‘Akören’e herkesin sahip çıkması lazım’

‘Akören’e herkesin sahip çıkması lazım’

Göreve başlayalı birkaç ay gibi kısa süre olmasına rağmen ilçenin sorunlarının tespiti ve çözüm önerileri konusunda ciddi bir çalışma içerisinde olan İlçe Kaymakamı Numan Altay, Akören’e en güzel hizmeti vermek için her türlü gayreti göstereceğini s

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1984 yılında Bitlis’te doğdum. 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldum. 2010 yılında Akören’e kaymakam olarak atandım, 8 ay gibi bir süre ile Akören’e hizmet edeceğim. Ağustos ayında buradan ayrılacağım ve inşallah bu dönem içerisinde Akören’e iyi hizmetler yapmaya çalışacağım.
İlçenizin tarihi ve özellikleri konusunda neler söylersiniz?
İlçemiz, Bizanslara kadar uzanan eski bir tarihten geliyor. Bizans tarihi ile ilgili özellikle Karahüyük köyünde bir höyüğümüz var. Şu an tarihi çalışmalar başlamadı ama tarihi eserler toprak altında saklanıyor. Aynı zamanda Süleymaniye, Ahmediye gibi köylerde eserlerimiz var. Fakat en önemli tarihimiz Selçuklu ile başlıyor. Selçuklulardan bu yana ilçemiz yerleşime hep açık kalmış. Akören zaten son cumhuriyet döneminden sonra ilçe haline gelmiş, ilk belediyelerden bir tanesi. Son zamanlarda da Akören açısından gelişme gösterdiğimiz alanlar var. Özellikle eğitim konusunda Akören’in genel bir havası var. Son yıllarda azalmış olsa da buranın en önemli özelliği, bizim yetiştirmiş olduğumuz iş adamlarının, siyasilerin, ülke genelinde ve yurt dışında görev almış olmaları. Fakat son yıllarda Konya’ya göçün artması ile nüfusun azalmasına bağlı olarak bir eksikliğimiz var. Bizim düşüncemiz, en eski Akören’i arıyoruz. Yani gene bürokratların, siyasilerin yetişeceği bir Akören oluşturmaya çalışıyoruz.
Eğitim durumu hangi aşamada?
İki tane ilköğretim okulumuz var bunlarla alakalı projelerimiz var. Merkezdeki okullar hangi standartlardaysa buradaki okulların da aynı standartlarda olmasını istiyoruz. Buradan yetişmiş insanlar bir dönem buraya çok sahip çıkmış. Çok programlı lisemiz, Akören Yüksek Okulumuz buradan çıkan insanlar tarafından yapılmış. Biz de bunların üzerine yeni şeyler koymak istiyoruz. İlk olarak eğitimle başlamak istiyoruz. Türkiye’de genel olarak bir üniversite açılımı var. Konya’da bu sürece katıldı. Biz burada belki şu anda büyük bir fakülte gelecek durumda değiliz ama bu sorunu aşmak istiyoruz. Binalarımızda iyileştirme yaptıktan sonra burada bir fakültenin olmasına bir engel olmasa gerek. Biz burada halka ve buradaki yöneticilerle Akören’e neler yapabiliriz diye bir toplantı yapacağız. Tamamen siyaset dışı bir toplantı olacak bu. Bu toplantıdan umuyorum ki çok iyi şeyler çıkacak. Çünkü Akören’e sahip çıkan birçok bürokrat var, iş adamı var. elele verdiğimiz zaman yapamayacağımız hiçbir şey yok. Bu konuda insanlar bizleri bekliyor.
Tarım ve hayvancılık nasıl?
