Yalnızlık, garip düşmek, yetim kalmak nedense bu kelimeler hep içimde bir yere dokunmuştur insanın halini kimseye anlatamaması veya insanların halinden anlamamasının çok acıtan bir yanı var, Hallac-ı Mansur’un dediği gibi; "Cehennem acı çektiğin yer değil, acı çektiğinizi kimsenin duymadığı yerdir."
Ben hep yalnızlıkla ilgili söylenen sözlere dikkat kesilmişimdir. Belki de bu sözlerde kendimi aramışımdır sonunda anladım ki herkesin yalnızlığı kendine özel ve herkes kendi yalnızlığını anlatıyor.
İnsan aklı yeterince bilgi sahibi olmadığı ve her haline şahit ve vakıf olmadığı olayları anlamak için kategorize etmek suretiyle aklının alabileceği bir genelleme kolaylığına yatkın.
Bende yalnızlığın üç grupta toplanabileceğini düşündüm, birincisi bile isteye insanlardan uzaklaşmak bu entellektüellerin yalnızlığı.
İkincisi de insanların kişilerden uzaklaşması bu iftiraya uğrayan, iflas eden ve narsislerin yalnızlığı.
Üçüncüsü de insanlar içinde kendini yalnız hisseden kişilerin yalnızlığı buda âlimlerin, sevdiğini kaybedenlerin, yetimlerin ve büyük şehirlerde kaybolmuş modern insanların yalnızlığı.