Dijital dünyanın tehlikelerine dikkat

Dijital dünyanın tehlikelerine dikkat

2000’li yılların başından bu yana etki alanını gittikçe genişleten sosyal medya, 2021 yılı itibariyle Türkiye nüfusunun yüzde 70’inin aktif olarak bulunduğu bir mecra haline geldi.

Millî Gazete'nin başlattığı ‘Sanal Dünya Tehdidi’ başlıklı yazı dizisinin üçüncü bölümünde sanal dünyanın tehlikelerini Uzman Pedagog İnci Aydın ve Sosyolog Türkan Çiğdem’le ele alındı. Sosyal medya ve izleme alışkanlıklarının insanın fıtratını ve toplumun genel dinamiklerini nasıl hedef aldığını açıklayan uzmanlar, önemli açıklamalarda bulundu.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanal dünyadaki tehditler de giderek büyüyor. Tüm günümüzü geçirdiğimiz sosyal medya, gözümüzü ayırmadığımız dijital platformlar başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun dinamiklerini hedef alıyor. 20 yıllık süre boyunca küreselleşmeyi artıran teknolojik gelişmeler birçok sorunu da beraberinde getirdi. Depresyon, asosyallik, bağımlılık, kötü örnek ve intihara kadar giden toplumsal ve ruhsal sorunlara sebep olan dijital dünyanın tehditlerine karşı Uzman Pedagog İnci Aydın ve Sosyolog Türkan Çiğdem’le konuyu ele aldık. Millî Gazete’ye önemli açıklamalarda bulunan uzmanlar, 21. yüzyılda karşımıza çıkan sanal dünya tehditlerine karşı uyarılarda bulundu.

“SANAL ORTAMIN GÜVENLİ OLMASI ÇOK ÖNEMLİ”

Uzman Pedagog İnci Aydın, sanal dünyada çocukların karışılacağı tehlikelerin çocuğun psikolojisini olumsuz etkilediğini belirterek, “Çocuk bilişim zorbalığına arkadaşları tarafından sosyal medyada dalga geçilmesi, hakaret edilmesi gibi duruma maruz kaldıysa çocuklarda psikolojik yıpranmalarla karşılaşabilmekteyiz. Depresyon, kaygı bozuklukları, takıntılı düşünceler, davranış bozuklukları veya başka ruhsal bozukluklar ortaya çıkabilmektedir. Sanal ortamın güvenli olması çok önemlidir. Sanal ortamdan çocuk olumsuz içerikli cinsel, fiziksel istismar gibi bir görüntüye maruz kaldıysa, bu durum gelişim döneminde olan çocukların bilinçaltlarına yanlış şemaların yerleşmesine sebebiyet verebilir” ifadelerini kullandı.

“AİLE BUNUN FARKINA BİLE VARAMAYABİLİR”

Bir örnek vererek açıklamalarına devam eden İnci Aydın, “Örneğin 4 yaşlarında çocuğa ailesi telefondan çizgi film açtığını düşünelim, çocuk o çizgi filmi izlerken 10 saniyelik reklâm araya girip şiddet içerikli bir görüntü ya da video ile karşılaşabilmektedir. Aile bunun farkına bile varamayabilir. Bu nedenle çocuklarımızın internette sanal ortamda neler yaptıklarını ailelerin sıkı takibe alması önemlidir. Ergenlik döneminde çocukların ilgi ve meraklarından kaynaklı savaş oyunları, videoları, cinsel içerikli görüntülü videolara maruz kalma, arkadaşların birbirlerini konuşma gruplarından olumsuz etkilemesi gibi durumlarla karşılaşabiliyoruz” şeklinde konuştu.

“İNTİHAR EĞİLİMLERİNDE ARTIŞ DA OLABİLMEKTE”

İnci Aydın, “Ergenlik dönemindeki çocuk, arkadaşları tarafından siber zorbalığa maruz kaldıysa psikolojik olarak olumsuz etkilerini görebilmekteyiz hatta intihar eğilimlerinde artış da olabilmektedir. Örneğin 15 yaşlarında bir genç, arkadaşları ile çok güzel zaman geçirirken sorun yaşamaya başlar. Arkadaşları da onun aleyhine tüm gruplarda alay edici konuşma başlatır ve herkes alay etmeye devam eder. Arkadaşları tarafından dışlanan çocuk yalnızlaşmaya, içe kapanmaya ya da öfkelenmeye başlayabilir. Ergen çocuk her zamankinden farklı davranabilir ve yalnızlaşmayla birlikte artan mutsuzluğu onu intihara sürükleyebilir” diyerek olumsuz sonuçlara karşı anne ve babaları uyardı.

“KENDİMİZLE İLETİŞİM KURMAYI BİTİRDİK”

Sosyolog Türkan Çiğdem ise, teknolojik gelişmelerin toplumdaki kötü sonuçlarını açıklayarak, “İnsanların sömürülmesi için dünya devlerinin kurduğu yeni bir pazardır dijital dünya. Sömürü, insanlık tarihi kadar eskidir. Her gelişim çağı ile birlikte insanlar yeni bir sömürü altına sokulur ve bizler de gelişmenin verdiği heyecanla bu gelişimin bize ödettiği ağır faturaların farkına varmayız. Her birimizin pahalı oyuncakları var. Telefon, tablet gibi pahalı oyuncakları 7 gün 24 saat elimizden hiç düşürmüyoruz. Aklımızı başımızdan alan akıllı telefonlar. Sözüm ona iletişimde devir atladık dünyaya açıldık fakat kendimizle iletişim kurmayı bitirdik. Sanal iletişimle o kadar doluyuz ki çevremizdeki insanlara tahammülümüz yok, katlanamıyoruz” açıklamalarında bulundu.

“SANAL DÜNYA HEPİMİZİ HİPNOTİZE ETMİŞ”

Türkan Çiğdem, “Sıcak ve yakın ilişkilerin yerini yapay ve sahte ilişkiler aldı. Artık ‘komşu komşunun külüne muhtaç’ değil. Artık ‘komşu komşunun internet şifresine muhtaç’ hale geldi. Uyuşturucu bağımlılığı gibi anlık ve hızlı sanal dopamine alışan beyin, ruhuyla bağlantısını kopartarak, manevi hazları unutuyor. Sadece bedensel aktiviteleri yerine getiren yaşayan cesetler haline gelen insanlar, ruhsuz, hissi, duygusuz zombilere dönüşüyor. Ruhumuz hiçbir şeyin bağımlısı değildir ve özgürdür. Bizler sanal dünyada ruhlarımızı öldürüp, dış dünyaya olan ihtiyaç ve bağımlılıklardan oluşan bedenimizi dijital dünyanın köleleri yaptık, zira sanal dünya hepimizi hipnotize etmiş durumda” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.