Eskiden Nerede Ne Vardı? -23-

Eskiden Nerede Ne Vardı? -23-

Konyada her yıl önemli ölçüde yenilikler meydana geliyor.

71 yıl önce 56 bin 465 olan ve 1960 sayımında ilk defa yüz bin sınırını aşarak, 122 bin 704’e ulaşan şehir nüfusundaki artışa paralel olarak coğrafi yapıda yoğun gelişme yaşanıyor. 1920 sonrası başlayan yıkım sebebiyle büyük camiler dışında az sayıda eski eser günümüze ulaşabildi. Bu yüzden şehrin çehresi tamamen değişmiş bulunuyor. Sayfada yer verdiğimiz gibi bir kısmının fotoğraflarına, ancak büyük bölümü hakkında sadece yazılı bilgiye sahibiz. Şerafeddin Camii minaresinden çekilmiş olan fotoğrafta, 1883’te Vali Sait Paşa tarafından başlatılıp, 1887’de Vali Sururi Paşa tarafından ikmâl edilen Hükümet Konağı ve çarşının yaklaşık 100 yıl önceki durumu görülüyor. Ön planda Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün önünde yol kenarındaki 2 kavak ağacı yükseliyor, Hükümet Meydanı ise henüz düzenlenmemiş. Geçtiğimiz yıllarda aslına uygun şekilde yeniden inşa edilerek “Yüzüktaşı” adı verilen ahşap bina eskiden Belediye idi ve altında Hayık Aşot Artok’un eczanesi vardı. Eczaneyi daha sonra Mehmet Eğilmedi ile Faruk Özdündar devralarak, ortak “Türk Eczanesi” ni açtılar. Vilayete bakan köşede Nail Arpat’a ait “Yuva” mefruşat vardı. Bitişik bina yakın sayılacak tarihte vergi dairesi olarak kullanılmış, altına Etibank açılmıştı. Bu binanın önünde parti mitinglerinde hatiplerin konuştuğu kürsü konuluyordu. Binaların sonunda dar sokağa girerken sağda yapılan Kenanlar’a ait binanın üzerinde “Merkez Karakolu” ve sonra Göz Doktoru Yakup Sekmen’in muayenehanesi, altında da 50 yıl önce Balkan muhaciri İbrahim Dölen’in “Dölen Pastanesi” bulunuyordu.
Bedestene girerken sol köşede “Üniversite Kitabevi” nin yerinde eskiden “Mevsim mağazası”, üst katında da “Türkocağı” vardı. Sağda, altında Özyalvaç manifatura mağazası, üzerinde Doktor Ekrem Yıldırım’ın muayenehanesi bulunan bina inşa edildi. Kapı Camii’ne giden Tevfikiye Caddesi’nin solunda Nail Arpat’ın sırasında Ahmet Tozoğlu’nun Güneş Eczanesi, sırasında kunduracı Ömer Özdalkıran, kırtasiyeci Osman Aksun, Garanti Bankası’nın yerinde İsa Akaltun’un İstikamet Eczanesi, üst katında Ankara Oteli, elektrikçi Zeki Özdemir, kunduracı Uluırmaklı Mehmet usta, üst katta cilt doktoru Zeki Taşar, Sarraf Fahrettin Odak ve Ömer Balıkçılar, Tevfikiye Caddesi’nin sağ köşesinde Akbank’ın yerinde Zincirli Han, (Yeni Meram gazetesi’nin ilk idarehanesi bu hanın girişinde küçük bir ahşap barakada idi), “Dedeler Hanı” nın kapısının sağında şimdiki Odacı Döviz’in yerinde Alişan Özatilla’nın İstanbul eczanesi, hanın kapısının solunda Adil Karaağaç’ın Halk Eczanesi (Karaağaç İstanbul’a yerleşince eczaneyi Haşmet Sezgen devraldı), yanında berber Osman Cella, Zekeriya Balam’ın Hadika-i Sıhhat eczanesi, kunduracılara dönerken üst katta Hatay Oteli, ileride sarraf Halit Kapsız ve Nuri Küçükköylü’nün dükkânları yer alıyordu.
