Bir dokun bin ah işit

Bir dokun bin ah işit

18 bin üyesi olan Karapınar Ziraat Odası’nın uzun yıllar başkanlığını yapan Hikmet Bozaklı, başta tarım olmak üzere ilçenin sorunlarını gündeme getirirken ilçe olarak hiçbir yetkili tarafından hatırlanmadıklarından yakındı. Bozaklı, gazetemiz ile ya

Öncelikle kendiniz ve kurumunuz hakkında bilgi verir misiniz?
Hikmet Bozaklı, Karapınar Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanıyım. 18 bin üyesi olan bir kurumuz. Halkının yüzde 95’i çiftçilikle uğraşan bir ilçeyiz. Konya, tarımın başkenti diyoruz. Konya’nın tarım konusunda son yıllarda en çok gelişme gösteren ilçesinin Karapınar olduğu göze çarpıyor. İstatistiklere bakıldığında, rekolte durumu incelendiğinde Karapınar ön plana çıkıyor. Karapınar’da yıllık ortalama 100 bin ton mısır, 110 bin ton buğday üretimi, 22 bin dekar alanda ayçiçeği ekimi var. Ayrıca, Türkiye’deki yonca üretiminin yüzde 9’unu Karapınar tek başına karşılamaktadır.  Hayvancılık konusuna baktığımız zaman, Karapınar’da son yıllarda hayvancılık düşüş gösterse de dirençli bir şekilde devam ediyor. Küçükbaş hayvanda 120 bin, büyükbaş hayvanda 40–45 bin adet var. Tarımla ve hayvancılıkla geçimizi sağlıyoruz.
Çiftçilerin yaşadığı sorunlar neler?
Tarım bizim tek gelir kaynağımız. Çünkü Karapınar’ın başka bir gelir kaynağı olmadı şu ana kadar. Yatırım gelmedi, devlet yetkilileri burayı es geçti. Sultan Selim Camii ve külliyesi yapıldıktan sonra, okullar ve benzeri kamu hizmeti binalarının dışında devletin yaptığı bir şey yok. Bu nedenle bizim vazgeçilmezimiz tarım. Ancak tarımda da sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz, sorunlarımız var. Bitkisel üretimde girdilerin yüksek olması, satışta düşük fiyat açıklanması, çiftçinin gelir gider dengesini bozdu. Çiftçi de açığını banka kredisiyle çözmeye çalışıyor.
Sorunlara karşı sizin önerileriniz neler?
Bizim istediğimiz, sürdürülebilir bir tarım olsun, üretim devam etsin. İnsanlar borçlarına tabiki sahip çıksınlar. Karapınar’da banka alacaklarının icraya gittiğini ben duymadım. Vatandaş borcunu ödemeye çalışıyor. En büyük sıkıntıların başında sulama elektrik borçlarının ödenmesi geliyor. Karapınar bildiğiniz gibi, Türkiye’nin en az yağış alan bölgesi bunun için sulama yapılmazsa tarlaya ektiğiniz tohum dahi çimlenmiyor. Bu noktada en büyük sıkıntımız geçmişte MEDAŞ’a olan borçlar. Çiftçilerimizin yüzde 50’si bu durumda, çiftçilerimiz bu borcu inkar etmiyor, ödeyecek ama faizi silinsin istiyor. Kayıp kaçak bedelleri bize yüklenmesin, istiyor ki bu haksızlıktır.
Peki, hükümetin çiftçiye bakışı nasıl vekiller ile bu sorunu görüştünüz mü?
Konya milletvekillerimizin Konya çiftçisine bakış açısı farklı. Hiçbir vekilimiz, hiçbir ziraat odasına gidip sizin haliniz ne, sıkıntınız var mı diye sormadı. Birebir görüştüğümüz zaman bize dosya gönderin diyorlar, dosya gönderdiğimiz zaman cevap vermiyorlar. Makamlarında ziyaret etmeye çalışıyoruz, yerlerinde bulamıyoruz. Vekillerimizin sahaya inmesinde fayda olduğunu zannediyoruz. Biz çiftçimizi temsil ediyoruz. Biz de burada çiftçimizin taleplerini yukarıdakilere iletiyoruz. Bu sorunların bir an önce çözümü için de destek bekliyoruz
İlçede tarımın gelişmesi için önemli olan sulama ne durumda?
İlçemizde genel olarak sulama konusunda kalıcı bir yatırım yapılmadı. Bir taraftan su kıt diyoruz, kullanım fazla diyoruz. Diğer taraftan suyun tasarruflu kullanılması yönünde bilgiler veriliyor ama çözümü için bir şeyler yapılmıyor. Türkiye’nin en az yağış alan bölgesi olan ilçemizde kapalı sulama sistemine geçilmesi ve bunun öncelik arz etmesi gerekirken, bu konuda zorlama görüyoruz. Bu da bizi derinden yaralıyor. Özel İdare’nin yatırımlarında Karapınar’ın aldığı pay çok düşük. Biz istiyoruz ki madem su kıt, burada kapalı sisteme geçilsin. Karapınar pilot bölge olarak seçilsin. Çiftçi bağnaz değil, kendi imkanları ile yatırım yapmaya çalışıyor. Ama devletin de arkamızda olmasını istiyoruz. Bu konuda ilimizdeki ve bakanlıktaki yetkililerden Karapınar’a biraz daha ehemmiyet vermelerini talep ediyoruz.
