Adı gibi Çınar etrafında kurulan bir belde: Çınaroba
Gerek doğal güzellikleri gerek insanlarının cana yakınlığı ile bilinen Çınaroba, kışın veya yazın fark etmez dört mevsim gezilebilecek bir özelliğe sahip.
Doğanhisar’ın şirin beldelerinden birisi de Çınaroba. Gerek doğal güzellikleri gerek insanlarının cana yakınlığı ile bilinen Çınaroba, kışın veya yazın fark etmez dört mevsim gezilebilecek bir özelliğe sahip. Bu güzel beldenin Belediye Başkanı ise Mahmut Yalçın, belde halkı arasında bilinen ismi ile ‘Saddam’. Mahalle muhtarlığından belediye başkanlığına kadar uzanan süreçte belde halkının neredeyse tamamının sevgisini ve saygısını kazanan bir isim.
Başkanım bizlere ilk olarak kendinizi tanıtır mısınız?
Mahmut Yalçın kod adım Saddam 2004 yılına kadar üç dönem mahalle muhtarlığı yaptım. 2004 yılından sonra bir dönem meclis üyeliği yaptım. 2009 yılında ise Belediye Başkanı oldum.
Size niye Saddam diyorlar?
Amerika-Irak savaşı sırasında babam Amerika’yı destekliyordu. Ben Irak’ı destekliyordum. Irak halkı Müslüman olduğu için destekliyordum. Babamla bu yüzden tartışmalarımız oluyordu. Sonunda babam bana, ‘Sende Saddam gibi oldun’ diyerek kızıyordu. Babamın bu kızmaları halkın içerisinde de devam edince herkes Saddam olarak anmaya başladı. Seçimlerde yaşlı bir teyzeye soruyorlar kime oy vereceksin diye. Beni söylüyorlar kabul etmiyor, “Ben Mahmut Yalçın’ı bilmem ben oyumu Saddam’a vereceğim” diyor. Teyzeye kalırsak isimden kaybediyoruz. Çünkü listede Saddam yazmıyor. Buna rağmen halkımızın büyük bir oyunu alarak göreve geldik.
Belediye olarak hizmetleriniz neler?
Başkan olduktan sonra birçok hizmet yaptık. Bunlar, mezarlık duvarlarının tamiri, yolların asfaltlanması, dere ıslah çalışmaları bazıları. Orman bakanlığımızın sözünün ardından deremizin ıslahı için projeyi verdik proje şu anda bitmek üzere. Beldemizin en büyük sıkıntısı toprak reformu idi. Bu alanda önemli bir mesafe kat ettik ve ihale aşamasına getirdik. Bu yıl hasbelkader kasabamızın tapulaştırma çalışması ihaleye girecek. 3 trilyon gibi bir rakam ayrılmış toprak reformu için. Gerçekleştiğinde çiftçiler açısından da bizim açımızdan da iyi olacak.
Araç ve gereç yok denecek kadar az
Belediye kadromuz 4 memur ve bir belediye başkanı. Araç gerecimiz yok denecek kadar az. Bir kepçem var Türkiye’de 6 tane imiş biri bize düşmüş. Bir gün çalışıyor iki gün yatıyor. Traktörümüz 1992 model çalışmıyor. Makam aracımız zaten yok. İki tane otobüsümüz var bunlarda 1982 model. Şu anda devletin çıkardığı yasa ile MKE’ye kilosu 1 liradan satmayı istiyoruz. Her şeyi hazır Valilik olurunu bekliyoruz. Bu yıl Ramazan Bayramı’nda Allah izin verirse inşallah borçlarımız bitecek ve bir kepçe ile bir makam aracı almak istiyoruz.
