Gazzeli gazeteci Muhammed Abu Taqiya: Gazzeliler Türk halkının desteğini unutmayacak

Gazzeli gazeteci Muhammed Abu Taqiya: Gazzeliler Türk halkının desteğini unutmayacak

Türk milletinin Gazze halkının en zor günlerinde yanında olduğunu dile getiren Filistinli Gazeteci Muhammed Abu Taqiya, “Türkiye ve Türk medyası da her zaman yanımızdaydı. Gazze’de yaşanan soykırım karşısında hakikatin ve insanlığın sesi oldu” dedi

Türk milletinin Gazze halkının en zor günlerinde yanında olduğunu dile getiren Filistinli Gazeteci Muhammed Abu Taqiya, “Türkiye ve Türk medyası da her zaman yanımızdaydı. Gazze’de yaşanan soykırım karşısında hakikatin ve insanlığın sesi oldu” dedi

GAZZELİLER BU DESTEKLERİ UNUTMAYACAK

Türkiye’de yaşayan Gazzeli Gazeteci Muhammed Abu Taqiya 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan İsrail saldırılarından bu yana Gazze’de yaşanan soykırımı ve insanlık dramını tüm dünyaya duyurmak için canla başla mücadele ediyor. Gazze’de yaşananları sosyal medya üzerinden ve ulusal televizyon kanallarından Türkiye kamuoyuna anlatan Muhammed Abu Taqiya, Türk milletinin ve Türk medyasının en zor günlerinde yanlarında olduğunu ve bunu Gazze halkının hiçbir zaman unutmayacağını söyledi.

TÜRK MEDYASI İÇİN DE GÖREV YAPIYORUM

**Muhammed Abu Taqiya kimdir? Kaç yıldır Türkiye’de yaşıyorsunuz? Kendinizden bahseder misiniz?

-İsmim Muhammed Abu Taqiya, Filistinliyim. Gazze’de doğdum. 2017 yılından bu yana Türkiye’de yaşıyorum. Türkiye’ye yüksek lisans yapmaya geldim. İlkokul, ortaokul, lise ve lisansı Gazze’de bitirdim. İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyonculuk bölümünden mezun oldum. Yüksek Lisansı gazetecilik bölümünde yaptım. 2012 yılından bu yana gazetecilik yapmaktayım ve çeşitli sosyal faaliyetlerde bulunmaktayım. Türkiye’de ve Arap medyasında birçok gazete ve televizyonlar için çalışmalar yapıyorum. Türkiye’de bütün kanallarla ortak çalışmalarımız oluyor. El-Jezire için de çalışmaktayım.

FİLİSTİN’İN SESİ OLMAK ÇOK ÖNEMLİ MİSYON

**Gazze’de yaşanan olayları tüm Türkiye’ye duyurarak, önemli bir misyon üstleniyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

-Filistin’de yaşanan zulme duyurmak için naçizane bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Türkiye’de eğitimimi tamamladıktan sonra ülkeme geri dönemedim. O yüzden burada Filistin’in sesi olabilmek için gazetecilik yapmaya başladım. Gazeteciliğin bir misyonu var. İnsanların sesi olmak özellikle de Filistin’in sesi olmak çok önemli. Filistin insani bir konudur. Bu davayı tüm dünyaya duyurmak için çalışıyorum. Bu çok önemli bir görev ve misyondur. Bunun bedelleri oluyor ve olmaya da devam ediyor. Bütün bunları göze alarak yola çıkmıştım. Filistin halkı sadece Türkiye’yi çok seviyor. Türk halkı da Filistin’i çok seviyor. Filistin’de 100 yıldır bir işgal ve zulüm var. Buradaki insanların sesini tüm dünyaya duyurmak için çalışıyorum. İki taraftaki insanlar arasında manevi bağları güçlendirmeye çalışıyoruz. Biz bir olduğumuz zaman düşmanlarımız geri adım atacaktır. Şehitlerimiz ve işgalciler tarafından katledilmiş çocuklarımız için bir şey yapmak zorundayız.

TÜRK MEDYASI HAKİKATIN SESİ OLDU

**Gazzeli bir gazeteci olarak ülkenizde yaşanan olaylar hakkında Türk medyasının ve Batı medyasının tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir kıyaslama yapabilir misin?

-Türk medyası ile Batı medyasını kıyaslamak mümkün değil. Türkiye’de basın çalışmaları vicdani bir şekilde sürdürülüyor. Meslek etiğine, ahlakına ve kurallarına göre bir çalışma sürdürülüyor. Batılı ülkelerin resmi medya kuruluşları 7 Ekim’den sonra utanç verici yayınlar yaptı. Bütün bu katliamları meşrulaştırmaya çalıştılar. Sadece gazetecilik adına değil insanlık adına utanç verici bir yayınlar yaptılar. Türk medyasında tam tersi bir durum yaşandı. Türk medyası hakkın, hakikatın ve insanlığın sesi olmaya çalıştı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Anadolu Ajansı ve diğer özel medya kuruluşları Gazze halkının yaşadığı soykırımı dünyaya duyurmak için büyük çaba gösterdi. Gazze halkı bu manevi desteği hiçbir zaman unutmayacaktır.

