Güzellikleri keşfedilmeyi bekliyor

Güzellikleri keşfedilmeyi bekliyor

Konya’nın küçük ama güzel ilçelerinden olan ancak sadece kuşçuluk ve alabalıkçılık ile adını duyuran Sarayönü’nün bilinmeyen güzellikleri keşfedilmeyi bekliyor

GÜZELLİKLER SAKLI DURUYOR
Sarayönü denilince akla belli başlı yerleri ve insanlarının büyük bölümünün kuşçuluk veya balıkçılık ile uğraştığı geliyordu. Ancak ilçenin merkezinden uzaklaşarak dağlara, köylerin arka kısımlarına doğru uzandığınızda ilçenin bilinmeyenleri ile karşılaşıyorsunuz. Değirmenli köyü, Zengi değirmenleri, balık çiftlikleri gibi birçok güzellikler buralarda saklanmış, bulunmayı bekliyor gibi idi.
İLÇENİN GÖNÜLLÜ REHBERİ
Sarayönü’nün tarihi ve doğal güzelliklerinin gezilmesinde bize rehberlik yapan Reşit Duran, ilçenin her karışını gezen ve nerede ne varsa bilen bir bilgiye sahip, deyim yerinde ise ilçenin gönüllü rehberi idi. İlk olarak kendisinin de köyü olan Değirmenli köyünün tarihini anlatan Duran, “Değirmenli köyünün kuruluş tarihi tam olarak bilinmiyor. Ama kurucularının Mavişanlar, Güllüceler, Huzeyfler ve Battallar olduğunu biliyorum. Bundan sonra İstiklal Savaşı’nda savaşmış İzmirli bir subayın yerleştiği, Mavişanlardan bir kız aldığı biliniyor. Bu subayın köylüye zulüm yaptığı için çıkan bir çatışmada öldürüldüğü rivayetler arasında. Daha önce İzmir’den evli olduğu için kızı ve oğlu gelmişler. Buradaki tarlaları, evleri mahkeme kararı ile satmışlar. Sonra bugünkü halk oluşmuş. Aslında şu anda köyün kendi halkı yok, diğer yakın köylerden gelenler burada oturuyor” dedi.
DEĞİRMEN KÖYÜNÜN ÖZELLİĞİ
Köyün ilk olarak eski tren istasyonunun olduğu yere kurulduğunu da söyleyen Duran, “Her ne sebepse oradan kalkmış ve şu an Hininişli diye bilinen mevkiye gelmiş. Köyümüz çok geniş, gelişmiş bir köymüş. Köyün eski tandırları, köy halkının giderek birlikte ekmek yapıp yabancılara sattığı ekmek evi mevki var. Köyün ismi daha sonra bölgede çok sayıda değirmen olmasından dolayı Değirmenli olarak değiştirilmiş. Köyde çok sayıda su değirmeni var. O günkü şartlarda günün fabrikaları. Bu civardaki değirmenlere çevre köy ve kasabalardan gelenler vardı. O günlerin verdiği kalkınmışlık bir rehavet vermiş. Bu rahatlık sonucu da buralara sahip çıkılmamış. Bu bölgede bulunan değirmenlerden Ganioğlu değirmeni büyük ihtimalle Abdülhamit Han döneminde yapılmış. Köyün içindeki diğer değirmenler ise Abdülhamit’ten daha eski gibi. Bunların yazılı bir kaydı yok ama duyumlarımızla biliyoruz” diye konuştu.
DEĞİRMENLER ENERJİ ÜRETEBİLİR
Şu an bölgede altı değirmenin yerinin belli olduğu kalan kısımların ise bir harabeyi andırdığını söyleyen Duran, “Benim aklımın erdiği kadarıyla Değirmenli, sulamanın yapıldığı, değirmenciliğin olduğu bir köy olduğu için halkı çok rahattı.  Değirmenlere ve suya güvenerek fazla çalışma gereği duyulmamış. Elektriğin gelmesi ile değirmenler popülerliğini yitirince de kendi haline terk edilmişti. Ancak bugün bile yerleri belli olan değirmen taşları ve devasa kalasları ayakta duran bu değirmenlerin hayata geçirilmesi ile bölgenin sulamasını yapacak enerjiyi üretmeniz mümkün. Çünkü suyun gücü buna müsait. Ben bu vesile yetkililerden özellikle buraları bir kez daha görmelerini ve uzmanlar tarafından incelenmesini istiyorum” dedi.