Halkımızın katkıları küçümsenemez
Bu arada elimizin dar olmasına rağmen köprüler yaptık. Kasabalı olarak halkımız yardım sever insanlardır. Caminin şadırvanı, üç dört tane çeşme yaptırdık. Arazilerimizde de harman yeri dediğimiz bölgede Milli Emlak satış gerçekleştiriyor. Vatandaşlarımız tarafından büyük rağbet gördü. Nisanın ilk haftasında 27 parsel satılacak. Kasabamızın en büyük sıkıntısı hayvancılık, hayvancılık yok denecek kadar azaldı. İki tane koyun sürüsü 180 büyükbaş hayvan kaldı. Bu çok önemli bir sorun. Eskiden her evden 3 ile 5 tane arası inek çıkıyordu. Şu anda 450 hanede 180 hayvan kaldı. İşletme yok denecek kadar az. Kasabanın yüzde 99’u emekli olduğu için kimse hayvancılık gibi zor işler ile uğraşmak istemiyor. Bunun için hayvancılığa sıcak bakmıyor. Çünkü uğraşacak ne maddi gücü var ne elinde bir imkan.
Yapacak çok güzel projelerimiz var ama bunlar para olursa olacak iş. Ama en azından belediye olarak hiçbir kimseye borcumuz yok. İnşallah Allah utandırmasın biz yolumuza devam edeceğiz. Elimizden ne geliyorsa halkımızın yararına kullanmak için gayret edeceğiz. Elimizden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Her olayda, her işte, her çalışmada halkımız ile beraberiz. Bana bu konuda destek olan tüm kasaba halkımıza teşekkür ediyorum.
Beldenin tarihi nerelere dayanıyor?
Eski Türk Tarihi kayıtları araştırıldığında beldemizin isminin Çetme olduğu ortaya çıkıyor. İsminin Oğuz Türklerinin bir kolunun adı olduğu halde günümüzde derme çatma anlamında yorumlanması ve Konya’nın Taşkent İlçesi’ne bağlı Çetmi Kasabası’nda bulunması nedeni ile yazışma ve bürokraside karışıklığa meydan verdiği için tarihi çınar ağacından da esinlenerek ismi Çınaroba olarak değiştirilmiş. Kasabanın ortasındaki Çınar ağacından da anlaşıldığına göre kasaba Çınar ağacının etrafında yerleşmiştir. Geçmişte Kadir Efendi Medresesi’nin bulunduğu rivayet edilmektedir. Ayrıca birde han olduğu söylense de şimdiye kadar yapılan çalışmalara rağmen han ile ilgili bir kalıntılara rastlanmamıştır. Kasabamız Fatih Mahallesi, Aslan Uçar Mahallesi, Başaran Mahallesi olmak üzere 3 mahalleden oluşmaktadır. En yüksek dağı olan Kurucakolan dağı dağlık alanları ormanlarla kaplıdır. Çam, meşe, ardıç, sedir, selvi, karaağaç, fındık, elma, ceviz ağaçları bölgeyi kaplamaktadır. Seyrine doyum olmayan bir manzara ile karşımıza çıkan dağlarımızın kışında ayrı bir güzelliği vardır.
En büyük sıkıntımız su
Bizim en büyük sıkıntımız su. Halen gölet suyu ile sulama yapılan topraklar gayet verimli ancak topraklarının büyük bir bölümü halen sulanamamaktadır. Oysa her karışında taban suyu bulunduğu halde toprak yüzeyine çıkarmak çok masraflı bir iş olduğu için bu sulardan yararlanamıyoruz. Göletten yapılan sulamada araziye yetmiyor. Ancak göletten gelen sulama kanallarının kapalı sistemde olması ve gölet içinin temizlenmesi ve setindeki su kaçıntılarının önlenmesinden sonra sulama sorununu bir nebze de olsa çözebiliriz.
Beldede sosyal yaşantı yok denecek kadar az
Kasabamızda sosyal alandan yeterli bir yatırım yapılmadı. Gençlerimizin yapabilecekleri çok fazla bir sosyal etkinlik seçenekleri yok. Ancak bütün bu imkânsızlıklar içinde dahi spora çok yatkın olan kasabamızın gençleri okulumuz öğretmenlerinin de desteği ile voleybol dalında büyük başarılar kazandılar. Doğanhisar ilçesinde yapılan Kaymakamlık kupalarında birinciliği şu ana kadar kimseye vermediler.
