ESKİDEN NEREDE NE VARDI -10-

ESKİDEN NEREDE NE VARDI -10-

Nail BÜLBÜL

“MERHABA Şehir”ekimizde yer alan tarihî resimler eşliğinde şehir gezimizi sürdürüyoruz. Yaz aylarında tepesinden aşağıya şırıl şırıl suların döküldüğü kayalı havuzuyla tanınan “Kayalı Park” ı görüntüleyen ilk fotoğraf 1920’li yılların başında çekilmiş. Günümüzün koca koca çınar ağaçları henüz bilek kalınlığında bile değil. Bir benzeri de geçmişte “Fahrettin Paşa Parkı” nda yer alan ilginç mimarî projeli havuzun çevresinde başları kalpaklı, ayakları potinli (Uzun konçlu, önden bağlı erkek ayakkabısı) resmî kıyafetli polis, asker ve sarıklı insanlar, saksılara dikilmiş Kaktüs ve çeşitli çiçekler, havuzun kenarında oynayan çocuklar, yerde sulamada kullanılan lastik hortum, geri planda ise dalları göğe yükselen bir kavak ağacı, hâlen Yapı ve Kredi Bankası’nın faaliyet gösterdiği, 1950’li yılların sonuna kadar CHP il teşkilâtının kullandığı eski Posta ve Telgraf İdaresi ile bu güzel bir mimariye sahip binanın bitişiğinde yıllarca “Başak Palas Oteli” olan Akkirpiğin İsmail Ağa’nın kır kahvesi göze çarpıyor. Eskiden binaların önünde bulunan Ziraat Bankası yıkılarak, İplikçi Camii’nin yanındaki şimdiki yerine taşınırken, meydan açılarak 1960’lı yıllara kadar “Taksi Meydanı” olarak kullanıldı.
Fotoğrafta sağda arka planda görülen Ulvi Sultan Mescidi ve Türbesi’nin, 1924’te Şerefeddin Türbesi ile birlikte belediye tarafından yol genişletme gayesiyle yıktırıldığını kaydeden İbrahim Hakkı Konyalı, 1917 yılında mescidde namaz kılıp, türbeyi ziyaret ettiğini, türbenin altında cenazelik bulunduğunu, yıkımdan sonra cenazeliğin toprak altında kaldığını bildirerek, mescidin 1.20X2.60 ebadındaki yekpare taş mihrabın meşhur olduğunu belirtiyor. Konya Tarihi’nde, Vilâyet binasının kuzeybatı köşesinde bulunan mescid ve türbenin açılan yol ile bir ilgisinin bulunmadığını, yol genişletmenin bahane olduğunu kaydeden Konyalı, Fatih Sultan Mehmed’in miladî 1476’da yaptırdığı İl Yazıcı Defteri’nde mescidin isminin Seyyidî Alevî Mescid olarak gösterildiğini, Sahra nahiyesi’nde Kara Bedreddin çiftliğinin, Hoca Fakih’te bağ ile Bula Ramazan bağı ve Çeşnigir Değirmeni’nin üçte bir hissesinin mescide vakfedildiğini,ayrıca II. Bayezid ve Kanuni devirlerindeki evkaf defterlerinde “Yusuf Hüseyni Alevî” adıyla çeşitli vakıflar yazılı olduğunu ekliyor. Günümüzde bu Selçuklu eserinin yerindeki yeşil alana dikilen levhada mescid ve türbe hakkında bilgi bulunuyor.
Kayalı Park’ın karşısında Şerafeddin Parkı’nın yerinde eskiden “Ziyaiye Medresesi”, park ve Şerafeddin Camii’nin arkasında “Mahkeme Hamamı” ve şimdi İl Genel Meclisi’nin bulunduğu “Mektebi Sanayi” ile Mahkeme Hamamı’nın arasında da “Konya Bedesteni” nin bulunduğunu kaynaklardan öğreniyoruz. Mektebi Sanayi; 1901 yılında Vali Avlonyalı Ferid Paşa tarafından, Mahkeme Hamamı da Karamanoğlu İbrahim bey tarafından Konya’daki medresesi ve imâreti için “Hamam-ı Cedid” (Yeni hamam) adıyla yaptırıldı. Hamam; sonuncusu geçtiğimiz yıllarda gelir sağlamak üzere etrafına Vakıflar Müdürlüğü’nce dükkânlar yapılarak birçok defa onarım geçirip, külhanı da miladî 1754 tarihinde tamir edildi. Kayalı Park’ın güney kısmındaki PTT binası ve Ziraat Bankası, İstanbul Caddesi’ndeki İsmet Paşa, eski kamyon garajı yanındaki Hakimiyet-i Milliye ve Alâaddin Tepesi’nin batısındaki Gazi Mustafa Kemal İlkokulları ile birlikte 1927 yılında bir Alman firması tarafından inşa edildi. 