Bir dokunduk, bin ah işittik

Bir dokunduk, bin ah işittik

Akören İlçe Belediye Başkanı Tahir Dinç ilçenin sorunları ve beklentileri konusunda bilgi verirken ne kadar dertli olduğunu da gözler önüne serdi.

Kıt imkanlar ve sınırlı ödenek ile ilçeye hizmet verme gayreti içerisinde olduğun ifade eden Belediye Başkanı Tahir Dinç, bu söyleşi ile seslerini duyurmayı arzuladıklarını söyledi. İki dönemdir Akören Belediye Başkanlık görevini yürüttüğünü ifade eden Dinç, ilçe olarak en sıkıntılı günlerini yaşadıklarını belirterek bizlerden seslerinin duyulmasını istedi.

Başkanım öncelikle sizi ve ilçenizi tanıyabilir miyiz?
Öncelikle ilçemize hoş geldiniz. Merhaba Gazetesi ve Konya Televizyonu ekibine bizlere kendimizi tanıtma imkanı sağladığı için teşekkür ediyoruz. Belediye olarak bizim bu yıl ikinci dönemimiz ve bu yıl yaşadığımız sorunları bir türlü iletememiştik inşallah buna vesile olursunuz. Akören ilçemizin eski ismi Akvirandır. 1914 yılında nahiye olan eski bir yerleşim yeridir. 7 tane viraneden yani 7 hanenin buraya gelmesiyle meydana gelmiş 1914 yılında nahiye olmuş. 1987 yılında da ilçe olmuştur. Akören’in konumu coğrafi bölge olarak Meram, Çumra, Bozkır ve Seydişehir ilçelerinin orta merkezinde bulunuyoruz. Yani bu dört ilçemize de aşağı yukarı 50–60 kilometre uzaklıktayız.
Akören’in özellikleri neler
Burası dağlık bir bölge insanlarımız geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. Bu nedenle tarım ve hayvancılık yeterli olmadığı için insanlarımız genelde okumak için şehirlere göç etmiştir. İlçemiz iç Anadolu bölgesinde en yüksek okuma oranına sahip ve bürokrat yetiştiren ilçedir. Akören’in Bakanı, Milletvekili, Ordu Komutanı, Yargıtayı, Bölge Müdürleri gibi çok sayıda bürokratı vardır. Bazı olumsuzluklar veya il merkezine çok yakın olmamız nedeniyle öğretmenlerin gelip gitmesi gibi nedenlerle eğitim öğretimde büyük sıkıntılar olmaya başlamıştır. Burası sürekli göç veriyor. Bu göçün neticesinde okuyan bürokratlar, buraya ciddi anlamda geri dönüş yapmamış, burayı geliştirmeye yönelik bir çalışma yapmamıştır genel itibariyle. Burası çıkmaz sokak konumundadır.
Akören’in sanayisi ne durumda?
İlçemizde sanayiyle ilgili hiçbir yatırım yapılmadı. Daha önce 1972 yılında halı iplik dokuma fabrikası yapılmış ama işin uzmanlarına burayı teslim etmeyince, sonuçta kendileri de bu konuda çok eğitimli insanlar olmadığından fabrika bin 400 ortaklı olmasına rağmen batmış durumda. Binası kaldı sadece. Biz de belediye olarak burayı sahiplendik ve depo olarak kullanıyoruz. Ama herhangi bir vatandaşımız burayı yatırım için isterse biz ona üç gün içinde burayı teslim ederiz.
Şu anda en önemli sorunlarınız neler?
Akören’in çok sorunu var. Hayvancılık bitme noktasına geldi. Tarımda da sulama yüzde yüz olmadığından ve tarlalar parçalana parçalana küçüldüğünden istenilen sonuç alınamıyor. Benim bu alanda Mevlana Kalkınma Ajansı’na sunduğum bir projem vardı. 8 bin 350 metre karelik bir alanda göletteki 2 milyon 600 bin metrelik su kütlesi 20 yıldır atıl duruyor. Bununla ilgili bir proje hazırlattık, maalesef Mevlana Kalkınma Ajansı kabul etmedi.
Mevlana Kalkınma Ajansı’na kaç proje sundunuz?
Mevlana Kalkınma Ajansı belediyeleri güya hibe programları ile destekliyordu. Ama bizlere aidat altında para çıkardılar. Ödemediğimiz için bizim dosyalarımız işleme girmedi. Mevlana Kalkınma Ajansı belediyelerin üstüne çökmüş durumda. İlla ki aidat alacağım diyor. İşletmelerin cirolarından yüzde 1 pay alıyorlar. Benim aylık gelirim 30 milyar, benden 33 milyar yüzde birlik gelir istiyorlar. Bu hesapta büyük bir yanlışlık var. İlla ki bizim projemiz kabul görsün demiyoruz ama birçok belediyenin projesi bu şekilde rafa kaldırılmıştır. Birkaç belediyeye göstermelik proje parası gitmiştir. Bu parayı zorla bizden alıyorlar ben buna karşıyım. Böyle bir uygulama olacaksa Mevlana Kalkınma Ajansı’ndan bizim üyeliğimiz silinsin. Ben AB’den 2007’de bir milyon 200 bin TL hibe aldım. Belki de 31 ilçe içerisinde bunu alabilen tek ilçe biziz. Atık su alt yapı arıtma tesisimizi yüzde yüz bitirdik. Ama AB bizden bunun karşılığında hiçbir şey istememiştir. AB bile bize hibe verirken, neden Mevlana Kalkınma Ajansı yüzde bir belediyelerden para istemektedir. Biz de bunu vermeyiz.
Şu anda yatırım programınız nasıl?
