ABD, Kaddafi'den vazgeçmiyor

ABD, Kaddafi'den vazgeçmiyor

Libya'da Muammer Kaddafi'nin alternatifi olmadığı için ABD'nin Kaddafi'yi yok etmediğini belirten Dr. Hamza İmaduddin Musa, Kaddafi'nin ABD'ne ne isterse yaptığını ifade etti

Libya'da Muammer Kaddafi'nin alternatifi olmadığı için ABD'nin Kaddafi'yi yok etmediğini belirten Dr. Hamza İmaduddin Musa, Kaddafi'nin ABD'ne ne isterse yaptığını ifade etti

 
SUNUŞ...

Tunus'ta başlayan ve daha sonra Mısır, Libya ve diğer Ortadoğu ülkelerine yayılan halk ayaklanmaları tüm dünya tarafından dikkatli bir şekilde seyrediliyor. Mevlana Uluslararası Öğrenci Derneği'nin konuğu olarak Konya'ya gelen Dr. Hamza İmaduddin Musa, ile Mısır ve Libya halk ayaklanmalarını konuştuk. Dr. Hamza İmaduddin Musa, Mısır ve Libya'da halk ayaklanmalarını dünyaya duyuran ilk insanlardandı. Mısır ve Libya halk ayaklanmalarında çok kan döküldüğünü aktaran Dr. Musa, Libya'daki olaylarda da Libya Devrik Lideri Kaddafi'nin hala insanları öldürdüğünü belirtti. Türkiye'nin Ortadoğu'da etkin rol oynaması gerektiğini de aktaran Dr. Musa, "Arap ülkelerinde insanlar özgürlük, sosyal adalet ve demokrasiden yoksun yaşıyorlardı. İnsanlar Tunus'ta patlak veren ayaklanmadan etkilenerek kendi ülkelerinde de ayaklanma başlattılar. Türkiye’nin bu insanlara yardımcı olması gerekiyor. İnsanlar Türkiye'yi örnek alıyor. Ama Türkiye, yardımlarda etkisiz" diyor...

 

Mısır ve Libya'daki halk ayaklanmalarını internet yoluyla dünyaya ilk duyuranlardan Mısırlı Dr. Hamza İmaduddin Musa ile Ortadoğu'da meydana gelen halk ayaklanmalarının öncesini ve sonrasını üzerine...

 

*Mısır'da halkın kendi lideri Mubarek'e karşı ayaklanmasının nedeni neydi?

-Mısır'ı Muhammet Hüsnü Said Mübarek tam 30 yıl yönetiyordu. Mübarek liderliğini koruyabilmek için Mısır halkına sürekli zulüm yaptı. Mısırlılar, ülkelerinde sosyal adaletin olmadığı için despot lider Mübarek'e karşı 25 Ocak 2011'de isyan etmeye başladı. Aslında Mısırlılar ayaklanma düşünceleri yoktu, çünkü Mübarek'ten korkuyorlardı. Ortadoğu'da ilk ayaklanma Tunus'ta başlayınca bizde bu ayaklanmadan cesaret alarak örgütlenip kendi ülkemizde ayaklanmayı amaçladık. İnsanlar Mübarek'in zulümlerine karşı çıktı. Mübarek yıllarca kendi halkına işkence yaptı. Mübarek, Mısır'da ufak bir örgütlenme olduğunu duysa hemen o insanların hepsini alıp işkence yapıyordu. Biz Tunus ayaklanmasından sonra internet üzerinden ve çeşitli yollarla Mısır'ın Başkenti Kahire Tahrir Meydanı'nda toplanmak üzere örgütlendik. Tabi bu örgütlenmemiz çok sessiz ilerledi. Tahrir Meydanı'nda 25 Ocak'ta milyonlarca insan özgürlük için bir araya gelerek isteklerimizi bildirdik. Ayaklanmamızın temel nedeni özgürlük, demokrasi ve sosyal adaleti kazanmak içindi.

*Tahrir Meydanı'nda ayaklanmanızı sürdürürken Mısır Lideri Mübarek koltuğunu bırakmadı, bu süre içinde nelerle karşılaştınız?

-Milyonlarca insan Tahrir Meydanı'nda isyan ettiği zaman Hüsnü Mübarek koltuğunu bırakmak istemedi ve Mübarek'in gitmesi biraz uzun sürdü. Bu süre zarfı içinde Mübarek'in polisi ve güvenlik güçleri isyancılara çok işkence yaptı. Mübarek bizim yurtdışındaki insanlarla iletişimimizi kesti. Mübarek, ayaklananlara karşı yaptığı işkencenin dünyaca görülmemesi için internet ve telefon kullanımını durdu. Coplarla on binlerce arkadaşımız dövülerek ağın derecede yaralandı. Binlerce insan ise öldü ama biz özgürlüğümüz için ayaklanmamızdan bir an bile olsa vazgeçmedik. Çünkü özgürlüğümüzü almak için kararlıydık. Bizim kararlılığımız diğer insanları da etkiledi ve biz Tahrir Meydanı'nda çoğaldıkça çoğaldık. Bizim bu kararlılığımız sonunda despot lider Hüsnü Mübarek'in, 10 Şubat 2011'de direncini kırdı ve koltuğunu bırakarak yurt dışına kaçtı.

*Halk ayaklanması sonucu Hüsnü Mübarek'in koltuğunu bırakmasını sağlandı ama halk şu an istediklerini alabildi mi?

-Ayaklanma sonucu isteklerimizin hepsini alamadık. Biz şunun farkındayız isteklerimiz için sadece ayaklanma yetmez. Despot lider Mübarek'i ülkemizden kovduk bu büyük bir başarı. Ancak ülkemizin özgürlükçü, demokratik ve sosyal adaleti olan bir yer olması için, tüm devlet kurumlarının baştan sona düzeltilmesi gerekiyor. Ayaklanmamızın başarılı olması için özellikle eğitim ve polis teşkilatının yeniden yapılandırılarak ülkemizin baştan sona temizlenmesi lazım. Ancak biz şu an Mısır'da özgürlüğümüzü elde ettik ve ileriye yönelik umutluyuz. Adil bir seçim sonrası diğer istediklerimizi de elde edeceğimize inanıyoruz.

'HALKİN İSTEKLERİNİ YERİNE GETİRCEK YÖNETCİ BAŞA GELMELİ'

*Mısır'ın yönetimi şu an ne durumda, halk kimin yönetime gelmesini istiyor?

-Ülkemizin şu an yönetiminde asker için çalışan geçici bir lider bulunuyor. Mısır Devlet Başkanlığı'na, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu eski Başkanı Muhammet El Baradey yakın gibi görünüyor. Baradey'i, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri istiyor. Baradey, liberal ve İslam karşıtı insanlara daha yakın. Ayaklanan insanların büyük çoğunluğu ülkede adil bir seçimin olmasını istiyor. Biz hakkımız olan özgürlüğümüzü elde etmek istiyoruz. Mısır halkının gerçek hakkı olan isteklerini verecek olan liderin başa gelmesini istiyoruz.

*İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler)'in ülkeye etkisi ne, ülke yönetimi için talipler mi?

-Müslüman Kardeşler'in Özgürlükçü ve Adalet Partisi bulunuyor. Mısır yönetimi için talipler. Ama halk değişim, özgürlük ve sosyal adaleti getirecek olan partiyi destekleyecektir. Müslüman Kardeşler'in dışında 3 İslam partisi daha bulunuyor. Müslüman Kardeşler, halk ayaklanmasına baştan beri destek verdiler. Halk, İhvan-ı Müslimin'in partisini değerlendirecektir. Yine söylüyorum biz, ülkenin yönetimine kim gelirse gelsin halkın isteklerini değer vermesini istiyoruz. Yönetime gelecek olan kişide halkın isteklerini yerine getirmek zorunda. 

*Mısır'da halk ayaklanmasında kaç insan hayatını kaybetti ve ne kadar yaralı bulunuyor?

-Hayatını kaybeden ve yaralanan insanlar hakkında resmi bir kayıt bilinmiyor. Ama haberlere göre Mısır ayaklanmasında 10 bin insan yaralandı. Tabi bu yaralanmalar ağır derecede. 3 bin  kişi hayatını kaybetti ve ülkemizde 5 bin insan kayıp. Ayaklanmada yüzlerce insan ise gözlerini kaybetti. Plastik mermilerden ve coplardan dolayı. Yine söylüyorum bu rakamlar resmi değil. Benim tahminim bundan daha fazla bilanço var. Ülkemizde ayaklanma bitmiş değil. Halk istediği özgürlük, demokrasi ve sosyal adaleti alana kadar ayaklanmasına devam edecek. Yeni yönetime gelecek olan lider, halkın bu isteklerini yerine getirmezse bu lidere karşı da isyan olacaktır.