1970’li yılların sonuna kadar Yeni Konya gazetesi muhasebecisi olan merhum Ahmet Bölen, Kurtuluş Savaşı yıllarında PTT ile Ziraat Bankası’nın arasında Babalık Gazetesi idarehanesi ve matbaası’nın bulunduğunu, polis takibi sebebiyle geceleri ışık sızmaması için karartma yaparak binanın tavan arasında yazıları dizdiklerini anlatırdı.
İbrahim Hakkı Konyalı, PTT’nin yanındaki “Hoca Hasan Camii”nin yerinde hicrî 646’da Hacı Hasan isimli bir hayırsever tarafından yaptırılan bir mescid bulunduğu, ancak günümüze kadar ulaşamadığı için yerine hicrî 1325 tarihinde bugünkü caminin yapıldığını belirtiyor. Bir zamanlar bu caminin civarında bir kısmı postanenin yerinde ve bir kısmı arkasında olan “Müstevfî Hamamı”nın bulunduğu, bitişiğinde de kuyumcu zade Hoca Salman’ın yaptırdığı dârülhadis ve dârülhuffaz bulunuyordu. Sonra 1255 tarihinden önce yıkılan hamamın yerine “Fethiye Medresesi” yapılmıştı. Medresenin şimâlinde tek kubbeli bir de mescid vardı ve son zamanlara kadar ayakta olan “Çarşamba Mescidi” adındaki mâbed dârülhadisin mescidi idi. Hacı Hasan Camii’nin güney dış duvarında kuyumcu Hasan adında birisi tarafından yapılan güneş saati günümüze kadar gelmiş bulunuyor.
Şimdiki “Merkez Çarşısı” nın yerinde 1960’lı yıllara kadar 2 katlı ahşap İl Jandarma Komutanlığı binası ve Vilâyet binasının batısında bir nezarethâne vardı. Gözaltına alınanlar sıkışınca bir köşesine ihtiyaçlarını giderdikleri için halkın “Sidiklik” adını verdiği nezarethanede 1920’de meydana gelen “Delibaş olayı” sırasında yakalanan isyancılar haklarında karar verilinceye kadar bu nezarethâneye atılmışlardı. Jandarma Komutanlığı ile Saray Çarşısı arasındaki 1. Noterin önünde seyyar fotoğrafçılar sanatlarını icra ediyorlar, seyyar ayakkabı boyacıları ise Jandarma binasının önüne boya sandıklarını sıralıyorlardı. Öte yandan, 1950li yıllarda Meram’a yolcu taşıyan Macar malı İkarus marka belediye otobüsleri ile 1960’tan sonra da bazı semtlere çalışan burunlu Mersedes’ler Kayalıpark’ın PTT’ye bakan bölümündeki peronlardan hareket ediyorlardı. Otobüs durağının Vilayet konağına bakan yönünde bulunan ilk dükkânda ise Kemal Belgesay; kitap, gazete ve Avrupa mecmuaları satıyordu.
Şerafeddin Camii’nin yanındaki Vakıf İşhanı’nın yerindeki 2 katlı ahşap binada 1950’ye kadar Ekekon, Selçuk ve Yeni Ses gazetelerinin idarehaneleri ile bazı avukatların yazıhaneleri bulunuyordu. Şerafeddin Camii kuzeyindeki bir zamanlar müftülük olarak kullanılan Hacı Ali Sayrafî Dârülhuffazı’nın arkasında eskiden belediye itfaiye teşkilâtı bulunuyordu. Birisi, yaz günlerinde çarşı içini sulayan dolma tekerlekli olmak üzere 3 itfaiye aracı tek katlı binanın önündeki saçakların altında herhangi bir yangı olayı için hazır beklerdi. Az sayıdaki hususi otomobil, taksi ve kamyon kullananlarla, bisiklet ve motosiklet sürücülerine ehliyetleri de burada belediye bürosunda veriliyordu.
Geçmişle ilgili bunca bilgiden sonra Kayalıpark civarının dünü ve bugününü varın siz mukayese edin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum