Geldin mi Sen Ey Şehr-i Ramazan!

Muzaffer Dereli

Recep, Şaban derken…

Geldiğini farkederiz hemen onun. Farkı farketmektir bu…

Gönüllere bir heyecan, kalplere bir muhabbettir o…

Zira onun adı Ramazan!

Daha yeni derken bakarsınız ki, ardına baktırır o. Hızla uzaklaşır bizden.

Acep biliyor muyuz onun kıymetini?

Günü Ramazan olanın, hayatı bayram olacaktır. Yoksa günler elinden tek tek kaçacaktır…

 

Ömür sermayesi denen şey!

Nedir acaba o?

İnsan geçirdiği Ramazanlara baksa anlayacaktır onu… Sonra da; âh âh edecektir.

Bugün onu yani ömür sermayesini hebâ eden bizler, yarın âh ederiz. Bu ne acı bir şeydir. Onu boş heveslerle geçirenler üzülürler bir gün.

Ey İnsan! Dön de kendine bir bak… Geçen günlere, kaçan Ramazan’lara…

Allah insana bir defa vermiştir ömür sermayesini…

O, buz misali eriyip gidiyor. Durduramıyorsun. Hani adam sarıp sarmaladığı buz kütlesini pazarda okka okka satarken; “sermayesi eriyen adama acıyın” diye bağırıyormuş ya!

Rabbimizin “Asra yemin olsun ki” hitabı, ne kadar da manidar değil midir?

 

Allah’ın Mescidlerinin İmarı ve Ramazan

Allah’ın Mescidleri daima “imar” edilmeli aslında. Ama ne yazık ki, gönüller imar olmadan, Mescidler imar olmuyor.

Bir zamanlar Ramazan’larda bari dolar taşardı Mescidler. Allah’a secde edilen mekânlar… Ne acıdır ki, eski Ramazan’ları da arar olduk. Çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç hep oralardaydı. En günahkârlar her şeyi bırakır, oralara koşardı. Şimdi ne oldu acep böyle?

Diğer günlere göre farkı var yine de Ramazanın… Ama kayıpta olduğumuzu da unutmamalıyız. O zaman şu ayetle sorgulamamız lâzım kendimizi:

“-Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (9 Tevbe 18)

İmarla kastedilen sadece binasının yapımı değil aynı zamanda içerisini doldurmaktır. Asıl imar da budur. Zaten ayet-i kerimenin içeriği bize bu gerçeği aktarıyor. Evet; İman, Namaz, Zekât ve sadece Allah’tan korkmak. Bu şuura erenler ancak kurtuluşa ulaşanlar olarak haber veriliyor.

 

GELDİN Mİ SEN

EY ŞEHR-İ RAMAZAN!

 

Şafaklar kadar ümit yüklü,

Ufuklar kadar apaçık,

Bir dolunay ihtişamıyla,

Bekleriz seni,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Geceler kadar sır yüklü,

Yıldızlar kadar derin,

Bembeyaz karlar misâli serin,

Seni bekleriz,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Sahurları manâ yüklü,

Seherleri gözü yaşlı,

Gönüller sevda dolu,

Seni isteriz,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Şefkat çağlayanı insanlar,

Sanki rahmet yüklü bulutlar,

Sana yakılır onca ağıtlar,

Seni gözleriz,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Doyar seninle açlar,

Kalmaz artık açıklar,

Sana yanar yüreği yanıklar,

Gözleriz seni,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Açlığı hisseder doygunlar,

Barışa koşar kırgınlar,

Kucaklaşır onca kullar,

Gel artık sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Top sesi bekler çocuklar,

Ne de tatlıdır o oruçlar,

Unutulmaz geçse de yıllar,

Haydi, durma gel,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Mahyaların minarelerinde,

Kandiller yanar seninle,

Ev, çarşı, pazar bereketinle,

Gel gayri gel,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Bir manâsın sen bambaşka,

Kur’an’ı taşırsın adeta sırtında,

Bir ömür yüklü Leyle-i Kadrinde,

Neredesin sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

***

Ufuklara çevrilir gözümüz,

Nurunla dolar her yerimiz,

Bir başkadır sana sevgimiz,

Geldin mi sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Gülecek artık yetimler,

Açacak şimdi o güller,

Bağışlanacak nice kullar,

Geldin mi sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Bir sadâ gelir yanık yanık,

İşte ebediyete uzanan tanık,

Olmamıştı cehennem bunca sönük,

Geldin mi sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Hani günahkârlar, neden suskun,

Günah cîfesi nasıl da durgun,

Meğer şeytanlar zincire vurgun,

Geldin mi sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Aylar arasına rahmetle girersin,

Mağfiret deryasın açıverirsin,

Sonuçta âzadlığa koşturursun,

Geldin mi sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Bir ziyafettir akşamların,

Dolar taşar camilerin,

Bambaşkadır teravihlerin,

Geldin mi sen,

Ey Şehr-i Ramazan!

 

Bir sevinçtir yaşanan sonunda,

Cıvıltılar yükselir sabahında,

Buluşur kullar bayram namazında,

Bayram mı oldun,

Ey Şehr-i Ramazan!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.