Yüzyılın İcadı: Telefon

Alper Süzer

Bedenlerimizin birer parçası haline gelen telefonlarımızı konu alacağız bu kez. Alexander Graham Bell'in icat ettiği cihaz ilk kez 1876 yılında bulunmuştur. A. Graham Bell sevgilisi olan Allessandra Lolita Oswaldo'nun, isminin ilk harflerini birleştirerek "ALO" sözcüğünü türetmesi ve bu sözcüğün tüm dünyanın diline pelesenk etmesi, takdire şayandır. İnsanlık için yaptığı icadı, sevgilisine hediye şekline çevirmiştir. Bir sevgili için verilecek ve dünya döndükçe yaşayacak, zekice bir hediye.
Yeni nesil pek bilmez, sabit ve kablolu olan telefonlar uzun yıllar insanoğluna hizmet etti, az da olsa etmeye devam ediyor. Mavi-Turuncu-Yeşil-Kahverengi-Gri ana renklerinin yanı sıra beyaz ve kırmızı diğer renkler sabit telefonları birbirine bağlayan bakır kabloların renk kodlarıdır. Telefon makinasında düğmelere basar basmaz, şönt denilen ateşleyici merkezdeki telefon santralinde karar verir ve numarayı çevirenin konuşmak istediği diğer telefona ulaşır. Zamanın en etkili icatlarından birisi, insanoğluna inanılmaz kolaylık sağlayan, dünyayı küçülten bir icattı. Özel günlerde gönderilen kartların yok olmasını sağlayan telefon, yavaş geliştikçe insanın hayatını ele geçirmeye başlamıştı. İnsanın düşünülerek hatta dertleşerek el yazısı ile yazdığı, ıslak imzasıyla biten mektup kültürünü bitirmesi beni çok üzmüştü. Hayatım boyunca taraflar arasında son mektubu hep ben yazdım. Bu alışkanlığı bırakmam en az sigarayı bırakmam kadar zor oldu. Toplum, malesef kolay olanı tercih eder. Ki öyle de olmalı; bilimin anlamı da bu değil midir? Ancak kimi kolaylıklar, yanında tembelliği de peşi sıra getirir. Bu arada dikkat etmemiz gereken; teknolojiyi kullanırken daha da hızanmayı amaçlamalıyız. Çizgi animasyon olan "Arabalar" ismindeki filmdeki şimşek gibi "-Hız, benim diğer adım." Diyor ya, işte bu düstur hayatlarımızı tutsak etmiş durumda.
Günümüzde yapılan buluşların büyük kısmı askeri alanda oluyor. Teflon tava teknolojisinin NASA’dan geldiği düşünülürse anlayabiliriz aslında. Olay aslında şöyle, bulunan teknoloji anında halka arz edilmiyor. Sonuçta buluşlar paraya çevrilmeli ki, araştırma ve geliştirme sürsün. Teknolojide tek-el olmak, büyük gücü elinde tutmak, demek. Neyin reklamı yapılsa vitrinin camına yapışarak alacak kitle de hazır zaten. Lakin, A. Graham Bell’in zamanında yapılan çalışmalar ilim için yapılıyor olması, bulunanın direkt halka sunulmasıyla sonuçlanıyordu.
Mısır piramitlerinde arkeolojik çalışma yapan iki cip dolusu arkeolog olabildiğince hızlı çalışmaktaymış. Bir sonraki pramite gitme çabasına giren ekibin, ciplerle gidemecekleri belli olunca; yerli halkttan eşyalarını ücrete mukabil taşıyacak yardımcılar(hammallar) bulunmuş. Hammalların gelmesiyle zaten zaman kaybeden arkeologlar acele etmişler. Bunun telaşıyla eşyaların diğer pramite taşınma işine başlamışlar. O gün bitmeden bir diğer pramite taşınma talimatı gelince, Mısır'lı hammallar ayak diretmişler ve; "Gidemeyiz." demişler.
Arkeologlar: "Parasıyla değil mi, iki kat ücret veririz. Bu şekilde giderez?" Demişler.
Hamallar: "Bizi anlamıyorsunuz, ruhlarımız geride kaldı. Onları beklemeliyiz, bu sebepten ötürü geceyi burada geçireceğiz."
Arkeologlar şaşırmış ama konuyu çok da ciddiye almamıştır. Çaresiz başka alternatif olmadığını anlayınca tekrar hamallara dönüp sormuşlar: "Neden ruhlarımızı beklemek zorundayız?" Bu soruya hamalların arasında en yaşlı olanı cevap verecegini belli edince, diğerleri saygıdan kenara çekilip susmuşlar: "Yeryüzünde bedenleri olmayan ruhlar ve ruhlarını kaybetmiş bedenler vardır. Dünyadaki tüm kötülükler ruh ya da bedenin eksik olan insanlardan kaynaklanır. Ruhumuzu kaybetmemek için bu gece burada beklemek zorundayız!" demiş.
Son yüzyılın teknolojinin ilk ürünlerinden olan telefon daha o yıllarda insanoğluna zaman kazanmayı sağlamıştır. Ancak, bu kazancın yanı sıra ruhsuz ve amaçsız insanların sayısını da arttırmıştır. Bu sürecin içinde yaşadığımız hayatın amaçlarının farkında olmak gerek. Öyle ki, farkında olan dostlar edinmek gerek!
Şimdi yılları ilerletelim ve günümüze biraz daha yaklaşıp 1973 yılına gelelim. Motorola firmasının ilk ürettiği cep telefonu 1 kg’dan ağırdı ve şarj süresi 20 dakika dayanabiliyordu. Bir sonra ki yazıyı takip ederseniz, azıcık dijital dünyayı cebimize taşıyan cep telefonlarını birlikte irdeleyelim?
Şimdilik, kalın sağlıcakla…


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.