İnsanların duygularını dışarıya çıkaracaklar

İnsanların duygularını dışarıya çıkaracaklar

Meram Yeni Yolda açılan Moda Evi bayanların isteklerine göre çalışacak

Moda Evi’nin ortaklarından birisi olan Modeliyst Ahmet Güleç, Konya’da başarılı işler yapacaklarını söyleyerek, “Roma’da okuyarak stilistlik öğrendim. Ben Konya’da model kursu veriyordum. Ortağımla tanıştım. Çok başarılı, çok çalışkan olduğu için hizmetimizi birleştirdik. Konya’da ısmarlama iş yapan terziler var ama bizim şeklimizde yapan yok. Çünkü biz ısmarlama olarak çalışıyoruz. Eskiden terzilik üzerine mühendis mimar yoktu. Stilist, modelist yoktu. Önceleri omuz üzerine çalışıyordu terziler. Zoru zoruna, biçkiyi bilen de vardı bilmeyen de vardı. Ama yine de çalışırlardı. Şimdi endüstri ile bunu kolaylaştırdı. Halkımızın her türlü kesimine destek veriyor ama bu özel dikişin yerini tutamaz” dedi.
İŞLERİMİZDE KURGU
FARKI VAR
Modelistlikte kurgu yapmanın zevkli olduğunu söyleyen Güleç, “Modellik yaparken kurulan hayaller farklı kurgular farklı. Sadece giyenlerin değil, terzilerin modelistlerin, stilistlerin kurguları işleri yapma şekilleri, ortaya yeni ürün çıkarmada yaptıkları hizmetleri farklı. İnsanların tanımadıkları, derin duygularını ortaya çıkarıyoruz. Bir yere davetli olarak gittikleri zaman o zamanki derin duyguyu alıp gün yüzüne çıkarıyoruz. Hazır giyimde zaman unsuru çok önemlidir. Onlar bizim yaptığımızı yapamazlar. Bizde el işi var onlarda yok. Teknoloji ne kadar ileri seviyede olsa da bizim yerimizi ve el emeğini tutması mümkün değil. Bunun için bu hot götür terzicilik işi ülkemizin her yerinde zamanla yayılacak” diye konuştu. Hot götür terziciliği nasıl öğrendiğini sorduğumuz Ahmet Güleç, “Benim 43 yılım yurt dışında geçti. O zaman içerisinde hot götürün hiçbir zaman bittiğini görmedim. Ama insanlarımızın sosyal hayatlarını etkilememek için, onların başka masraflarını zorla karşılayabildiğimiz için çıraklar fazla gelmiyor, talep olmuyor. Maliyeti olanlara yapıyoruz biz bunu. İnsanlar zamanla ısmarlamaya tekrar geri dönecekler. Çünkü insanlar sükut hayale uğruyorlar. Hazır aldıkları kıyafetlerin 3-4 ayda deforme olduğunu görüyorlar. Ama ısmarlamada ise bizde şu anda da bulunan bazı kazaklar gibi 17 sene dayanan elbiseler bulunuyor. Bunun sırrı çalışmakta içerisine işlediğimiz duyarlı malzemeler değer katan, kalite veren malzemeler. Ben insanlarımızın bu malzemeye layık olduğunu, dayanıklı elbise giymenin onlarında hakkının olduğunu söylüyorum. Ben 14 yaşına kadar terziliği Konya’da öğrendim.  Batı kültürüne bakmak için onların ne yaptıklarını anlamak için Avrupa’ya giderdim. 1969 senesinde gittiğimde orada kalmaya karar verdim. Daha sonra İtalya’ya gittiğimde orada kendime iş bulmaya karar verdim ama iş bulamadım. Bir ressam arkadaşım bana portre yaparak orada kalmamı sağlayabileceğimi söyledi. Bende bu işi öğrendim bir buçuk sene portre çalıştım. Hayatımı geçindirdim bununla. Ama modelistlik yapmak benim hayatım, o işe âşık olmuşum. İnsanların değeri, kültürü benim en çok görmek istediğim en çok hoşuma giden yönleridir. Bunu da çalışarak yapıyorum. Çalışarak arıyorum insanların bu yönlerini. Ben insanlara şunu söylerim her zaman eğer kültürlerini ararlarsa görüntü çok önemlidir. Ata sözünde de söylendiği gibi hem insanın dışındaki elbise, hem de elbisenin içindeki insan önemlidir, kültürünü yaşatmak istiyorsa. Çünkü güzel değerli bir davetiyeye giderken, biz evimizi götüremeyiz, en güzel bahçe bizim olsa bile onu götüremeyiz. Gittiğimiz yere elbisemizi götürdüğümüze göre değerimizi de ona göre biçmemiz lazım, kabullenmemiz lazım. Bu da kültürel bir hal. Terzilik ile modelistlik arasında fark var. Bende hayal perest olduğum için, insanların içlerindeki çıkarmak istedikleri duygularını dışarıya çıkarmayı sevdiğim için, onları tanımayı, düşüncelerini tanımayı sevdiğim için, onlara görünüm kazandırmayı seviyorum. Bunu da modelistlik ile başarabiliyorum” ifadelerini kullandı.
İNSANLARA HİZMET EDEREK MUTLU OLUYOR
 İnsanlara yapmış olduğu hizmetler ile yaşama sevinci kazandığını söyleyen Güleç, “İnsanlara yaptığım hizmet karşısında onların yüzlerinin gülmesi benim ömrümün 10 yıl daha uzamasını sağlıyor. Çalışmalarımızı bu saydığım nedenlerden dolayı da insanların hoşuna gidecek, onların hayal ettikleri insanı dışarıya çıkarabilmek için çalışarak yapıyoruz. 5 buçuk yıl Roma’da çalıştım. Zaman içinde orada dikiş farklılıkları, krokinin, stilin farkını ve en önemlisi insan değerlerinin farklı olduğunu gördüm. İki insan özel konuşacaksa 3. kişi oradan uzaklaşır. Ama Türkiye’de maalesef ciddiyet uzaklaştırıldı. Ciddiyet öyle somurtkanlık yapmak değildir. Bu ciddiyetin tekrar geri kazanılabilmesi için çalışmamız gerekir. Uğraşmamız gerekir. Bizde bunun için ortağımla açtığımız bu dükkânda elimizden geldiği kadar yapmamız gerekenleri yapacağız insanlar için” diye konuştu.

MUSTAFA ÖZÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.