Kitap okuyan az, okuyan da boş kitap okuyor

Kitap okuyan az, okuyan da boş kitap okuyor

Konyanın kitap okuma düzeyi diğer gelişmiş illere göre biraz düşük. Kitap okuyanların büyük çoğunluğunu da liseli öğrenciler ve üniversite öğrencileri oluşturmakta.

Bu okuma düzeyleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Rampalı Çarşı kitapçılarından Yahya Emre Karan, “Konya’da kitap okuyan kesim genelde lise öğrencileri ve üniversite öğrencilerinden oluşmakta. Ama biz ne kadar okuma oranı düşük desek de son yıllarda internetten yapılan kitap alışveriş sitelerinde Konya 2.sırada yer almıştır. Bu sıralamada yer almamızı etkileyen en önemli etken üniversite öğrencileri” dedi. Orta yaşta olanların da okumakta olduğunu söyleyen Karan, “Üniversite öğrencileri gittikten sonra bizim buralara kitap almaya gelen kişiler azalıyor. Bunlar da lise öğrencileri ve 30 ile 35 yaş arasındaki 80’li dönemleri görmüş arkadaşlarımızdır. Bu insanların çoğu da okuma işini hobi olarak yapıyor. 35’li yaşlardaki insanlar yeni bir şeyler öğrenmek için değil de boş zamanlarını değerlendirmek için okuyorlar” diye konuştu. BİR ŞEYLER KAZANMAK İÇİN OKUMUYORLAR
Gençlerin de vakit geçirmek için okuduklarını söyleyen Karan, “İnsanların okudukları zaman kendilerine bir şey katabileceği bir çok yazarımız var. Ama nedense bu yazarlar pek rağbet görmüyor bunun yerine daha çok Hollywood filmlerini andıran, okudukları zaman sürükleyici fakat okuduklarından bir şey anlamadıkları kitapları okuyorlar. Bunlar da genelde aşk, macera, savaş, korku, fantastik, polisiye, gerilim konularını anlatan romanlar. Bu romanların aslında kitap okuyucuları için kısa süreli kafa dağıtmaya yarayan, yani normal vakitteki çay molası vermek gibi bir şey olması gerekir” ifadelerini kullandı. Gençlerin boş bilgi okumalarının suçunun biraz da yazarlarda olduğunu söyleyen Karan, “Şimdiki yazarlarımız çok iyi satış yapmak, en çok satanlar listesinin en başında yer alabilmek için, daha çok para kazanabilmek için kitap yazıyorlar. Buda bir işe yaramayacak olan kitapların ortaya çıkmasına neden oluyor. Gençler de malum bunları okuyorlar” diyerek, yazarların para için değil de sağlam bilgi verebilmek için yazmaları gerektiğini söyledi.  Kitapları bir yemek sofrasına benzeten Karan, “Kitapların ana yemeği tarih, edebiyat, psikoloji, sosyoloji, felsefe gibi belgeli araştırmalar sonucu yazılan kitaplardır. Bizim gençlerin okuduğu aşk, macera, polisiye,  kitapları ise sofradaki salata gibidir.  Halkımız ana yemek yerine salata yemeyi tercih ediyorlar. Her gün salata yemek insana ciddi anlamda kilo verdirir. Vücudumuza bir faydası olmaz. Bunun yerine ana yemeği yemeli salatayı ara sıra yemeli” ifadelerini kullandı.
HER KİTAP DOST DEĞİLDİR
Her kitabın dost olmadığını söyleyen kitapçı Emre Karan, “Şu an piyasada birçok kitap var. Bu kitapların hepsi bizlere dost değil. Çok güzel yazılmış denecek kitaplar olduğu gibi bazı yazarlar ve yayınevleri kasıtlı olarak kendi düşüncelerini kitaplara aktararak gençliğin beynini bulandırmaya çalışıyorlar. O yüzden veliler çocuklarına kitap okutma alışkanlığı kazandırmaya çalışırken biraz daha dikkatli olmalı” diyerek velilere uyarıda bulundu. Medyanın da kitap okutmada etkili olduğunu söyleyen Karan, “Medya gündemde hangi konuları tutarsa o konuda onlarca kitap yazılıyor. Bir zaman Kürt sorunu vardı. Daha sonra Ergenekon davası çıktı. Bunlarla ilgili kitaplar gündemde tutulmaya başlandı. Okuyanlarda bunları okumaya çalışıyorlar” dedi. 2011 yılının en çok satanlarını da söyleyen Karan, “Geçtiğimiz yıl içerisinde Sinan Yağmur’un eseri olan Aşkın Gözyaşları, Elif Şafak’ın İskender kitabı, İskender Pala’nın Şah ve Sultan ile aynı yazarın O.D adlı kitabı son zamanların en çok satanları arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
MUSTAFA ÖZÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.