Tarım, hayvancılık noktasında ilçe halkının özellikle bizden beklentiler var. Akören’in tarımsal alanda en önemli sorunu toprakta toplulaştırma yapılamaması. Bunu gerçekleştirmeye çalışacağız. Bu hem parasal olarak hem ekim açısından çok fazla gelir getiriyor çiftçiye. Mesela Çumra’da çiftçiler arazi toplulaştırmadan sonra daha çok para kazanır duruma gelmişlerdir. Orhaniye, Ahmediye gibi tarıma daha uygun olan yerlerde halkın bilinçlendirmesine yönelik toplantılar yapacağız. Muhtarlarımızla bu konuda mutabakata vardık. Birinci önceliğin arazi toplulaştırmasına, ikinci öncelik olarak da sulamaya önem verilmesini kararlaştırdık. Üçüncü olarak da organik tarım için neler yapabiliriz konusu üzerinde duracağız. Kayasu’da çilek, Avdan civarında elma ismini duyurmuş durumda. Bu seneyi saymazsak çiftçimize iyi gelir getirmiş. Çiftçi bilinçlendirme toplantılarına bizzat kendim de katılacağım. Özel idare ne verirse onu alırız diye bir mantık gütmeyeceğiz. Tarım İl Müdürlüğümüzle bir çalışma yürüteceğiz ve nerede hangi tür tarımı yaparsak daha başarılı oluruzu araştıracağız. Bu süreçte markalaştırmaya çalışacağız beldelerimizi.
Çiftçilerin tarımsal yönden eğitimleri nasıl?
Bizim Mevlana Kalkınma Ajansı’na sunduğumuz proje kapsamında çiftçilerimizin bilinçlendirilmesi için danışmanlık hizmeti alacağız. Danışmanlar gelip bilgi verecek, ürün çeşitliğini belirlemede yardımcı olacak. Özellikle biz babadan atadan kalma çiftçilik değil, bilgili çiftçiler istiyoruz. Çok daha iyi işleyip, çok daha iyi verim alabiliyor gençler. İnsanlar hep arpa, buğday üzerinde durmuş. Aslında bu çok büyük bir yanlış, çünkü bir afet olduğu zaman çiftçinin o yılı gidiyor. Fareden dolayı geçtiğimiz yıl çok büyük sıkıntı yaşayan çiftçilerimiz var. Biz bunu çeşitlendirmek istiyoruz. Sadece tarım değil, hayvancılığın da gelişmesi için, süt ve ete yönelik bir şeylerin de yapılmasını istiyoruz.
İlçede esnafın ekonomik durumu nasıl?
Bundan yaklaşık bir iki hafta önce çarşı esnaf ziyaretlerine gittik. Esnafımızın genel bir sıkıntısı var, Konya’ya yakın olmak. Halk, peşin parayı Konya’ya veriyor, parası olmayan insanlar kendilerine yazdırıyor. Şimdi esnafımız bu noktada çok dertli. Burada para sirkülasyonu çok az. Bu konuda şunu düşündük, acaba biz burada neler yapabiliriz. Öncelikle bizim esnaf formatını değiştirmemiz gerekir. Bakkal Ahmet amca, manav Mehmet amca formatından çıkmamız gerekir. Mesela üniversite bizim için çok önemli ekonomik açıdan ama buraya gelen öğrencilerin taleplerine cevap vermek kaydıyla. Şu an bin civarında öğrenci var burada. Öğrencileri ben turist gibi görüyorum. Öğrenciler ilçeyi kalkındırabilir. Bin öğrenci ilçemize bir şeyler bıraksa, ilçemizde değerlendirebilirsek ilçemiz kalkınabilir.
İkinci olarak değerlendirmek istediğimiz şey, özellikle yaz aylarında ilçemiz dışındaki Akörenli insanlarımızın tatillerini Akören’de geçirmeleri. Buranın güzel yaylaları var. Bunun da üç aylık süreçte belki bir senelik ihtiyaçlarımızı karşılayacağına inanıyoruz. Nasıl ki tatil yörelerinde insanlar yazın kazandıklarını kışın yiyorsa, burada da öyle olabilir. Ben buradan dışarıda yaşayan Akörenli güzide insanlarımıza Akören için tatillerini burada geçirmelerini istiyorum. Burası sadece bozkır değil, akarsuyumuz var, ormanlarımız var, yaylalarımız var. Çarşamba çayının kenarında Mavi Tünel’e nazır çok güzel yerlerimiz var. Buralar Avrupa’da olsa bu doğa gerçekten çok daha güzel değerlendirilir. Biz bu potansiyeli harekete geçireceğiz. Burada alternatif turizm var. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.