SOSYAL MEDYA FİLİSTİNLİLER LEHİNEYDİ

**Sosyal medyanın Gazze’deki vahşeti duyurması yönünde etkisi ana akım medyaya göre daha etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

-Sosyal medya Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki olaylarla birlikte 2021 yılından bu yana çok güçlü bir şekilde Filistinlilerin lehine çalışmıştır. Vicdanlı ve özgür insanlar tarafından çok iyi bir şekilde kullanılmıştır. Bugünlerde ana akım medyadan daha güçlüdür. Sosyal medya olmasaydı Filistin’deki, Gazze’deki soykırım ve katliam dünyaya duyurulamayacaktı. Sosyal medyanın gücü Filistinlilerin lehineydi, orada katledilen Filistinli çocukların lehine kullanılmıştır. İşgalcilerin çabalarına rağmen, Batı’daki insanlık yoksunu medyanın tutumuna rağmen içeriklerin yüzde 89’u Filistinliler lehineydi. Geri kalan yüzde 10’u işgalci İsrail lehine yönelik paylaşımlardı. İşgalci İsrail, algı konusunda çok büyük bir kan kaybı yaşadı. İşgalci İsrail algılarla kurulan bir devletti. Son olaylarla birlikte bu algı yıkıldı. Almanya’da, Fransa’da, ABD’de Müslüman ülkelerden daha fazla insan sokaklarda İsrail aleyhine yürüyüş yapıyor. Bu insanların sesi içten gelen bir sestir. 12 haftadır bu insanlar seslerini yükseltmeye devam ediyor. Bu insanlar kendi hükümetlerine baskı yapmaktadır.

TÜRK HALKI HER ZAMAN YANIMIZDA OLDU

**Türkiye kamuoyunun Gazze olaylarına yönelik yaklaşımı hakkında neler söylemek istersiniz? Türk halkı Gazze’ye yeterince ilgi gösteriyor mu?

-Türkiye’deki insanların bir Kudüs sevgisi ve inancı var. Türkiye’deki tüm kesimlerin ortak noktalarından biri de Filistin davasıdır. Bununla birlikte bir sevgi ve duygusal bir bağ var. Yaşananlara daha bilinçli bir şekilde yaklaşım var. Orada çocuklar katledilirken, Filistinliler topraklarını sattı mı? Diyenler var. Yüzlerce araştırma yapıldı. Bu iddiaların asılsız olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz. Filistin’deki direniş konusunda bazı eleştiriler. Siyasi olarak bazı sorunlar var. Ama halk arasında direniş konusunda bir ayrılık yok. Kamuoyunun bunları daha bilinçli bir şekilde bilmesi gerekiyor. Bu konuda gazetecilere ve yazarlara büyük görev düşüyor. Gazze’deki soykırım dünya gündeminden düşmemeli. Türk halkı da bu konuda duyarlılığını kaybetmemeli. Biz elimizden geldiği kadar Gazze’nin sesi olmaya çalışıyoruz. Farklı siyasi görüşlere sahip medya kuruluşlarına çıkarak, Gazze’de yaşanan soykırımı Türk toplumuna anlatıyoruz. Filistin bütün insanların davasıdır. İnsanlık adına, dini değerler adına Filistin’e sahip çıkmalıyız. 300’e yakın doktor şehit edildi, 120 gazeteci hayatını kaybetti. Kadınlar ve çocuklar şehit edildi. Bütün bunlar adına Filistin’e sahip çıkmak gerekiyor. Türk halkı bugüne kadar hep yanımızda oldu. Ama diğer İslam ülkeleri yeterince ilgiyi göstermedi. Gazze’de açlık ve susuzluk yaşanıyor. Binlerce insan tıbbi malzemelerin yetersizliği yüzünden hayatını kaybetti. Yardımların önemli bir kısmı Gazze’ye girmiyor. Gazze’ye günde binden fazla tırın girmesi gerekiyor. 60 bin kişi yaralanmış durumda. Tedavi için Mısır’a geçenlerin sayısı binden azdır. Türk halkına her zaman minnettarız. Boykotlar, sokak yürüyüşleri çok önemli. Fakat bunlar yeterli olmuyor. Gazze’de insanlar öldürülüyor, aynı şekilde Batı Şeria’da da katliamlar sürüyor. Son bir yılda Batı Şeria’da 400’den fazla şehit var. Böyle bir durumda İsrail’i durduracak somut adımlar atılmalıdır.

Kaynak:İbrahim Büyükeken

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.