*Tahrir Meydanı'na gittiğinizde kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

-Özgür. Yaptıklarımız aklıma geliyor ve özgürlüğümüzü nasıl elde ettiğimiz gözümün önünde canlanıyor.

'KADDAFİ, İNSANLARI MÜSLÜMAN OLDUKLARI İÇİN ÖLDÜRDÜ'

*Hala devam eden Libya'daki ayaklanmanın sebebi ne?

-Libya, Muammer Kaddafi yönetiminden dolayı çok farklı bir ülke. 14 yıl Libya'da kaldım, çocukluğumun büyük bölümü burada geçti. Çocukken Libya TV'de asılan çocukları görmüştüm. Babama bu asılan çocukları sorduğumda babam bana, "Kaddafi bu çocukları ve üniversite öğrencilerini Müslüman oldukları için asıyor" demişti. Belirli aralıklarla özellikle de 1974 ve 1988 yılları arasında insanlar Müslüman oldukları için Libya'da öldürüldü. Kaddafi, Libya'yı bu şekilde yönetiyor. Böyle bir ülkede yaşayan insanlar nasıl isyan etmesin. Kaddafi'nin zulmünü anlatmaya kelimeler ve zaman yetmez. Bu zulümlere daha fazla dayanamayan insanlar isyan etti. Kaddafi'yi Libya'dan kovmak o kadar kolay değil. Maalesef isyan devam ediyor ve ülkede her gün kan dökülüyor. Libya'daki ayaklanmada 3 ay bulundum. 3 ay içinde 20 bin insan öldürüldü ve 7 bin insan kayıp oldu. Yaralıların sayısı tam bilinmiyor. Dünya buradaki vahşete bir son vermesi gerekiyor.

*Kaddafi'nin Arap ülkeleriyle ilişkisi nasıl?

-Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'yi anlamak çok güç. Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan NATO'ya para veriyor. Kaddafi'den kurtulabilmek için. Bu ülkeler hava üstlerini NATO'ya açıyor. Kaddafi, Araplar tarafından istemeyen birisi.

*Libya ayaklanmasının uzun sürmesinin nedeni ne?

-Libya'daki halk ayaklanması çok uzun sürecektir. Kaddafi'nin Libya Devlet Başkanlığı'ndan gitmesini isteyen kimse yok çünkü. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) istese Kaddafi'yi 1 saate yok eder. Ama istemiyor, çünkü Kaddafi ABD'nin istediği her şeyi yapıyor. Amerika, Libya'da Kaddafi'nin alternatifini bulamadığı için bir şey yapmıyor. Söylediğim gibi Kaddafi'yi anlamak çok güç. Kaddafi'nin bir kitabı var. Kaddafi bu kitabını Kur'an-ı Kerim ile bir tutuyor. Bu çok büyük bir saygısızlık. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile Libya Devlet Başkanı Kaddafi, İsrail için çalışıyorlardı. İsrail ile Filistin arasında yapılan Oslo Antlaşması sonucu Kudüs'ten göçürülen 12 bin Filistinli aile çölde 2 yıl bir kampta bekletildi. Kaddafi ve Mübarek bu ailelere hiç bir şekilde yandım etmedi. Bu iki lider Müslümanlara işkence için başta tutuldular. Mübarek'i ülkemizden kovduk ama Kaddafi'yi Libya'dan gönderilmesi çok kolay olmayacak.

Ayrıca Muammer Kaddafi'nin, Yahudi olduğu söylenir. Kaddafi'nin annesi Yahudi derler. Babasının ise kim olduğu bilinmez. Böyle bir insanın Müslümanları yönetmesi beklenmez. Kaddafi hakkında konuşurken kendimi kaybediyorum.

*Araplar Türkiye hakkında ne düşünüyor ve neler bekliyor?

-Türkiye, Arapların gözünde şu an bir sembol ülke durumunda. Türkiye'de özgürlük, demokrasi ve sosyal adalet var. Bu durumların hiç biri bizim ülkemizde bulunmuyor. Özellikle özgürlükleri ve sosyal adaletleri için ayaklanan halk Türkiye'den çok şey bekliyor. Ama Türkiye'nin yardımları çok yetersiz. Etkin rol üstlenmesi gerekiyor. Özellikle Libyalılar Türkiye'den çok şey bekliyor. Libyalılar kurtuluş umutları olarak Türkiye'yi görüyorlar. Türkiye bu çağrıya cevap vermesi gerekiyor.

MUSTAFA AKÇA
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.