2007’de gelirlerimizin düşmesinden sonra şu anda pek bir şeyler yapamıyoruz. İkinci dönemde rutin işlerimizi yaparken plan ve proje hazırlıyoruz. Ağaçlandırmayla ilgili önemli bir projemiz var bakanlığa sunacağımız. Bunun sadece yüzde yirmi beşini biz karşılayacağız. Bunun dışında 500 tonluk bir su deposuna ihtiyacımız var. Onu da hibe programından yararlandırabilirsek üstesinden geleceğiz. Zaten içme suyunu Kayasu’dan getirdik. Bir milyon 200 bin TL’lik bir projeydi. İlgililerden ve halkımızdan da bu konuda yardım aldık. Şu an içme suyuyla ilgili bir sorunumuz yok. İki ayrı hattan suyumuz geliyor. Ama stok suyumuzda sıkıntı olduğu için bazı yukarı mahallelerde temmuz ve ağustos aylarında su kesintisi olabiliyor. Bunun önüne geçmek için su deposunu yaptırmaya ihtiyacımız var.
İlçe dışında yaşayan hemşerilerinizden beklentileriniz neler?
Akören’e yatırım yaptırmak isteyen bütün hemşerilerimize seferber olur ve istediği kolaylığı sağlarız. Alt yapıda olsun, üst yapıda olsun belediye olarak kanunlar çerçevesinde elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Yeter ki hemşerilerimiz gelsin burada yatırım yapsın. Zaten burada işsizliğin oluşmasında insanlarımızın kendi geçimlerini sağlayamamasından kaynaklanıyor. Bunun neticesinde göçler oluyor. İlçemiz yıllardır göç veriyor. Daha önce hayali nüfuslarla belediyemizin gelirleri iyiydi ama gerçek nüfusumuz şu an 3 bin 500’dür. Bu da belediyemize gelen gelirlerin azalmasına neden olmaktadır. Belediye personelinin maaşlarını yarım ödüyorum. Yüzde yirmi beş her ay açık veriyorum. Ufak tefek planlı ödemelerim aksamış durumda.
Akören’e hizmet gelmesini istiyorsa hemşerilerimiz de Akören’e sahip çıkmalı. Nüfus kayıtlarını buraya aldırmalı, uzaktan hemşerilik olmuyor. Benim çocukluğumdan bu yana burada işçi istihdam eden tek bir kuruluş daha kurulmadı. Mevcut olan neyse onunla kaldı. Buraya yatırım yapılması gerekiyor. Bağ ve bahçeyle ilgili de bir proje geliştirdik. Akören’de geçici olarak bulunmak isteyen hemşerilerimize de 35-70 metrekarelik arsalar tahsis edilecek. Bunun için gerekli izinleri aldık. Bahçe olarak değerlendirilecek bu yerlere hemşerilerimiz barınak da yapabilecek. Hayvancılık için de burası bir yatırım bölgesi olabilir. Biz bu tür bir yatırıma her zaman yardımcı olmaya çalışırız. Bunun için ilçe veya Konya dışında yaşayan hemşerilerimizin desteklerine ihtiyacımız var.
İkinci dönemde çalışmalarınız nasıl?
2004–2009 benim borçsuz bir belediyecilik yaptığım, yatırımlara ağırlık verdiğim bir dönemdi. 2009 sonrası ise işler tamamen değişti. Yatırım yapamaz olduk. İkinci dönemde gider sabit kaldı ama gelirlerimizin üçte ikisi gitti. Bu gelirlerle bataktan kurtulmamız mümkün değil. Bunun çözümü elemanlarımızın diğer kamu kuruluşlarına aktarılmasından ya da bizlerin maaşlarının da genel bütçe tarafından verilmesiyle olur. Bunun dışında kimse burayı kurtaramaz. Ne kadar kaynak üretirsek üretelim yeterli gelmiyor. Belediyemizin petrolü vardı, değirmeni vardı, kilit taşı vardı, parkı vardı, bunları kiraya verdim belediyeye gelir olsun diye. Su ve otobüs gelirlerimiz var ki otobüsten para kazandığımız yok. Yani burada inşaattan, vergiden, reklamdan gelen gelirleri topladığımız zaman yılda on bin lirayı tutmaz.  Ben on beş kişiyle belediyeyi yönetebilirim. Elli kişi fazlaysa diğer kurumlara aktarılırsa, üç bin beş yüz nüfusla önceki dönemden çok daha iyi hizmet ederim. Önemli olan gelir gider dengesinin kurulmasıdır.
Son olarak yaptığınız yatırımlar neler?
2004 öncesinde asfaltlı yol çok az miktardaydı. Şimdi ilçemizin tamamına yakınında asfalt var. Kaldırım taşlarını döşettik, yağmur suyu tahliye kanallarımızı yaptık. Büyük iki tane park yaptık ailelerimiz için. İki tane duble yol yaptık. TOKİ ile 144 daire yaptık. Belediyecilik adına aklınıza gelebilecek her konuda emek harcadık. Bizim tek eksiğimiz işsizlik. Merkezi hükümetin başarıları buraya yansımıyor, insanlar kendi şahsi çıkarlarını düşünüyor. Yapılan çalışmalar vatandaşın gözünde bir şey ifade etmiyor. İşsizlik olduğu için benim oğlumu kızımı işe alıyor musun, almıyor musun buna bakıyor. Daha önceki başkan nüfusun yüksek olması nedeniyle almış, sıkıntı yaşamamış. Ama bizden aynı şey beklenince karşılık veremiyoruz. Dediğim gibi biz mevcut işçilerimizin maaşlarını bile yarı ödüyoruz. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.