Eskiden Nerede Ne Vardı? -36-

Eskiden Nerede Ne Vardı? -36-

Şehrimizden bir bölümün 95 yıl önceki genel görünüşünü yansıtan bu sayfadaki tarihî fotoğrafı ilk bakışta çözmek elbette kolay değil.

Bunun için geçmişi günümüze taşıyan yazıyı okumanız gerekiyor. Fotoğraf, Konya Lisesi’nin doğuya bakan pencedesinden çekilmiş bulunuyor

Osmanlı hükümdarı Sultan Mehmed Reşad zamanında vuku bulan Balkan Savaşı’nın İstanbul’a sirayet etme ihtimali üzerine payitahtın (Başkent) Konya’ya nakline ve bu amaçla devletin idare edileceği bir saray yapılmasına karar verilmişti. Bu plan dâhilinde 1912 yılında 28 bin altın liraya malolan ve şimdi Lise olarak kullanılan mimarî özelliği yüksek bu bina mimar Muzaffer Bey’e inşa ettirilmişti. Savaş tehlikesi kalkınca payitahtın Konya’ya taşınmasından vazgeçilmesi üzerine 3 katlı binada daha sonra dârülmuallimin (Erkek öğretmen okulu) açıldı. Dârülmuallimin ilerleyen yıllarda başka bir şehire nakledilince boşalan binaya bu defa 1933’de Cezaevi’nin yanındaki Konya İdadîsi (Orta dereceli okul-lise) taşındı. Binanın sağ bölümüne Lise yerleştikten bir süre sonra, sol bölümde de Askeri Lise eğitim ve öğretime başladı. Son olarak 1950 öncesine kadar faaliyet gösteren Askeri Lise, İstanbul’a gidince bina günümüze kadar Konya Lisesi olarak devam etti.
PTT’nin arkasındaki eski Ticaret ve Sanayi Odası inşa edilmeden önce yerinde bulunan binanın kuzeybatı köşesinde fotoğrafçılık yapan Ahmet Ektem’in çektiği fotoğrafın karşısında görülen çatısı kiremitli 2 katlı bina Bego isimli bir azınlık mensubunun otelidir. Zamanla yıkılarak yerine Kız Meslek Lisesi inşa edilen çok odalı güzel bir konak şeklindeki binanın sağında parmaklıkla çevrilmiş olan alan Millet Bahçesi’dir. 1950’li yılların sonuna kadar yaz aylarında konserler verilen, müzikli programlar düzenlenen bahçenin yeri önce park olarak düzenlendi, daha sonra da şimdiki Devlet Tiyatrosu’nun bulunduğu kitaplık ve İpek Sineması olarak kullanılan bina yapıldı. Bahçenin taş kemerli kapısı da İmam Hatip Okulu’nun girişine nakledildi. Sinemanın sahnesinde birkaç yıl Mevlâna’yı Anma Törenleri’nde sema icra edilerek, Türkiye güreş müsabakası gerçekleştirildi. Bego’nun Oteli’nin solundaki kerpiç duvarla çevrili geniş arsada ise bugün Yonca Apartmanı yer alıyor, yanındaki sokağın köşesine de eski belediye başkanlarından Samet Kuzucu apartman yaptırmış bulunuyor. Bahçesi muntazam şekilde düzenlendiği görülen Konya Lisesi’nin giriş kapısının yanındaki kubbeli hademe kulübesi bugün de aynı yerinde duruyor.
1920’li yıllara kadar şehrimizde yaşayıp, daha sonra Yunanistan, Adana, Mersin ve Hatay gibi illere göç eden azınlık mensuplarının yaptırdıkları binaların modern oluşu dikkati çekiyor. Lise bahçesinde sağdaki kavak ağacının üstünde solda çatısı görülen (x işaretli) büyük bina, yerine şimdiki Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun yapıldığı Rum Okulu’dur. Purjenist tarikatına bağlı vakıf tarafından yönetilen, 1922 yılından önce azınlık mensubu kızların tahsil gördüğü bu binada 1930’lu yılların başında artık öğrenim yapılmıyor, Arapoğlu Makasındaki Fransız Kilisesi’nde görevli rahipler kalıyordu. Kilisede o tarihlerde şehrimizdeki gayrımüslüm halk ibadet ettiği için kilisenin çanı belirli saatlerde çalıyordu. 1932’den sonra Rum Okulu millî emlâke geçtiğinden Altınçeşme adıyla Türk Okulu olarak faaliyet göstermeye başlamıştı. Bu binanın sağında Kapı ve Aziziye Camilerinin minareleri farkediliyor.  Fotoğrafta solda Alâaddin Tepesi’nde Alâaddin Camii minaresi, saat yerleştirilen Eflatun Mescidi’nin kulesi, tepenin eteğinde görülen 3 yüksek binadan soldaki Belediye Halk Sineması, sağdaki Halkevi, ikisi arasındaki eski Orduevi, Halkevi’nin önündeki kubbeli yapı da Zafer Meydanı’ndan Muhacir Pazarı’na giren sokağın içerisindeki Nasuhbey Mescidi’dir. Sağa doğru dikkatli bakınca yerinde eski belediye, şimdi ise İş Bankası bulunan Yusuf Şar’ın Konağı, hemen yanında da Şerafeddin Camii’nin kubbe ve minaresi görülebiliyor. Çok sayıda ağacın yeşile bürüdüğü görülen fotoğraftaki çok sayıda evin yerini artık 3-4 katlı apartmanlar almış bulunuyor. Şimdi Karma İlköğretim Okulu’nun bulunduğu eski Karma Ortaokulu’nun yerinde 1889’da eğitim ve öğretime başlayan Konya Lisesi’nin taşındığı, Sultan Reşat döneminde Saray olarak yapılan binanın üst katı bir zamanlar yatılı olarak leyl-i meccani (ücretsiz) tahsil gören talebelerin yatakhanesi idi. Bu güzel binanın yerinde ise, 1912’ye kadar içerisinde nefis bir ahşap köşkün yer aldığı Belediye Bahçesi bulunuyordu.
1883’de İstanbul’da dünyaya gelen ve Hendesehane-i Mülkiye’den mezun olduktan sonra Vilayet Mimarı olarak Konya’ya tayin edilen Konya Lisesi’nin mimarı Muzaffer Bey ayrıca, 1915-1917 arasında Atatürk Anıtı’nın kaidesini Ziraat Abidesi olarak yapmış, dârülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu-şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) binasını da inşa etmiştir. Ziraat Abidesi’nin üzerine daha sonra mimar Krippel’in yaptığı sağ elinde bağday başağı demeti, diğer elinde kılıç bulunan Atatürk’ün heykeli konularak, 29 Ekim 1926’da törenle açılmıştır. İsmi bir caddeye verilen Mimar Muzaffer Bey, 1920 yılında 37 yaşında vefat ederek, eskiden Sadreddin Konevî Türbesi’nin yanında bulunan mezarlığa defnedildi.

NAİL BÜLBÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.