Dedesinin 200 Yıl Önce Kız Kaçırıp Saklandığı Kuyu Şimdi Ekmek Tekneleri Oldu

Dedesinin 200 Yıl Önce Kız Kaçırıp Saklandığı Kuyu Şimdi Ekmek Tekneleri Oldu

Dünyada en çok Eskişehir’de bulunan ve ‘beyaz altın’ olarak da bilinen lületaşı, bölgedeki bir çok ailenin de geçim kaynağı. Yerin onlarca metre altından çıkarılan lületaşını büyük dedelerinin yıllar evvel farklı bir amaçla...

Dünyada en çok Eskişehir’de bulunan ve ‘beyaz altın’ olarak da bilinen lületaşı, bölgedeki bir çok ailenin de geçim kaynağı.

Yerin onlarca metre altından çıkarılan lületaşını büyük dedelerinin yıllar evvel farklı bir amaçla açtığı kuyudan çıkaran Eskişehirli Özen ailesinin hikayesi ise bir hayli ilginç. Büyük dedenin bundan 200 yıl önce sevdiği kızı kaçırarak günlerce saklandığı kuyudan torunları uzun yıllardır lületaşı çıkarıyor.

Günümüzde, sanayinin çeşitli kollarında, takı ve süs eşyası yapımında kullanılan lületaşı, Eskişehir'de önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Genişliği 3-4 metre genişliğinde, her biri 40-50 metre derinliğindeki kuyulardan elle çıkarılan lületaşı işinde uzun yıllardır çalışan

Hasan Ali Özen, bu işin çok zor ve zahmetli olduğunu belirtiyor. 53 yaşında olan ve 13 yaşından bu yana kuyulardan lületaşı çıkardığını anlatan Özen, bu işin 200 yıllık dede mesleği olduğunu kaydetti. Özen, hikayesini, "İki yüz sene önce dedemin babası kız kaçırmış. Tabi o zamanlar töre varmış. Kız kaçırdığı için büyük dedemi vuracaklarmış. Büyük dedem töreden kaçarak lületaşının çıkarıldığı bu kuyulara saklanmış. Günlerce burada kalmışlar. Sonrada bu kuyulardan lületaşı çıkarma işine başlamış. Sonrasında lületaşı çıkarmak büyük dedemin mesleği olmuş. Büyük dedemin bu mesleği silsile yoluyla bize kadar gelmiş. Şimdi dedemin kız kaçırınca saklandığı kuyular bize ekmek kapısı oldu. Bizde iki asırdan beri ekmeğimizi Özen ailesi olarak bu kuyulardan çıkartıyoruz." ifadeleriyle anlattı.

"KUYUDA GEZİNİRKEN KABOLDUM 4 GÜN SONRA BULDULAR"

Eskişehir’de bin yıllık lületaşı kuyularının olduğunu aktaran Özen, "Bizde çeşitli kuyular açtık." dedi. Kuyuların birbiriyle aşağıdan delik açma yöntemiyle bağlı olduğunu belirten Özen, yaşadığını bir anasını ise şöyle ifade etti: "Bir gün birbirine geçme kuyularda gezerken kayboldum. Elimdeki lamba söndü. Dört gün kuyuların içinde kaldım. Komşular beni yarı baygın şekilde bulmuş."

Böylesine zor bir işte çalışmalarına rağmen emeklerinin karşılığını zor bulduklarını belirten Özen, her hangi bir sosyal güvencelerinin olmadığını, ancak 8 çocuğunu kuyulardan çıkardığı lületaşı sayesinde baktığını vurguladı

"DEVLET TANITIMI VE PAZARLAMA DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR"

Lületaşı işletmesini yapan Fevzi Akın ise lületaşının her aşamasının zor olduğunu dikkat çekti. Ancak yılmayarak lületaşını değerlendirmek için mücadele verdiklerini aktaran Akın, "Bu taşı cenabı Allah bize lütfetmiş. Bizim de bunu en iyi şekilde değerlendirmemiz lazım. Bu konu da sadece bizim mücadelemiz yetmiyor. Devletinde buna katkı sağlaması gerekir. Bunun için lületaşının tanıtılması ve pazarlanması konusunda devlet desteğine ihtiyacımız var." şeklinde konuştu.

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.