Karapınar’da bulunan kömür rezervi ilçeye ne kazandıracak, işletmenin Karapınar’da kalması için neler yapılmalı?
Üstüne basarak söylüyorum; termik santralin ilçemize yapılması şart. Karapınar’ın çehresini değiştirecek bu termik santralde istihdam alanı oluşturulması önemli. Termik santralin devletin içindeki lobilerin değişik yerlere çekip de Karapınar’ı şeker fabrikasında olduğu gibi termik santralinden de mahrum etmek isteyenler olabilecektir. Onlara da biraz insaf diyorum. Bu kömür Karapınar’da çıktı. Buranın isini külünü biz çekeceğiz. Buranın meyvesini de Karapınar halkının yemesi gerekir. Bu konuda da gerek belediye, gerek kamu kurum ve kuruluşları olarak üzerimize düşen ne vazife varsa yapmaya hazırız. Kömür çıkmadan tartışmaları başladı. Karapınar bu istihdamı da karşılayabilecek pozisyonda. Yani dışarıdan da işçi gelecektir ama, bu insanların barınma sorunlarını karşılayabilecek yapıdayız. Termik santralin yanında diğer iş kollarında da alt yapı oluşturacak konumdayız. Bizde her şey var. Başka yerlere gitmenin, başka yerlerde macera aramanın da bir manası yok. Karapınar’da çıkan kömürün başkalarının iştahını kabartması bize abes geliyor. Hz. Mevlana, ‘hırstan kimse padişah olmadı, kanaatten de kimse ölmedi’ demiş. Yani biraz daha onların hırsı bırakıp bölgedeki bütün ilçeleri, bütün insanları nasıl gelişmişlik statüsüne sokabiliriz, bunu sağlamak gerekiyor.
Karapınar’ın turizm açısından yeri ne? Turizmin canlanması için neler yapılabilir?
Karapınar’ın baki bir turizm potansiyeli var. Konya’ya dışarıdan gelen turistler Mevlana Müzesi’ni ziyaret ettikten sonra başka yerlere yönlendirilmesi gerekir. Konya’ya gelen turistlerin çevredeki diğer yerleri ziyaret edip, oralara da turizmden pay bırakması için ciddi adımlar atılmalı. Karapınar’da bir alternatif turizm var, kırsal turizm. Bu anlayışta olan turistler bir yayla evinde yatmayı, bir dağa bayıra çıkmayı özellikle istiyorlar. Konya’ya gelen turistler tarihi eser ve kalıntı istiyorlarsa bizim daha hiç üzerine çıkılmamış, irdelenmemiş kalelerimiz var. Buralar restore edilebilir. Akören’de yeraltı tesislerimiz var. Ama üzülerek söylüyorum, içinde elektrik yok. Özel İdare’nin buraya yatırım yapması gerekiyor. Hem Karapınar’ı hem de Ereğli’yi ilgilendiren bir yer. Bacanak’ta yeraltı şehri var, daha el değmemiş. Obruklarımız var, ilgilenen yok. Basında çıkıyor, basına taşımaya çalışıyoruz bunları. Bize destek veren basın mensuplarımıza da özellikle teşekkür ediyoruz.
Son olarak Karapınar’ın turizm yönünden kalkınması için neler önerirsiniz?
Meke, Acıgöl, Çırağan Gölü çok egzotik yapıya sahip. Gelenler buralara hayran kalıyor. Burada bunlar da var mıymış diyorlar. Tanıtma noktasında kaynakları kullanarak çalışma yapmamız gerekiyor. Mevlana’ya gelen turist Karapınar’ı da gezsin. Biz de onlara rehberlik edelim. İstek ve arzularını karşılayalım. Bizde malzeme, materyal var ama bunları kullanamıyoruz. Bizim bu çabamız inşallah yalnız bırakılmaz. İlçemizde kaymakamımız olsun, belediye başkanımız olsun, diğer kurum ve kuruluşlar arasındaki diyalog bu şekilde sürdüğü zaman başarıya ulaşacağımıza inanıyorum. Karapınar bakir bir memleket tabiri yerindeyse işlenmemiş, bozulmamış bir yer. Halkı da öyle, kendi halinde asayiş olaylarının en az görüldüğü ilçe Karapınar’dır. Burada huzur var. Dışarıdan gelen misafirleri buraya davet edebiliriz. Gecenin üçünde beşinde rahatlıkla dolaşabilirler. Ne tinercimiz var, ne gaspçımız var. Bu yönüyle ben ilçemizle gurur duyuyorum. Karapınar’ın tanınmasını istiyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.