Yusuf kaderinden kaçamadı

Nevzat Laleli

Sevgili çocuklar,

Güzel yüzlü Yusuf ‘un,10 ağabeyi ve bir de Bünyamin adında bir küçük kardeşi vardır. Yusuf 17 yaşına gelince gördüğü bir rüya ile hayatı değişiyor. Rüyasında bir güneş ve bir ay ile 11 yıldızın kendisine secde ettiklerini görmüş bu rüyayı babasına anlatmıştı. Babası Yakup Peygamber ise rüyasını kardeşlerine anlatmamasını söylemiş, kıskançlık duyguları ile kardeşlerinin kendisine kötülük yapabileceklerini bildirmişti.

Ama Yusuf rüyayı babasına anlatırken, yanlarında bulunan bir kadın rüyayı diğer kardeşlere de söylemiş onlar da bu rüyayı yorarak; “demek, Yusuf bizim başımıza hükümdar olmak istiyor” diye ile kıskançlıklarını ortaya koymuşlardı.

Kardeşler, bu duruma bir çözüm bulmak için Yusuf’tan kurtulmayı ve babalarının sevgisini yeniden kazanmayı düşündüler.

Davarlarını (hayvanlarını) kırda otlatmaya giderken Yusuf’u da yanlarında götürmek için babalarından izin isterler.

Yakup (a.s) onlara izin vermek istemese de, Yusuf’un da ısrarıyla onu da yanlarına alarak kıra çıkarlar.  Hep birlikte güle oynaya koyunları yaydıkları kıra geldiler.

O zamana kadar Yusuf’a bir şey belli etmeyen ağabeyler, kıra geldiklerinde Yusuf için düşündükleri planı uygulamaya başladılar.

Planları, Yusuf’u öldürmek, babaları Yakup’a (a.s); “Yusuf’u kurt yedi” diye söyleyerek ve babalarının sevgisini kendilerine çekmek idi.

Önce Yusuf’u öldüresiye dövdüler. Biri bıraktı diğeri aldı. Bir taraftan da O’na; “Haydi, güneşi, ayı ve yıldızları çağır da seni kurtarsınlar, bakalım” derlerdiler.

İçlerinden birisi Yusuf’un dayaktan iyice sersemlediğini görünce diğerlerine seslendi; “Hani Yusuf’u öldürmeyecektik! Bana böyle söz vermiştiniz” dedi.

KADERİNDE KUYU VARMIŞ

Bunun üzerine bitkin bir duruma gelmiş bulunan Yusuf’u dövmekten vazgeçtiler.

Onu sürükleye sürükleye orada bulunan bir kuyunun başına getirdiler.

Yusuf’un üzerinden gömleğini çıkarttılar ve kendisini de o kuyuya attılar.

Otlattıkları koyunlardan birini keserek, Yusuf’un gömleğini koyunun kanıyla ıslattılar ve yanlarına aldılar. Koyunu da pişirerek yediler.

Kardeşler akşam olup da babalarının yanına gelince hepsi ağlaşmaya başladılar.

Yakup (aleyhisselam) kardeşlerin hep birlikte ağladıklarını görünce başlarına bir musibet (kötülük) geldiğini anladı ve oğullarına sordu;

“Niçin ağlayıp, feryat ediyorsunuz? Yusuf nerede onu aranızda göremiyorum?”

Kardeşler; “Sorma babacığım. Kır da Yusuf’u kurtlar parçaladı. İşte kanlı gömleği de elimizdedir” dediler.

Yakup (a.s) Yusuf’un gömleğini görünce;              

“Bu nasıl kurtmuş ki Yusuf’u parçalamış da gömleğinden hiçbir yeri yırtılmamış” diyerek hıçkırıklarla ağlamaya başladı. O kadar ağladı ki sonunda bayılıp düştü.

Yakup (a.s) ayıldığı zaman tekrar ağlamaya başladı. Yusuf’un gömleğini yüzüne gözüne sürdü. “Artık benim için sabır etmek kalmıştır” dedi.

YUSUF, KÖLE YAPILIYOR

Yusuf atıldığı kuyuda 3 gün kaldı. Kardeşlerden biri (Yehuza) diğer kardeşlerinden habersiz her gün Yusuf’a yemek getirirdi.

Dördüncü gün Mısır’a giden bir kafile (bir gurup yolcu) yollarını şaşırıp kuyunun yanına geldiler. Su almak için kovayı kuyuya sarkıtılar.

Bir de ne görsünler… Kuyunun içinde bir çocuk durmaktadır!

Kuyudan su almak isteyen adam kovanın ucunda bir genç çocuk olduğunu görünce durumu arkadaşlarına bildirdi. Onlarda bu işe hayret ettiler.

Yusuf kuyuda kovanın ipine sarıldı ve kova ile birlikte kuyunun ağzına geldi.

Yusuf’a yemek getiren kardeşi tekrar geldiğinde onu kuyuda göremeyince kafilenin onu kuyudan çıkarmış olduğunu anladı. Koşarak gitti ve diğer ağabeylerine haber verdi.

Onlar da kuyunun başına gelerek orada konaklayan kafile başkanına;

“Yusuf bizim kölemizdi. Bizden kaçmıştı” dediler.

Kafile başkanı, “Öyleyse onu sizden satın alayım” dedi.

Parada anlaştılar ve Yusuf’u köle olarak kafileye sattılar.

Yusuf ağabeylerinin kendilerini öldürmek istediğini bildiği için ağabeylerini tanıdığını belli etmemişti.

Sevgili çocuklar,

Yusuf (a.s) bundan sonra Mısır’a gidişini ve orada kaderinin kendisine çizdiği macerasını bir sonra ki yazımızda öğrenelim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.