ESKİDEN NEREDE NE VARDI? -37-

ESKİDEN NEREDE NE VARDI? -37-

Ticarî hayatın nabzının attığı bölgeler, şehir ve ilçelerin genişlemesine paralel olarak büyük bir değişim göstermeye başladı.

NAİL BÜLBÜL


Çarşı adı verilen alışverişin hareketli olduğu merkezler günümüzde birden çok yere yayılmış durumda. Eskiden meslek grupları şehrin belirli yerlerinde toplu halde faaliyet gösteriyordu. Larende Caddesi’nde Kadınlar Pazarı ile At Pazarı arasında koşum saraçları, Karaman Caddesi’nde Kadınlar Pazarı’nın batısı ile Amele Pazarı arasında düvenciler, Kadınlar Pazarı’nın ana girişi ve Mevlâna Çarşısı’nın yerinde eskiden Askerî Hastane olan “Yanan hâl” in altında kasaplar, Kadınlar Pazarı’nın doğusundaki Keçeciler sokağında yapağıcı, keçeci ve dericiler, Merkez Çarşısı ile kunduracılar arasında çıkrıkçılar, Larende Caddesi’nin sağında Sahip Ata Camii’ne kadar keresteciler, İstanbul Caddesi’nde oto acentaları, bakkaliyeler ve şekerciler, Kebapçılar içinde lokanta ve ahçılar, Tevfikiye Caddesi ve Hükümet Meydanı’nda eczaneler, Aziziye Camii ile Kadınlar Pazarı arasında ekmek ve pideci fırınları, Bedestende yorgancı ve yastıkçılar yer alıyordu.  
Şehrimizde attar, tenekeci, tuzcu, kunduracı, marangoz, manifaturacı, demirci ve sobacı, sarraflar eskiden olduğu gibi şimdiki yerlerinde icra-i sanat ediyor. İstanbul Caddesi beyaz eşya ve halı, Hükümet Meydanı kırtasiye ve cep telefonu, Merkez Çarşısı gelinlik ve düğün malzemeleri, Türbe Caddesi Hac ile ilgili ihtiyaçlar, Larende Caddesi sıhhi tesisat, Kapı Camii civarı elektrik malzemeleri, yıkılan Başaralı Oteli civarı yorgancıların yoğunlukta olduğu yeni merkezler hâline geldi. Sanırım “Her yer çarşı” demek doğru olacak. Artık, gıda ve ihtiyaç maddelerini kenar semtlerde bile bulmak mümkün. Her şeyin temin edilmesi kolaylaşmasına rağmen, Halil Ürün’ün Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde adı “Melike Hatun” olarak değiştirilen Kadınlar Pazarı ve civarı günümüzde de önemini koruyor. Bu alan  günün her saatinde ticari açıdan yoğun bir hareketlilik yaşamaya devam ediyor.
Kadınlar Pazarı’nın, şimdiye kadar 4 ayrı yerde faaliyet gösterdiği biliniyor. Şehrin kenar semtlerinde bağ-bahçe işleriyle uğraşan halkın yetiştirdiği sebze ve meyveleri satması için kurulan ilk pazar, 1900’lü yılların başında Sultan Selim Camii ile 16. yüzyılda yapılıp, 1957’de yıkılan kuzeyindeki S ultan Selim imareti arasında kalan meydanda idi. Gençlik çağımızda taş kemerli büyükçe dükkânların ayakta olduğu imaretin batısı da buğday pazarı olarak kullanılıyordu. Bu arada Kapı Camii’nin batısında köylüler çalı çırpı, şadırvanın yanında da bahçıvanlar sebze ve meyve, kadınlar peynir, tereyağ, yoğurt, yumurta gibi yiyecekleri satıyorlardı. Aziziye Camii’nin doğusunda “İhtisab’ın altı” adı verilen ve şimdi yeşil alan olan kısım da derli toplu bir pazardı. Bu meydanın güney ve kuzeyi 1940’lı yıllarda dükkânlarla çevrili idi. Güney yönünde kasap Nazif ve 3 sebzeci dükkânı vardı. Aziziye Camii’ne bakan kuzey köşesinde halkın “Yalak Aliler” lâkabını taktığı 2 kardeş Kâzım ve Mehmet, kasaplık yapıyordu.
Tek katlı, taş merdivenli ve çatısı kiremitli zabıta karakolu bulunan meydanın doğusundaki dükkânlar 1952’de Rüştü Özal’ın Belediye Başkanlığı sırasında yıkılıp, ortası boş bırakılarak dış tarafına dükkânlar inşa edildi. Peynir pazarı olarak adlandırılan bu dükkânların solundaki girişte Süleyman Öztemel’in, sağda kasap Hazım Toydemir’in, girişte de yağcı Vehbi Öztorun’un dükkânları vardı. Eskiden Selimiye Caddesi üzerinde yanan hâlin bitişiğinde bulunan “Mollaoğlu Medresesi” nin yerine 8 dükkânın yer aldığı ilk sebze hâlini yaptıran Rüştü Özal, ahşap dükkânların yer aldığı eski Kadınlar Pazarı’nı yıktırarak, şehire modern bir pazar yeri de kazandırmıştı.
Üzerinde zabıta karakolu, ana girişin köşesinde Afyonlu kasap, içeride kasap Hasan Yakıcı, süt mamulleri satan Ali Parlakçerez, Topraklık’ta oturan Teyfik hocanın sebzeci, Mehmet ve İsmail Tatlıdil’in şekerci, Anavatan Partisi eski İl Başkanı ve milletvekili Adil Küçük’ün babası Mahmut ağanın dükkânları, dışında sağ köşede Mehmet Gövez’in ekmek fırını ve üstünde Meydan Oteli bullunuyordu. Pazarın batıya bakan dışında Koca Yusuf’un etliekmek fırını, yanında Konyaspor’un eski yöneticisi Mehmet Özsandıkçı’nın babasının dükkânı, pazarın solundan girilen Keçeciler sokağında yün-yapağı tüccarı Mehmet Mıhoğlu ve oğlu Mevlüt, derici Ahmet Eser, Kerimdede Mektep Mahalle Muhtarı derici Mehmet Yis, derici Abdullah Karaküçük, İsmail Tozcu ve oğlu Tahir eski senötör Mehmet  Varışlı’nın babası İsmail ağa ile keçe yapan esnaflar sıralanıyordu.
Şehirden 60 yıl öncesine ait bir kesit vererek, bazı ticaret erbabından bahsetmeye çalıştık. Geçmiş zaman olur ki, hayâli cihan değer.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.