Vebal Konusu

Nurten Selma Çevikoğlu

Herkes yaptığı işin farkında olmalı. İnsanlar yaptıklarının sorumluluğunda hareket etmeli. İş ehline verilmeli. Ehil gibi görünenler ne yaptığının bilincinde olmalı. Hayâtın her kademesinde, yıllarını verip neredeyse bir ömür tükettiği mesleğini hakkıyla yapamayan ve yapmayan insanlarla çok sık karşılaşır olduk. İşini gereği gibi yapmayan insanlar geride bıraktıklarıyla epeyce vebal almaktalar.

Önce doktorlardan başlayalım: Yıllarca çok büyük emek, gayret ve fedâkarlık gerektiren tahsil hayâtından sonra başladıkları meslek hayatlarında, doktorlarımızdan üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirme hususunda da ayni gayret ve fedâkarlıkları göstermelerini kendilerinden bekliyoruz. Uzun ve yorucu tahsil hayatları sâdece kendilerine iyi bir kariyer yapıp en lüks yaşam tarzını benimsemek olmamalı elbette. Memleket onlardan hizmet bekliyor. Mademki bu devlet seni okuttu. Sen de kalk halkına vazifeni yap. Doktor olmak başkalarını küçük görmeyi ve onları aşağılamayı gerektirmiyor. Bir kere doktorların hastalarıyla olan iletişimlerinde onları rencide edici, gönül yıkıcı, kalp kırıcı davranışlardan ve azarlayıcı ifâdelerden şiddetle kaçınmaları gerekiyor. Yanlış tanı koymaktan, gelen hastayı bir şekilde başlarından savuşturmaktan, bir yandan hastayı dinleyip bir yandan telefonla lakırdı etmekten de kaçınmaları şart. Hastayı sabırla dinleyip onun şikâyet ve sıkıntılarını giderici aydınlatıcı bilgi ve gereksinimler sunması doktorlardan beklenendir. Doktor kızacak diye soru soramayan, şikâyetlerini dile getirmekten çekinen bir dolu hasta var. Yanlış ilaç veren, hatalı tedâvi yöntemleri uygulayan hatta insanların sakat kalmasına yahut ölmesine bile sebebiyet veren doktorlar var maalesef. Bu yazdıklarımdan doktor düşmanı olduğum sanılmasın. İyilerini tenzih ediyorum. Özellikle son yıllarda rûhî donanım sâhibi kıymetli doktorlarımız çoğaldı. Onlarla gurur duyuyoruz. Bizim sözümüz vebal sorumluluğunu bilmeyen nâdanlara. Aslında biraz daha ileri giderek diyeceğim ki hem doktorlara hem de insanlarla iletişim içinde olan meslek dallarında tahsil yapanlara ‘insanlık dersi’ diye bir ders koyulmalı ve okutulmalı. Zira çok yarlar yıkıyor, çok gönüller kırılıyor. Vebal var yapılan her sorumsuz davranışta.

Hukukçulara gelince onlarda da vebal gerektiren çok hâdiseler yaşanıyor. Öyleleri var ki, kendisine tahsis edilen meblağ karşılığında karayı ak diye hukuksal yöntemlerle isbâta çalışıyor. Boştan yere birçok mâsum kişinin suçsuz yere hapislerde kalmasına sebep olabiliyorlar. Toplumun menfaatine olabilecek yanlı ve yanlış kararlara imza atabiliyor. Katillerin, hırsızların, nice ahlaksızların avukatlığını yapabiliyorlar. Hak ve hukuk tam olarak gerçekleştirilemiyor. Bunlar vebaldir.

Mühendisler yaptıkları tahsilin gerektirdiklerini ifâ edemiyorlar. Bir işçi kadar makinenin pratiğine hâkim değiller. Bir icat ve buluş yapma noktasında çoğunlukla tutuklar. Teknolojinin yeniden yapılanmasında özgüvene sâhip değiller. Masa başında memurluk tercihleri boş oturmak hobileri olmuş mühendislerin. Ancak yinede yenilerde bu sayılanlara tamı tamına zıt güzel mühendislerimizin sayısı artıyor inşallah. Gönül isterdi ki bugün göstere göstere teknoloji şovu yapan Avrupalı ülkelerin yanında biz de yer alsaydık. Devletin bahşettiği onca mühendislik tahsilini yapıp sonra da gereğini yapmamak bir vebaldir.

Öğretmenler de büyük vebal altındalar. Yetiştirilen öğrenciler meydanda. Yeni nesil sağlam karakterli öğretmenlerin eseri olacaktı. Maalesef günümüz nesli her konuda alarm veriyor. Eğitmenler sâdece ders verip gidiyorlar. Bugün öğrencilerini hayâta hazırlayacak, ahlâkî seviyesi yüksek bir nesil isteniyor. Toplumun temel taşlarını yetiştirmeyen öğretmenler vebaldeler. Ayni şekilde çocuklarını güzel yetiştirmeyen anne ve babalar da ayni vebâli yüklenmekteler.

Daha saymayalım. Bu veballerin çoğunda kul hakkı var. Cenâbı Hakk’ın karşısına kul hakkıyla nasıl çıkarız? Dikkatli yaşamak lâzım! İşlerimizin üzerine hassâsiyetle titreyerek eğilmek gerekiyor. Hatalı davranışlardan, yanlış karar vermekten kaçınmak şart. Hesaplı, kitaplı ve onurlu yaşamak istiyoruz.

Hakk’ın ve hakikatin tecelli edeceği nice vebalsiz günlere… 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.