Hükümet binasının güneyinde şimdiki Merkez Çarşısı yapılmadan yerinde Jandarma Dairesi vardı ve Saray Çarşısı ile çarşının arasındaki sokağın başında Birinci Noter bulunuyordu. Alt katında tamirhane bulunan Zincirli Han’ı, Ticaret Odası Başkanı ve daha sonra Milletvekili olan Muhiddin Güzelkılıç ve ortağı Bakırcı Mustafa işletiyorlardı. Rüştü Özal’ın Belediye Başkanlığı sırasında Saray Çarşısı’nın temeli atılırken inşaat yola 2 metre çıkılarak Saray Oteli’nin girişi ve dükkânlar yapıldı. Otelin girişinin önündeki kaldırımda 60 yıl önce mühür kazanlar ve seyyar fotoğrafçılar vardı. Meramspor Başkanı ve Nakipoğlu Vakfı mütevellisi Yüksel Nakipoğlu’nun bürosu Saray Oteli’nin içindeydi ve vakfın levhası da otelin girişinin sağında camda asılıydı. Hükümet binasının ana giriş kapısının yanısıra kuzey, güney ve batıda yıllardır kapalı olan kapıları da eskiden giriş çıkış için açık tutuluyordu. Binanın Kayalıpark tarafında kuzey batı köşesinde bulunan Ulvi Sultan Mescidi ve Türbesi, Anıt Alanı’ndaki Amberreis Camii ile Lise arasında yer alan Amberreis Türbesi, Alaaddin Tepesi’ndeki Eflâtun Mescidi ve Şerafeddin Camii’nin ilk banisi Şerafeddin Osman’ın caminin kıblesinde olan ve 2 yıl önce aslına uygun olarak yeniden yapılan türbesi 1920-1924 arasında yol ve meydan açmak amacıyla belediye tarafından yıktırıldı.
Hükümet Konağı’nın çevresinde eskiden değişik yapılar olduğunu çeşitli kaynaklardan öğreniyoruz. Konya Tarihi’nin yazarı İbrahim Hakkı Konyalı, 372. sayfa ve devamında postanenin yanındaki Hacı Hasan Camii’nin yerinde eskiden Hoca Hasan ismindeki bir zatın yaptırdığı kendi ismini taşıyan bir mescid bulunduğunu, ancak zamanla harap olduğu için yerine adaşı Hacı Hasan’ın bugünkü Hacı Hasan camii’ni yaptırdığını, postanenin yerinde ve ardındaki 1255’den önce yıkılan “Müstevfî Hamamı” ndan bahsederek, şunları kaydediyor:
“Hamamın bitişiğine Kuyumcu zâde Hoca Salman tarafından dârülhadis ve Dârülhuffaz yaptırılmıştı. Bu hamamın yerine daha sonra “Fethiye Medresesi” yapılmıştı. Medrese’nin şimalinde son zamanlara kadar ayakta kalan ve dârülhadis‘in mescidi olan kubbeli “Çarşamba Mescidi” vardı. Dârülhadis’in yanındaki 2 katlı binanın üstünde hafızlar ilmi kıraat, altında çocuklar Kur’an öğrenirdi. Konya Vakıflar Müdürlüğü’nde 3 numaralı defterin 499. sayfasında bir kayıttan öğrendiğimize göre; mescidlerin yakınındaki hamamın üçte bir hissesi de Server Ağa Çeşmesi’nin vakfıdır ki senede çeşmenin hissesine dört bir akça düşmektedir.”
Hükümet Konağı ile Kayalıpark arasında 90 yıl önce Jandarma Dairesi’ne ait bir nezarethane bulunduğunu, Delibaş Vak’ası sırasında yakalanan zanlıların burada gözaltına alındığını, tuvaleti olmadığı için üzerine sıkışanlar küçük abdest bozduklarından buraya sidiklik adı verildiğini söylerlerdi.


NAİL BÜLBÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.