Ufuk Turu yansıması ve Konyaspor…

Hakan Armutcu

Bu haftaki yazımızda yine birkaç konuya değineceğiz.

Öncelikli konumuz, tarihin en büyük başarılarından birini yaşayan Konyaspor’un, Eskişehir’deki Türkiye Kupası final maçı için, TCDD’nin hızlı tren ek seferleri konusundaki isteksizliğine değinmek olsun.

Önceki yıllarda Eskişehir-Galatasaray arasında oynanan kupa finali için ek seferler çıkaran ve hiçbir sorun oluşturmayan TCDD’nin, mevzu Konya olunca yan çizmesi Konya kamuoyunda büyük tepki çekti.

En az TCDD kadar Konyalı siyasetçilerin, yöneticilerin sessizliği Konyalıları yaralıyor.

Konyaspor taraftarı öyle ya da böyle bu maça gidecek ve stadyumun büyük bir bölümünü dolduracaktır.

Ancak, liglerin bitmesi beklenmeden Ramazan Ayı içerisinde oynatılan Türkiye Kupası finali, taraftarlar için ulaşım açısından çok büyük sıkıntılar oluşturacak.

Süre daralıyor. Konya’nın temsilcilerinin bir an önce bu konuya el atması ve şehrin insanlarının yollarda perişan olmasının önüne geçmesini bekliyoruz.

(Akşam Saatlerinde gelen bilgiye göre TCDD baskılar neticesinde ek sefer koymuş ve o seferlerinde biletleri tükenmiş

* * *

Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından Mardin'de düzenlenen, 63 ilden 170 ve Konya'dan 235 olmak üzere toplam 405 sivil toplum temsilcisinin katıldığı "Sivil Toplum ve Din" konulu "14. Ufuk Turu Toplantıları" sona erdi.

Katılımın oldukça yüksek olduğu organizasyonda, Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil, sonuç bildirgesinde cemaat-siyaset kavramlarına dikkat çekti.

Referandumun Türkiye’nin önünü açtığını savunan Görgülügil’in konuşmasında en çok dikkatimizi çeken ve önemli bulduğumuz cümle şu oldu;

"FETÖ tecrübesi ve dış baskılar, cemaatlerin kendi ruh ve çalışma prensiplerine bağlı kalmalarının ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu. Bu tehdidin ve muhtemel tehlikelerin bertaraf edilmesi adına cemaat, ümmet, sivil toplum, devlet ve siyaset gibi kelime ve kavramlar yerli yerine oturtulmalıdır. Herkes kendi alanında kalmalı, hain terör örgütünün bıraktığı boşluğun birileri tarafından doldurulmasına asla izin verilmemelidir. Türkiye'de dini yapılanma ve cemaatlerin dışlanma, ötekileştirilme, aşağılanma dönemi artık kapanmıştır. “

 Herkes kendi alanında kalmalı sözü birçok şeyi açıklıyor.

Ama en önemlisi de “Hain terör örgütünün bıraktığı boşluğun birileri tarafından doldurulmasına asla izin verilmemelidir” sözüdür.

Türkiye’nin geleceğinde, bu durum karşısında alınacak olan tavır belirleyici olacaktır.

Çünkü, darbeci yapıdan boşalan alan birçok cemaat, birlik, hareket için ağız sulandırıcı boyutta.

Sütten ağzının yandığını düşündüğümüz devlet kurumlarının, artık kadrolaşma konusunda “üfleyerek” yemesi gerektiği aşikâr.

Umarız, sistem kendi eliyle yeni bir tehlikeli oluşum ortaya çıkarmaz.

* * *

Son olarak, bizim spor yapmak için sık sık uğradığımız Nene Hatun Parkı’na yapılan güzel bir hizmetten bahsedelim.

Selçuklu Belediyesi, parkın içerisine bir Sağlık Merkezi yapmak için harekete geçti.

Çok yerinde bir yatırım olmuş. Çünkü park çevresinde ve yakın alanlarda yaşlı nüfusu oldukça fazla.

Sağlık hizmetlerini ayaklarına getirme fikri kimden çıktı ise tebrik etmek lazım.

Yatırımın yansıması o kadar hızlı olmuş ki, henüz başlangıç aşamasında olmasına rağmen karşısına hemen bir eczane açılmış bile.

* * *

Haftaya görüşmek üzere..

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.