Varlık yokluk

.

Allah’ın ve Resulunun selam ve bereketi üzerinize olsun ey hane halkı!

Eşi ve benzeri olmayan, bir ve tek olan Allah’ımıza Hamd olsun , Salatu selam olsun iki cihan güneşi şanı yüce peygamberimiz Muhammed (Sav.) Ehlibeytine ve sevdiklerine salatu selam olsun ta ezelden kıyamete kadar.
 O'nu, yedi gök ile yer ve bunlarda bulunan akıllılar tesbih eder. Hatta hiçbir şey yoktur ki, O'nu överek tesbih etmesin, ancak siz onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. O gerçekten halim ve çok bağışlayandır. (İsra 44)
Yüce kitabımız Kur a’nı Kerim de Rabbimiz, neredeyse her ayetin de kendi ismini zikretmiştir.
Hiçbir ayeti yoktur ki O’nun yüceliğine yaratılışına bir delil olmasın..
Zikir; anmak sevgiyi dile getirmek, benlikten geçip hiçliğe ulaşmaktır.
Bu gün sayısız kitapları okuruz sayısız bir bilgi dağarcığımız olmuş olabilir..
Lakin; bu bilgiler kişilere sunulmuş sadece aktarılmak için özdeş nesnelere benzer.
Sorumlumuyuz bu kısmı tartışılır.
Kur'an-ı Kerim'de; Hak ile batıl birbirin den ayrılmıştır. Öyle ise bizler Müslümanlar olarak hakikat kısmını iyi algılamalı ve yüklenmiş sorumluluklarımızı en güzel şekilde yerine getirmeliyiz.
Bu gün çalıştığımız iş yerin de bile bir kariyer hedefi kuararken, neden asıl olan Rabbimizin cemaline talip olmayalım…?
İmam Rabbani Hz. Allah onlardan razı olsun bir hitabında; "Ben artık Muhammedi ( Rabbimizi görme makamındayım" buyurmuştur.
Bu konu Tasavvuf ehlince kısmen bilinir. Bazıları ise daha da irdeleyerek fazlasına göz dikdiklerin de mutlaka sert duvarlarla karşılaşmışlardır.
Çünkü; Kal en öteye geçememişlerdir !
Hal ise yaşamadan anlaşılamayan tamamen Marifet üzere alınan yol veya mesafeyle ortaya çıkar.
Herkes nasibi kadarını idrak eder, ettirilir .
Şimdi ikilemlerin çok yaşandığı günümüz dünyasına bir bakalım; iletişim ve ulaşım ne kadar hızlı .
Kullara verilen lütuf nimet (akıl) nispetince bu kadar üstün uygarlık seviyesine yetişmiş iken, birde Rabbimize giden yolu (sıratel mustakım) ne kadar hızlandırdığını kolaylaştırdığını çoğu ken düşünemedik.
Düşündürtmediler ki!
Orta namaza dikkat edin demekte Rabbimiz Kur'an'da. Orta namaz kalp namazı olduğu gibi sonsuz açılımları yapan yaptırabilecek olan Allah’ımız; Fatiha’nın 4. Yani orta ayetini de anlatmış olmasın
Yasin suresi Kur'an'ın kalbi, Fatiha suresi ise anasıdır diye okumuştum. Kul kuranı hayatında yaşamaya başladığın da esasta Fatiha suresini yaşamış oluyor.
Fatiha suresinin ilk 3 ayetine baktığımız da, Rabbimiz kendi zatını yüceliğini tescilliyor tüm yarattıklarına, 4. Ayete geldiğin de ise kul, "Yalnız San’a ibadet eder ve yalnız Sen’den yardım dileriz demeye başlıyor. Kur'an-ı Kerim'de kulların haddini bilmelerini öğütlemekte .
Yine Kur'an-ı Kerim'de "Her şeyi çift yarattık" buyurmakta. Rahmet zulmet gibi, Peygamberlerin kıssaları olduğu gibi lanetlenmiş olanların da kıssaları anlatılmakta.
Peygamberimizin varisleri olan yolundan gelen sayısız alim evliya hayatlarına kitaplarına baktığımız da hiçbirin de cehenneme yönelik bir anlatım yoktur .
Onlar inanan kardeşlerine Rabbimiz sevmeyi öğütlemişler.
Cehennemi ehline anlatın demek düşmüş onlara.
Elbette günahta ısrar edenler ve inatçı kafirler hayra engel olanların yurdu cehennem dir.
Bizim ise sözümüz meşrebimiz sevgidir Elif’tir!
Elif yazar Elif okuruz. Haddimiz mi ki hükümler verelim yargıda zanda bulunalım . Hakim bellidir aşk meşrebin de . Kader olmayan hiçbir şey yoktur ki vuku bulmasın kazaya dönüşmesin.
İman esasların da , kaza ve kadere iman anlatılır.
Şanlı Peygamberimiz Sav. birçok hadisin de; kıyamet alametlerini ahir zaman fitnelerini imanın ateşten bir kor olmasını anlatmadı mı ? Elbette anlattı lakin biz çoğunu okumadık.
Okuduklarımızın da bir çoğunu Elif’siz okuduk..
Şimdi bir kıyaslama yapmak gerekirse; cahiliye dönemin de diri diri gömülen kız çocuklarını bu gün de alenen görmekteyiz.
Yanlış tapınışları yine ayyuka çıkmış bir çok topluluğun rezil halleri sergilenmekte.
Daha ne zaman düşünmeye başlayacağız ki ? Herşey bittiğin de belkide çok geç olacak.
Allah Cc. "Yaptıklarınız dan ve yapmadıklarınız dan hesaba  çekeriz" demiyor mu.
Bu gün kendimize bari bir iyilik yapalım. Açalım yüce Furkanı’ı okuyalım.
Adem As. Rabbimiz bütün dilleri öğretmedi mi? Ey Ademoğlu sen oku hangi dilde okursan oku Furkanı! Dile takılma, anlamak için oku , hayır da yarış için oku, sabah akşam Rabbimiz zikretmenin farkındalığı için oku.
Oku kardeş Allah aşkına oku …
Dün de kuran da anlatılan her olay her kıssa her felaket bu gün de yaşanıyoır , herşeyi çift yarattık demiyor mu Rabbim. Düşünmez misin sabah akşam sadece on on beş dakikanı alacak olan ÜVEYS ZİKRİ'ni biz neden hep her sözümüz de anlattık ? Kendini bul diye nefsini bil diye.Çoğunluk cennet cehennem oyalanırken , sen Cemale talib ol diye anlattık. Yunus atamıza selam olsun; Kuş dili öğrendik diyor. Kuş dili yalnızca kuşların deyil ; acılı olanın mazlumun fakirin dertlinin de dili.
Rabbimizin öğretisi deyil mi, kuş dili. Sen hele sabah akşam Rabbimizi yücelt bak sana ne diller öğretiyor. Öğreten bildiren Rabbimize hamd olsun. Her daim ayaklarınmızı dosdoğru yola alsın ve sabitlesin inşallah. Dün de zulme o aşkın sultanları dur dedirtildi. Bu gün o er sen ol !

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri