrum katında faaliyet gösteriyordu. Oradaki makinayı aldık İzmir’e gönderdik. Yenisini çalıştırdık. O gün işe başladığım gün oldu. Bir eczane dükkanına renk ayrımı makinasını kurduk. Ankara’dan bir arkadaş geldi. Renk ayrımı makinasını çalıştırdı. Konya’da ilk defa 4 sayfa renkli gazeteyi biz bastık” dedi

İLK YILLAR BÜYÜK SIKINTILAR YAŞADIK

Gazetedeki ilk günlerinde renk ayrımını ve matbaacılığı öğrendiğini dile getiren Tankut, şunları kaydetti: “Ben de orada renk ayrımını öğrenmeye başladım. Fakat gazetede işler yolunda gitmiyordu. Gazete bir anda sıkıntıya girdi. Oradaki adama parasını ödeyemez hale geldik. Sıkıntı bastı. Merhaba Gazetesi’nin bir matbaası yoktu. Basın İlan Kurumu ancak gazeteyi mahalinde bastırılmasına izin veriyordu. O gün için Yeni Meram’da, Yeni Konya’da gazetemiz basılıyordu. İlk zamanlar gazetemizi Kombassan basıyordu. Daha sonra Kombassan çok para istedi. Ofset baskısını basmak çok zordu. Daha sonra Sabri Altun’un Manşet Gazetesi’nde basıldı. Bazı gazeteler ise gazeteyi basmak istemiyordu. İşimiz var diyorlardı. Biz hem renk ayrımını yapıyorduk hem de burada basıyorduk. O zaman müthiş bir ses getirmişti. Tipo baskıdan bir an da ofset baskıya geçtik. Ofset baskı yoktu, matbaa da yoktu. Ankara’da beraber çalıştığımız Burhan isimli arkadaşı Konya’ya davet ettik. Gel beraber yapalım bu işi dedik. Bizim buralardaki matbaayı gezdi. Bu işi kaldıracak matbaalar Konya’da yok dedi. Bizim gazeteyi basacak matbaa olmayınca en son Ankara’da gazete bastırmaya başladık. Burada grafik tasarım hazırlanıyordu. Film çekilecek hale geliyordu. Milli Gazete’nin tesislerinde basılmaya başlandı. Milli Gazetesi 1 hafta 10 gün gazeteyi bastı. Arabamız yoktu. Milli Gazete’ye vardık. Dediler sizin gazeteyi basmayacağız artık. Para ödeyemiyorduk. Kim söyledi dedik. Filan adam söyledi dedi. Adamı aradım. Kardeş kusura bakma basmıyoruz dedi. Adama yalvardık yakardık. Adam da bir daha beni rahatsız etme dedi. Ben de seni rahatsız edeceğim basılıncaya kadar dedim. Gazete basılmadı. Gittik Sabri Altun’a gazetenin basılması konusunda ricada bulunduk. Orada gazeteyi bastırdık. Derken büyük bir sorun olmaya başladı. Gazeteyi Ankara’da bastırdığımız için bizi şikâyet edenler olmuş. Basın İlan Kurumu bize ceza kesti. Gazeteyi bastıracak yer yoktu.”

GAZETEYİ KAPATMA KARARI ALMIŞTIK

Merhaba Gazetesi’nin ilk yıllarında maddi anlamda büyük zorluklar çektiğini ve gazeteyi kapatma kararı aldıklarını kaydeden Tankut, o yılları şu şekilde anlattı: “Her gün gazeteyi bastıracak matbaa arıyorduk. Dayanacak gücümüz kalmamıştı. O zaman Refah Partis’nin İl Başkanı Zülfikar Gazi idi. Halil İbrahim Dağ ile beraberlerdi. Onun evinde toplantısı varmış. Onların evine gidecektik. Gazetenin kapatılması konusunu da görüşecekti. Rıza Güneri bana o zaman talimat verdi. Beni müessese müdürü yapmıştı. Belediye İşhanı 8. Katında oturuyorduk. Oradaki 4 dairenin kirasını vermek zor oluyordu. Hepsini birkaç daireye sığdırmaya çalıştık. Merhaba Gazetesi’ni kapatma kararı almış. Onu konuşmaya gidiyorduk. Yolda nasıl olduysa gelin makine alalım dedim. Rıza Güneri kapatmak fikrinden vazgeçti ve makine almaya karar verdi. Almanya’dan makine getirmemiz gerekiyordu. Konya’dan gittik rolantı aldık. Bu makineyi getirdik. Kemerli Çarşı’da bir eczacının dükkanını kiraladık. Makineyi oraya kurduk. Makinede kırımcılar vardı. Çoğu kimse ofseti de bilmiyordu. Ankara’dan, İstanbul’dan gelen ofsetçi gençler vardı. Makineyi kurduk ama çalıştıracak adam yoktu. Yeni Konya’nın baskıcısı gelip bizim gazeteyi basardı. Oradaki işini bitirip bizim buraya gelirdi. Bizim matbaacı arkadaşlar da ofset matbaayı kullanmayı öğrendi. 4 renkli gazeteyi çıkaran ilk gazete olduk.”

MATBAADA YATIP KALKIYORDUK

Merhaba’nın kendi matbaasını kurmasının ardından yoğun bir tempoyla işe devam ettiklerini kaydeden Tankut, “Zamanla orada yatıp orada kalkmaya başladık. Bir tane arkadaş geldi. Benim bir gazete var bunu basarmısınız diye sordu. Gazetenin adı da Yeşil Gazete idi. Önce bu gazeteyi bastık. O aynı zamanda kırımcı ve ciltciydi. Bu gazetenin baskısını ben yaptım. İlk defa parayla gazete bastık. Derken gazetemizin çalışması da düzene girmişti. Biz orada makine almayalım deseydik Merhaba Gazetesi kapanacaktı. Borç vardı, sıkıntı vardı. Para yoktu. Emanet bulup, ödeyemiyorduk. Camianın hepsine borçluyduk. O gün için o borçlarımızı ödedik. Gündüz iş yaptık. Makineyi Belediye Hastanesi’nin yanında boş bir dükkana taşıdık. Hayderberg makine aldık. Ekstra işler yaptık. Kendimizi çevirecek şekle yavaş yavaş geldik. Rabbim önümüzü açtı” diye konuştu.

2005’TE KENDİ BİNAMIZA TAŞINDIK

Merhaba’nın 2005 yılında kendi binasına taşındığını ve Konya’da ilk defa web ofset tesislerini kurduğunu da hatırlatan Tankut, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “ 2005 yılında kendi binamıza taşındık. Merhaba’nın ilk 1991’de başladığı dönemlerde büyük sıkıntılar yaşadık. Şimdiki yeni yerinde gazetenin güzel bir görünümü oldu. İlk defa böyle bir gazete binası oldu Konya'da. Web ofset tesislerini kurduk. Matbaanın mülkünü de kurduk. Gazetenin imtiyaz sahibi olarak görev yaptım. Kibarca diye günlük yazılar yazdım. Büyük sıkıntılardan rahatlığa geldik. Yaşadıklarımızı kısaca anlattım. Renk ayrımı makinesini çalıştırmak için Ankara’dan, İstanbul’dan kaç kişiyle görüştük. Kimileri söz verdi sözünü tutmadı. Vazgeçtik dedi. Büyük emeklerle, ekip olarak gazeteyi bugünlere getirdik. Yaşımız belli raddeye geldi. Gazeteyi sizin gibi gençlere devrettik. Gazeteyi daha ileriye götüreceğinizden şüphem yok. Allah yardımcınız olsun.”

SALİH ACIBADEM

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.