TÜRKİYE’NİN MOZAİĞİ GİBİ
İlçenin tarihi ve geleneklerine de değinen Reşit Duran, “Sarayönü örf adet olarak ne Konya’ya, ne de Kadınhanı’na benzer. Mesela düğün yemeğinde zerdeyi nadir görürüz. Bu tür gelenekler buranın tarihçesini gösterir. Düğünlerde pirinçle bulgur karıştırılır ve pişirilir. Bu bana göre bir gelenektir. Sarayönü’nün örtünme biçiminden, şalvarına kadar benzemesine rağmen Konya’dan farklılık gösterir. Sarayönü’nün köylerinde de farklı etkin yapılar var. Karatepe var, Tatar köyü. Başhüyük var, Çerkez, Adaoğlu var, Kürt. Karabıyık var, Kuyulusebil var, Yörük de var. Sarayönü’nün köyleri de çok çeşitli olduğu için Türkiye’nin mozaiği gibi. Dünyanın her yöresinden insan var. Zengi, Yenicekara, Değirmenli, Özkent Türkmen köyü. Yani baktığımızda Çerkez’den Tatar’a, Kürt’ten Türkmen’e kadar her milletten insan var. Sarayönü sakin, derdini iyi anlatan ama ne hikmetse kalkınmasını sağlayamayan, geçmişte de tuz yolu üzerinde olması hasebiyle tren istasyonunun iyi çalışması, İstiklal Savaşı sırasında lojistik destek alanı olması nedeniyle önceden iyiydi. Fakat son zamanlarda 80’li yılların sonunda tren istasyonunun çalışmamaya başlaması, Cihanbeyli tuz çalışmalarının farklı yollarla Sarayönü’ne uğramadan gitmesi nedeniyle Sarayönü işlevini yitirdi. Benim çocukluğumda çevrede hiç fabrika yokken, Sarayönü’nde un değirmeni, üç dört tane büyük otel, yirmiyi aşkın lokantası ve işlek bir çarşısı vardı. Ama şehre yakın olduğu için avantajını yitirdi. Sanayisi gelişmedi, esnafı gelişemedi. Tren istasyonunun da işlevini yitirmesi ile birlikte tek geçim kaynağı hayvancılık ve tarım oldu. Hayvancılık da son yıllarda zarar etti. Bildiğim kadarı ile bir zamanlar yirmi bin baş hayvan vardı, şimdi üç bin koyun yok. Devlet üretme tesisleri de eski fidancılığı, fideciliği, tavukçuluğu bıraktı. Üç dört yıldır havaların kurak gitmesi ile de Sarayönü’nün üstüne ölü toprağı serpildi.
İLÇENİN İKİ BÜYÜK ESERİ
İlçemizde ayakta kalan en büyük eserlerimizden birisi Pir Hüseyin Camii. Bu büyük camiinin Pir Hüseyin tarafından 1200 yıllarında yaptırılmış olduğu biliniyor. 1899–1944 yıllarında tamir edilmiştir. Camiye bugünkü görünüşü veren tamiri 1944 yılındaki tamiridir. Caminin iç boyutları 17.90x11.70 metredir. 10 ağaç sütuna büyük kirişler atılmış ve ağaçlar tavana tutturulmuştur. Mihrabı çinilerle süslüdür. Caminin önünde Bizanslılardan kalma bir mezar kapağı vardır, bu kapağın üzerinde şöyle yazar, ‘Ay buraya nur saçmıştır. Dostlar burada sevinçle ibadet edeceklerdir, düşmanlar görsün’. İkinci tarihi camimiz ise Hatip Camii’dir. 1656 yılında yapılmıştır. Önceleri küçük bir medrese idi, sonradan tamir görerek cami haline dönüştürülmüştür. Giriş kapısı üzerinde tarihi kitabeler vardır. Bunlardan başka Çatal çeşme ve Hatip çeşmesi ile çok sayıda çıngıraklı kuyu ve tarihi çeşmeler olmasına rağmen bakımsız ve ilgi beklemektedir” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.