Yapıştık kaldık tavaya..!

Kerem İşkan

Akıl Hastanesi Başhekimi, yılbaşı nedeniyle, hastanelerin koğuşlarını gezip akıllanan delileri salmaya karar vermiş...

***
Bir koğuşa gitmiş... Bakmış ki bütün deliler zıplıyor...

***

Başlarında bulunan doktorlara sormuş; "Bunlar neden böyle zıplıyorlar?"

***
Doktor gülerek; "Sayın Başhekimim, bunlar kendilerini mısır patlağı zannediyorlar" demiş...

***
Ama koca koğuşta bir tanesi zıplamadan yatağın üzerinde sabit bir şekilde duruyormuş... Başhekim yeni yılın talihlisi bu diyerek yaklaşarak sormuş...

***
"Sen neden zıplamıyorsun?"

***

Elleri yatağın çarşaflarına dolanan hasta kendini kurtarmaya çalışarak yanıt vermiş... "Ben tavaya yapıştım..."

***

Bir yıl geride kaldı...

***

Çocuklukta yaşadığımız yeni yıl başlangıçları geldi aklıma...

***

Yediden yetmişe mahalle adeta kış meyveleriyle dolar taşardı... Yerli malı haftasındaki bizim sınıf gibi aynı...

***

Portakal, mandalina, kuru yemiş, elma kakı, kayısı kurusu daha neler neler...

***

Tek kanallı TRT o güne özel envai çeşit müzik eğlence programları düzenlerdi...

***

Bir yıl boyunca ekranlarda yasak olan, arabesk müzik ve dansöz yeni yılın ilk dakikalarında, çok özel bir special yemek gibi sunulurdu...

***

Devlet, oturak aleminde dansöz oynatan hovarda misali, yeni yılın şerefine halkına ikram (!) ederdi...

***

Yeni gelen yıl genç, güzel mi güzel bir kız olarak tasvir edilirdi hep...

***

Giden yıl ise saçı sakalı ağırmış eli bastonlu bir dede...

***

Bu genç kız, yılın hangi zamanı herife dönüşüyor ki diye merak ederdik... Çocuk aklımızla bu denklemi çözmeye çalışırdık...

***

Büyüdükçe anladık espriyi, bilinçaltımıza kurulan tuzakları ve hainliği...

***

Soğuk gelmeye başladı yeni yıllar... Hareketsiz, hayatımızda hiçbir farklılık oluşturmayacak şekilde sıradan bir gün gibi geçirmeye gayret ettik…

***

İmdadımıza ise yılbaşı gecelerinde düzenlenen MEKKE'nin FETHİ yetişti...

***

Herkes ekranları başında dansöz beklerken, Fetih Gecesi'nde Sahabe-i kiramın soluğunu hisseden ağabeylerle birlikte olmaya başladık...

***

Büyüdük geliştik…

***

Siyasal İslam, o ağabeylerin çoğunu beklemedik bir şekilde geliştirdi (!) O gün peşlerine düştüklerimiz bugün; “Dar bir yobazlık içindeymişiz o günlerde” demeye başladılar…

***

O günün sözde radikalleri diye burun kıvrılan bizler, bugünün yobazları(!) oluverdik...

***

Velhasıl kelam, tavaya yapıştık kaldık…

***

Deli gibi, patlamamak için çok gayret sarf ediyoruz…

***

Şimdilik durumuz bu, yarın halimiz nice olur Allah bilir…

***

Bereket, huzur ve Rabbin rızası ile dolu bir yıl dileğiyle...