UCU AÇIK PANDEMİ

Süleyman Küçük

11 Mart 2020 tarihinde görülen ilk korona virüs vakasından bu yana geçen yaklaşık 6 aylık sürede ilgili bakanlıklarca bazı kısıtlamalar da alınmasına rağmen hala ucu açık bir pandemi süreci yaşıyoruz.

Pandemi herkesin malumu olduğu üzere dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isim olarak bilinir.

Hastalık yapan mikrop, virüs vs. insandan insana yayılmasını önlemek için ilan edilen pandemi kararıyla korunma ve kontrol önlemlerini uygulayarak; hastalığın toplumda yayılmasını azaltmak ve böylece erken dönemlerinde hasta olacak kişi sayısını en aza indirerek sonraki yayılım dönemlerinde ortaya çıkacak vakaları azaltmak istenir.

Bizim ülkemizde de  pandemi ilan edildikten sonra bir takım önleyici ve kısıtlayıcı tedbirler alındı.

İlk zamanlarda alınan bu tedbirlerin dünya basınında yer alan bir takım hoş olmayan ölüm görüntülerinin de etkisiyle toplumda oluşturduğu hastalık ve ölüm endişesi ile faydalı olduğu ifade edildi.

İlerleyen zaman içinde ise hastalık ve ölüm sayılarında görülen azalmaların toplumda meydana getirdiği psikolojik rahatlama ve kapanan işyerleri nedeniyle oluşan ekonomik sıkıntının artması nedeniyle insanlar tedbirleri önemsememeye başladı ve hasta sayıları ve ölümlerde beklenmeyen artışlar oldu.

Corona virüs musibetinden bağımsız olarak bizim toplumuzda ortaya çıkan bu rahatlamanın hastalıktan daha önemli kayıplar meydana getireceğine inanıyoruz.

Çünkü gerek devlet kurumları gerekse sivil toplum kuruluşları corona virüsü musibeti ile ilgili olarak üzerlerine düşen görevi hakkı ile yerine getirdiklerine inanmıyoruz.

Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer kurumlar ve Üniversiteler tabir caiz ise tek bir ağızdan tek bir öneri ve tedbirler paketi sunamamıştır toplumumuza.

Bir günde neredeyse 3 veya 4 ekran gezen profesör unvanlı kişileri neredeyse diğer konuşanların yanlışlarını ifade etmekten kendi doğrularını ifade etmeye fırsat bulamadılar.

Daha garip olanı ise Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan bilim kurulu üyelerinin kendi aralarında yaptıkları toplantıda alınan kararların bakan tarafından açıklanmasını bile beklemeden kendi görüşlerini ekranlardan ifade etmelerindeki gayretkeşlikleri olmuştur.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 20 Mayıs 2020 tarihinde virüs musibeti ile ilgili olarak "Küçük bir ihmal, bir uçtan bir uca tüm Türkiye'yi etkileyebilir. Risk devam ediyor. Tedbirlere uyalım" uyarısında bulunmasından yaklaşık 3 ay sonra korkulan oldu ve vaka sayıları ile ölüm sayılarındaki artış toplumu yeni bir tedbirler paketine doğru götürdü.

Birinci dalganın yaz aylarında biteceği ve sonbahar mevsiminde gelmesi beklenen 2. Dalgadan önceki bu birinci dalganın 2. ayağı birincisinden çok daha ağır ve hayli zor geçeceğe benziyor.

Son bir hafta ortaya konan tablo gösterdi ki bu 2. Tedbir uygulamaları daha önceki tedbirler kadar toplumda bir karşılık görmedi.

Ekonomik gerekçeler öne sürülerek bir takım işletmelerin açılması ile başlayan süreç sonunda turizm tesislerinin açılması ile virüsün önlenmesinde en önemli tedbirlerden biri olarak açıklanan sosyal mesafenin küçük ve geçici zevkler uğruna nasıl yok sayıldığının en önemli göstergesi oldu.

Tedbir uygulamalarının bir diğer hususu olan maske konusunda da aynı ihmaller zinciri yaşandı.

Şimdilerde neredeyse tanesi elli kuruşa satılan maskelerin karaborsaya düştüğünü ve tanesine 10 ila 15 lira gibi ücretler istendiğini gördük.

Devletin kamu ve özel sektör işyerlerinde çalışanlar için dağıttığı söylenen ücretsiz maske uygulaması da neredeyse fiyasko denilecek bir şekilde sona ermiş gözüküyor.

Önceleri PTT aracılığı ile dağıtılacağı söylenen maskeler ne hikmetse sonra eczahaeneler aracılığıyla dağıtılmaya başlandı ama yine maske temin etmek büyük bir problem olarak karşısına çıktı milletin.

Öyle ki vatandaş eline ne malzeme geçti ise ondan kendince maske üretmeye ve kullanmaya kalkıştı.

Bu günkü geldiğimiz noktada insanlar gayrı ihtiyari olarak devlet yetkililerine şunu sordular.

Bu ülkede yapılan her askeri darbe de parmağı ve onayı olduğu kesinleşen ve hemen her siyasi tarafından dış güçler olarak ifade edilen malum hayali düşman ilanında ilk akla gelen ülke olan Amerika’ya neden maske yardımında bulunduk.

Hem de kendi vatandaşına ücretsiz maske dağıtımını tam olarak gerçekleştirememiş iken?

Corona virüs musibeti ister tabii olarak isterse bilerek üretilen bir laboratuvar işi olsun hatta isterse de farklı çalışmalar yapılarken ortaya çıkan bir hata veya ihmal sonunda ortaya çıkmış olsun geldiğimiz bu günkü noktada hala başı sonu belli olmayan bir ucu açık pandemi ile karşı karşıyayız.

Pek çok tanıdığımız arkadaşımız hatta yakınımızı kaybettiğimiz veya kaybetmek üzere olduğumuz bu musibetin bir an önce sona ermesini Cenabı Allah’tan(cc)niyaz ediyoruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.