İlk Belediye Başkanı olarak seçilen ve ilçemizin kalkınması için güçleri nispetinde görev yapan belediye başkanı arkadaşlarım Salim Uçar ve Hasan Aksoy’a da bu vesile ile teşekkür ediyorum.
Başkanım bizlere ilk olarak kendinizi tanıtır mısınız?
Mahmut Yalçın kod adım Saddam 2004 yılına kadar üç dönem mahalle muhtarlığı yaptım. 2004 yılından sonra bir dönem meclis üyeliği yaptım. 2009 yılında ise Belediye Başkanı oldum.
Size niye Saddam diyorlar?
Amerika-Irak savaşı sırasında babam Amerika’yı destekliyordu. Ben Irak’ı destekliyordum. Irak halkı Müslüman olduğu için destekliyordum. Babamla bu yüzden tartışmalarımız oluyordu. Sonunda babam bana, ‘Sende Saddam gibi oldun’ diyerek kızıyordu. Babamın bu kızmaları halkın içerisinde de devam edince herkes Saddam olarak anmaya başladı. Seçimlerde yaşlı bir teyzeye soruyorlar kime oy vereceksin diye. Beni söylüyorlar kabul etmiyor, “Ben Mahmut Yalçın’ı bilmem ben oyumu Saddam’a vereceğim” diyor. Teyzeye kalırsak isimden kaybediyoruz. Çünkü listede Saddam yazmıyor. Buna rağmen halkımızın büyük bir oyunu alarak göreve geldik.
Belediye olarak hizmetleriniz neler?
Başkan olduktan sonra birçok hizmet yaptık. Bunlar, mezarlık duvarlarının tamiri, yolların asfaltlanması, dere ıslah çalışmaları bazıları. Orman bakanlığımızın sözünün ardından deremizin ıslahı için projeyi verdik proje şu anda bitmek üzere. Beldemizin en büyük sıkıntısı toprak reformu idi. Bu alanda önemli bir mesafe kat ettik ve ihale aşamasına getirdik. Bu yıl hasbelkader kasabamızın tapulaştırma çalışması ihaleye girecek. 3 trilyon gibi bir rakam ayrılmış toprak reformu için. Gerçekleştiğinde çiftçiler açısından da bizim açımızdan da iyi olacak.
Araç ve gereç yok denecek kadar az
Belediye kadromuz 4 memur ve bir belediye başkanı. Araç gerecimiz yok denecek kadar az. Bir kepçem var Türkiye’de 6 tane imiş biri bize düşmüş. Bir gün çalışıyor iki gün yatıyor. Traktörümüz 1992 model çalışmıyor. Makam aracımız zaten yok. İki tane otobüsümüz var bunlarda 1982 model. Şu anda devletin çıkardığı yasa ile MKE’ye kilosu 1 liradan satmayı istiyoruz. Her şeyi hazır Valilik olurunu bekliyoruz. Bu yıl Ramazan Bayramı’nda Allah izin verirse inşallah borçlarımız bitecek ve bir kepçe ile bir makam aracı almak istiyoruz.
Halkımızın katkıları küçümsenemez
Bu arada elimizin dar olmasına rağmen köprüler yaptık. Kasabalı olarak halkımız yardım sever insanlardır. Caminin şadırvanı, üç dört tane çeşme yaptırdık. Arazilerimizde de harman yeri dediğimiz bölgede Milli Emlak satış gerçekleştiriyor. Vatandaşlarımız tarafından büyük rağbet gördü. Nisanın ilk haftasında 27 parsel satılacak. Kasabamızın en büyük sıkıntısı hayvancılık, hayvancılık yok denecek kadar azaldı. İki tane koyun sürüsü 180 büyükbaş hayvan kaldı. Bu çok önemli bir sorun. Eskiden her evden 3 ile 5 tane arası inek çıkıyordu. Şu anda 450 hanede 180 hayvan kaldı. İşletme yok denecek kadar az. Kasabanın yüzde 99’u emekli olduğu için kimse hayvancılık gibi zor işler ile uğraşmak istemiyor. Bunun için hayvancılığa sıcak bakmıyor. Çünkü uğraşacak ne maddi gücü var ne elinde bir imkan.
