Faize karşı önlemler alınmalı

“Geçmişte olduğu gibi bu gün de malesef Türkiye'nin birtakım çözülememiş sıkıntıları ile karşı karşıyayı” diyen Harun Kara "Bu sıkıntıları eğitimde, tarım ekonomisinde, sanayi ekonomisinde, büyümede, kadro tassislerinde, istihdam daralmasında, işsizlik artışında, imar ve kentsel dönüşümlerde, gelir dağılımının düşük olmasında, faiz ve oynak kurların stabilize olmayışında ve üretici halktan kaynaklandığını görmekteyiz. Büyük Birlik Partisi bu sıkıntıların oluşum sebeplerini konjonktürel ve yapısal sebeplerden kaynaklandığını bilmektedir. Bu sıkıntılardan kalıcı reformların gerçekleştirilebilmesi ile kurtulabiliriz. Eğitimde, tarımda ve sanayide modern anlayışın yerleştirilmesi sağlanmalıdır. Tabi yüksek kurun, faizin ekonomide yatırım önünü tımaması baş düşmandır. İstihdamın daralarak işsizliğin artmasına sebeptir. Ancak bunun yanında israf ekonomisi, üretim maliyetlerini aşağıya çekmeme ve teşvik kaynaklarının sağlıklı ve yerinde kullanmama gibi sıkıntılara sebep olmaktadır. İstihdamın önünü açacak reformların bir an önce gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Faiz paranın değer kaybı demektedir. Öyleyse faizi tetikleyen kalıcı önlemler alınmalıdır.Ekonomide güçlü olabilmek için rekabet ortamını yakalabilmek ve üretim maliyetinide aşağıya çekebilmek önemlidir. Satarak değil, yatırıma önem vererek, üretimi genişleterek büyüyebiliriz. Burada başarılı olabilmek için enerji kaynaklanının elektirik, benzin-mazot, doğal gaz, işçi sigorta primlerinin düşürülmesi gerekir. Ayrıca yönetim adeletli vergi reformunu sağlayabilmelidir. Üreticiye ekonomiye katkı payı altında teşviklerle yatırım imkanın genişletebilmesine ve büyümesine yardımcı olmalıdır. Tarımda bölgesel kontroller genişletilerek, üretim ihtiyacları belirlenip buna göre üreticiyi bilgilendirerk yön verilmelidir. Üreticinin ürettiğinin israf edilmeden muhavaza edilmeside sağlanmalıdır.üreticinin ürettiğinin değerini aracılar değil, yönetimin oluşturacağı birimler günün şartlarına ve maliyet durumuna göre belirlemelidir. Diğer sıkıntı yolsuzluk yapanların özellikle gıda sektöründe halkın sağlığı ile oynayanların cezalarının ağır hapis cezaları şeklinde uygulanması caydırıcılık açısından önemlidir. Her üç gençten biri Türkiye'de işsiz olup bu genç beyinlerin değerlendirilmemesi içler acısı bir durumdur. 1 milyon üniversite menzunu, yüksek lisans ve doktora yapan 8 milyona yamın kişi malesef işsiz olup kayıt altında gösterilmemektedir. Geleceğin gençleri malesef aktif değil içine kapanık, kendisi ile dertleşen bir konumdadır. Bir diğer husuz ise Türkiye'de bilgi beceri ve denetim mekanizmalarının yerinde değerlendirilmemesi de büyük ber sorun oluşturmaktadır.”

MUHARREM DURSUN