Göl ve örenlerin birleşmesinden ortayla çıkan güzellik
Emirgazinin en gözde köylerinden birisi olan Gölören Köyü, doğal güzelliklerinin yanı sıra yetiştirdiği bürokratlar ile de adından söz ettiriyor.
Köy sakinlerinden 78 yaşındaki Hasan Ergin, köylerinin özelliklerinden bahsederken yetiştirdikleri bürokratlardan da gurur duyduğunu söyledi. 8 çocuğundan 7’sinin okuyup bir yere geldiğini ifade eden Ergin, “Bizim köyümüzün tarihi çok eskilere dayanır. Köyümüz daha önce nahiye idi. 14 köy buraya bağlıydı. Köyümüzün ileri gelmişleri çok fazla idi. Benim babam beni Ereğli’ye okumak için salmadı. 20 çiftçiyi idare edecek malım var gitme dedi. Babamın nasihati üzerine kaldım. Ama ben babamın bana bıraktığı 150 dönüm arazi sayesinde 8 çocuğumun hepsini okuttum. Sadece ben değil bizim köyde herkes çocuğunu okutmak için ne gerekiyorsa yaptı. Çocuklarımızın okuyup başka illerde mevki sahibi olmaları bizleri mutlu etti ancak başka yerlere yerleşmeleri nedeniyle köyümüzün boşalması da bir o kadar üzdü” dedi.
Köyün isminin köyün ortasında bulunan ve etrafı duvarla çevrili olan küçük bir gölden geldiğini de dile getiren Ergin, “Göl çok küçük ama asırlardır ne suyu azaldı ne kurudu. Bereketli bir şekilde duruyor. Bu göl sayesinde çevrede bulunan birçok bölgeden buraya gelip ören yeri kurarak yerleşenler olmuş. Bu nedenle ismi Gölören oldu” diye konuştu.
Köyde kalan sayılı ailenin de küçük çaplı hayvancılık ve çiftçilik ile geçimini sağlamaya çalıştığın belirten Ergin, “Gölören Köyü sakinleri kıt kanaat geçimlerini sağlasa da haline şükreder. Buranın evleri çok ayrı bir mimariye sahip bölgeye has kara taşlardan yapılan evler her türlü zorluğa dayanıklı. Ama son yıllarda göçün artması nedeniyle ne yazık ki birçok ev terk edilmesi nedeniyle harabeye döndü. Çevresinde bulunan bazı tarihi yerleşim yerleri vardı. Bir kilise vardı. Burası yıkılmış ve taşları çevrede bulunan diğer köylerde ve yerleşim yerlerinde kullanılmış. Bunun yanı sıra yüzlerce mağarada yıllarca peynir stoku yapılmış. Onlar zamanla yıkılıp gitmiş. Kalan haliyle de benim gibi yaşlı belirli sayıda aile yaşamaya çalışıyoruz. Ama ben mutlaka köyümüzün görülmesini ve gezilmesini isterim” dedi.
Köyün isminin köyün ortasında bulunan ve etrafı duvarla çevrili olan küçük bir gölden geldiğini de dile getiren Ergin, “Göl çok küçük ama asırlardır ne suyu azaldı ne kurudu. Bereketli bir şekilde duruyor. Bu göl sayesinde çevrede bulunan birçok bölgeden buraya gelip ören yeri kurarak yerleşenler olmuş. Bu nedenle ismi Gölören oldu” diye konuştu.
Köyde kalan sayılı ailenin de küçük çaplı hayvancılık ve çiftçilik ile geçimini sağlamaya çalıştığın belirten Ergin, “Gölören Köyü sakinleri kıt kanaat geçimlerini sağlasa da haline şükreder. Buranın evleri çok ayrı bir mimariye sahip bölgeye has kara taşlardan yapılan evler her türlü zorluğa dayanıklı. Ama son yıllarda göçün artması nedeniyle ne yazık ki birçok ev terk edilmesi nedeniyle harabeye döndü. Çevresinde bulunan bazı tarihi yerleşim yerleri vardı. Bir kilise vardı. Burası yıkılmış ve taşları çevrede bulunan diğer köylerde ve yerleşim yerlerinde kullanılmış. Bunun yanı sıra yüzlerce mağarada yıllarca peynir stoku yapılmış. Onlar zamanla yıkılıp gitmiş. Kalan haliyle de benim gibi yaşlı belirli sayıda aile yaşamaya çalışıyoruz. Ama ben mutlaka köyümüzün görülmesini ve gezilmesini isterim” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.