Yapacak çok güzel projelerimiz var ama bunlar para olursa olacak iş. Ama en azından belediye olarak hiçbir kimseye borcumuz yok. İnşallah Allah utandırmasın biz yolumuza devam edeceğiz. Elimizden ne geliyorsa halkımızın yararına kullanmak için gayret edeceğiz. Elimizden geldiği kadar bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Her olayda, her işte, her çalışmada halkımız ile beraberiz. Bana bu konuda destek olan tüm kasaba halkımıza teşekkür ediyorum.
Beldenin tarihi nerelere dayanıyor?
Eski Türk Tarihi kayıtları araştırıldığında beldemizin isminin Çetme olduğu ortaya çıkıyor. İsminin Oğuz Türklerinin bir kolunun adı olduğu halde günümüzde derme çatma anlamında yorumlanması ve Konya’nın Taşkent İlçesi’ne bağlı Çetmi Kasabası’nda bulunması nedeni ile yazışma ve bürokraside karışıklığa meydan verdiği için tarihi çınar ağacından da esinlenerek ismi Çınaroba olarak değiştirilmiş. Kasabanın ortasındaki Çınar ağacından da anlaşıldığına göre kasaba Çınar ağacının etrafında yerleşmiştir. Geçmişte Kadir Efendi Medresesi’nin bulunduğu rivayet edilmektedir. Ayrıca birde han olduğu söylense de şimdiye kadar yapılan çalışmalara rağmen han ile ilgili bir kalıntılara rastlanmamıştır. Kasabamız Fatih Mahallesi, Aslan Uçar Mahallesi, Başaran Mahallesi olmak üzere 3 mahalleden oluşmaktadır. En yüksek dağı olan Kurucakolan dağı dağlık alanları ormanlarla kaplıdır. Çam, meşe, ardıç, sedir, selvi, karaağaç, fındık, elma, ceviz ağaçları bölgeyi kaplamaktadır. Seyrine doyum olmayan bir manzara ile karşımıza çıkan dağlarımızın kışında ayrı bir güzelliği vardır.
En büyük sıkıntımız su
Bizim en büyük sıkıntımız su. Halen gölet suyu ile sulama yapılan topraklar gayet verimli ancak topraklarının büyük bir bölümü halen sulanamamaktadır. Oysa her karışında taban suyu bulunduğu halde toprak yüzeyine çıkarmak çok masraflı bir iş olduğu için bu sulardan yararlanamıyoruz. Göletten yapılan sulamada araziye yetmiyor. Ancak göletten gelen sulama kanallarının kapalı sistemde olması ve gölet içinin temizlenmesi ve setindeki su kaçıntılarının önlenmesinden sonra sulama sorununu bir nebze de olsa çözebiliriz.
Beldede sosyal yaşantı yok denecek kadar az
Kasabamızda sosyal alandan yeterli bir yatırım yapılmadı. Gençlerimizin yapabilecekleri çok fazla bir sosyal etkinlik seçenekleri yok. Ancak bütün bu imkânsızlıklar içinde dahi spora çok yatkın olan kasabamızın gençleri okulumuz öğretmenlerinin de desteği ile voleybol dalında büyük başarılar kazandılar. Doğanhisar ilçesinde yapılan Kaymakamlık kupalarında birinciliği şu ana kadar kimseye vermediler.
İlk Belediye Başkanı olarak seçilen ve ilçemizin kalkınması için güçleri nispetinde görev yapan belediye başkanı arkadaşlarım Salim Uçar ve Hasan Aksoy’a da bu vesile ile teşekkür ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.