Eğitimciler, Fişleme, Tasfiye Ve Kadrolaşmalardan Rahatsız

Eğitimciler, Fişleme, Tasfiye Ve Kadrolaşmalardan Rahatsız

Aktif Eğitimciler Sendikası Trabzon İl Temsilcisi Recep Kılıçarslan, bakanlığın, fişleme, tasfiye, kadrolaşma gibi illegal faaliyetleri biran önce terk etmesi ve asli görevi olan eğitim-öğretime yönelmesi gerektiğini söyledi.Kılıçarslan,...

Aktif Eğitimciler Sendikası Trabzon İl Temsilcisi Recep Kılıçarslan, bakanlığın, fişleme, tasfiye, kadrolaşma gibi illegal faaliyetleri biran önce terk etmesi ve asli görevi olan eğitim-öğretime yönelmesi gerektiğini söyledi.

Kılıçarslan, sendika temsilcisi eğitimcilerle Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenledikleri basın toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı hukuksuzluklara tepki gösterdi. 2014-2015 eğitim-öğretim yılının bakanlığın yanlış, yanlı ve maksatlı uygulamaları nedeniyle birçok problemle başladığını ifade eden Kılıçarslan, “Bakanlığın tutumundan öyle anlaşılıyor ki, bu problemler kısa vadede çözülmek şöyle dursun daha da derinleşme, çözümü giderek zorlaşan sorunlar yumağına dönüşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Aktif Eğitimciler Sendikası olarak, ne ülkemizin yarınlarını emanet edeceğimiz çocuklarımızın ne de bugün bu çocuklarımızı emanet ettiğimiz eğitim çalışanlarımızın, iktidarın ve bakanlığın basiretsiz, hukuksuz ve maksatlı uygulamalarına mahkûm edilmesine seyirci kalmayacağız. Bu yüzden, çalışma barışını bozan siyasal ve sendikal kadrolaşmaya, insanlar arasında ayrımcılığı körükleyen ve ötekileştiren her türlü fişlemeye, liyakat yerine yandaşlığı gözeterek yapılan hukuksuz görevlendirme ve tasfiyelere, iyi planlanmamış bir rotasyonla eğitim çalışanlarının hayatlarının alt-üst edilmesine, özel okullara teşvikler verilirken, devlet okullarımızın maddi imkânsızlıklara mahkûm edilmesine, öğretmenlerimizin asli görevleri dışında nöbet görevi gibi angarya işlere zorlanmasına ‘hayır’ diyoruz.” dedi.

Bakanlığın son dönemde eğitimin milli olma özelliğini zedeleyecek uygulamalara imza attığına dikkat çeken Kılıçarslan, siyasi iradenin, bakanlığın tüm kademelerinde ve okullarda partizan bir anlayışla hareket ederek siyasal ve sendikal kadrolaşmaya gittiğini savundu. Siyasi iktidarın bir yandan da beğenmediği, hoşuna gitmeyen veya rahatsız olduğu görüşlere yönelik fişlemeler yaptığına işaret eden Kılıçarslan, şöyle devam etti: “Bu konuda son dönemde binlerce kamu çalışanının inançları, dünya görüşleri, siyasi veya sosyal aidiyetleri nedeniyle hukuksuz olarak fişlendikleri ortaya çıkmıştır.

Bölücü, ayrıştırıcı, ötekileştirici, insanları birbirine düşürmeye, toplumsal barışı, kardeşliği, birliği, beraberliği, çalışma barışını bozucu, siyasi iktidarın kendi keyfine göre belirlediği standartlara uymayanları kamudan tasfiye etmeyi amaçlayan bu fişlemelerin tamamı hukuksuzdur ve suçtur.

İnancı, görüşü, aidiyeti ne olursa olsun herkes birinci sınıf vatandaştır. Bununla birlikte hukuk devletinde ‘suçluluğu bağımsız mahkemelerce ispatlanmadıkça herkes masumdur’ ilkesi gereği, hiç kimse haklarından mahrum bırakılamaz, fişlenemez, dışlanamaz, kamu görevlerinden mahrum edilemez.”

“HUKUKSUZ TASFİYELERE HAYIR”

Kılıçarslan, tasfiye amaçlı son dönemde yaşanan hukuksuz uygulamaların en açık örneğini, 4 yılını dolduran okul müdürlerinin yeniden görevlendirilmesinde yaşandığına dikkat çekti. Bakanlığın önce okul müdürlerinin sınavla elde ettikleri idarecilik hakkını hukuksuz bir şekilde ellerinden aldığını kaydeden Kılıçarslan ardından da onları hiçbir objektif kıstasın bulunmadığı, siyasi ve ideolojik tercihlerin ön planda olduğu bir değerlendirme sistemine tabi tuttuğunu dile getirdi. Kılıçarslan, “Öğrenci, veli ve öğretmen değerlendirmelerinin yandaş sendikanın işaretiyle siyasi iktidar tarafından son anda atanan şube müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürleri eliyle by-pass edildiği puanlama sonucunda, binlerce tecrübeli, donanımlı, liyakatli okul müdürü tasfiye edildi. 16 bin okul müdüründen sadece 9 bini görevinde kaldı. Bu görevde kalan müdürlerin ise yüzde 81’i yandaş sendikaya mensuptur. İktidarın boşalan müdürlüklere de, aynı şekilde kendi yandaşlarını müdür olarak görevlendireceğini tahmin etmek herhalde müneccimlik olmayacaktır. Bu durum hak ve adalete uygun olmayan hukuksuz bir tezgâhtır.” ifadelerini kullandı.

Mali, teknik ve sosyal açıdan iyi planlanamamış bir rotasyon dayatmasına da kışrı olduklarını söyleyen Kılıçarslan, eğitimcilerin ve okulların yokluğa mahkum edilmesine de ‘hayır’ dediklerini belirtti.

Okullarımızın imkânsızlıklara mahkûm edilmesine bağlı olarak yönetici ve öğretmenlerin nöbet görevlerinde adeta ‘okulun güvenlik görevlisi’ gibi istihdam edildiğini anlatan Kılıçarslan, mevzuatta öğretmenlerin nöbet görevlerini düzenleyen ortak yasal bir düzenleme mevcut olmadığını vurguladı. Yarınların emanet edildiği öğretmenlere yapmak zorunda olmadıkları yasal çerçevesi dahi belli olmayan görevler yüklenmemesi gerektiğine değinen Kılıçarslan, “Bakanlık, fişleme, tasfiye, kadrolaşma vb. illegal faaliyetleri biran önce terk etmeli ve asli görevi olan eğitim-öğretime yönelmelidir. Biz çözüm odaklı bir sendika olarak söz konusu bütün konuların aktif bir şekilde ve teyakkuz halinde takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu hususta duyarlılık sahibi herkesi ve kamuoyunu ortak doğrularda ve çözümü hedefleyen yapıcı çalışmalarımızda iş birliği yapmaya davet ediyor ve birilerinin yasal sorumluluklarını yerine getirmemelerine inat, Aktif Eğitimciler olarak, devletimize, milletimize, eğitim sistemimize ve öğrencilerimize karşı sorumluluklarımızın gereği olarak aralıksız çalışmaya devam ediyoruz.” dedi.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.