Anadolu insanının çile dolu yaşantısı

Anadolu insanının çile dolu yaşantısı

Her ay bir ilçeye yaptığımız haber gezileri sırasında objektiflerimize takılan görüntüler, Anadolu insanının ne kadar çileli ve zor bir yaşam savaşı verdiğini gözler önüne seriyordu.

Daha önce gittiğimiz ilçelerde olduğu gibi Hadim ve Taşkent gezilerimizde de birbirinden güzel karelerin yanı sıra birbirinden dertli insan porteleri takıldı objektiflerimize.
Eşek veya katırlar ile tarla süren genç kızlar ve çocuklar, akşama kadar tarlada çalışıp yorgun argın evlerine dönen yaşlı insanlar, kıt imkanlar içerisinde geçimlerini sağlamak için dağ bayır tarlalarda ter döken ve bir taşın üzerinde veya bir çeşme başında dinlenen anneler. Tüm bunlar sadece birkaç gün süren gezilerimiz sırasında rastladığımız onlarca görüntülerden sadece bir kaçı.
Taşkent’in sarp dağlarındaki birkaç karışlık toprağın ekimini yapıp suyunu verdikten sonra evine dönmek isteyen bu yaşlı çiftin görüntüsü Anadolu insanının saf ve tertemiz görüntüsü idi. 82 yaşındaki Abdurrahman Özbağrıaçık, 70 yaşındaki hayat arkadaşı Meryem’i katırın üzerine bindirmiş kendisi de yayan köyünün yolunu tutmuş gidiyordu. Bu kadar zorluk içerisinde yaşamalarına rağmen yüzlerindeki tebessüm ve insanlara olan saygıları ise tek kelime ile harika idi.
Taşkent’in dağlarında, gezdiğimiz her yerde bu tür manzaralar ile karşılaşmamak mümkün değildi. İsmini vermek istemeyen yaşlı bir nine, toz toprak dolan ayaklarını çoraplarını bile çıkarmadan lastik yemenisi ile yıkarken, bir başka yaşlı nine ise tarla dönüşü soluklanmak için bir kaya parçasında oturuyordu. Yüzünü objektiflerden saklayan Ayşe ninenin ise kınalı saçlarından hayatın çilesini çektiğini gösteriyordu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.