Regaip Kandili ile başlayan üç aylar, ibadet ve tövbe zamanı olarak biliniyor. Konya’ya özgü Şivlilik geleneği de çocuklara dini değerleri sevinç ve paylaşım içinde anlatıyor. NEÜ İslam Mezhepleri Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan Kaplan, “Üç aylar, sadece takvimsel bir dönüm noktası değil, köklü bir manevi hatırlayıştır” dedi
Ümmet coğrafyası, Regaip Kandilini idrak etti. Filistin'de yaşanan dramdan dolayı, Türkiye üç aylara buruk girecek. Finali Ramazan ile yapılacak üç aylarda vatandaş daha çok namaz kılacak, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif okuyacak. Bu dönemde çok daha fazla tövbe edilecek. İlahiyatçılar, üç ayların fırsat olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.
ÜÇ AYLARIN ÖNEMİ VE RAMAZAN'A HAZIRLIK
Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İslam Mezhepleri Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan Kaplan, üç aylar ile ilgili gazetemize konuştu. Kaplan, üç ayların mübarek Ramazan ayının müjdecisi olduğunu belirtti. Üç aylarla birlikte manevi bir iklimin başladığını aktaran Kaplan, “Üç ayların başlaması, İslam dünyasında olduğu gibi Konya’da da sadece takvimsel bir dönüm noktası değil, aynı zamanda köklü bir manevi hatırlayıştır. Recep ayıyla birlikte başlayan bu süreç, bireyin kendisiyle ve çevresiyle ilişkisini gözden geçirdiği, ibadet, dua ve ahlaki hassasiyetlerin daha görünür hâle geldiği özel bir zaman dilimidir. Konya’yı diğer şehirlerden ayıran önemli özelliklerden biri, üç ayların gelişini kendi kültürel diliyle karşılamasıdır. Bu dilin en canlı örneklerinden biri Şivlilik geleneğidir. Yüzyıllardır sürdürülen bu gelenek, üç ayların manevi atmosferini çocukların dünyasına taşıyan, dini sevinci toplumsal hafızaya yerleştiren özgün bir uygulamadır” ifadelerini kullandı.
‘SEVİNÇ VE BEREKETLE YAŞANAN KONYA ŞİVLİLİĞİ’
Konya’nın geleneği olan ve Recep ayının ilk perşembe günü kutlanan Şivliliği anlatan Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İslam Mezhepleri Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Doğan Kaplan, sözlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Recep ayının ilk perşembe günü kutlanan Şivlilik, sabahın erken saatlerinden akşam vaktine kadar mahalleleri ve apartmanları cıvıl cıvıl sesleriyle şenlendiren çocukların bayramıdır. Bir gün önce fener alayıyla üç ayların başlangıcını kutlayan Konyalılar, perşembe günü de Şivlilik toplamaya çıkan çocukların sevincine ortak olur. Şivlilik, sadece çocuklara dağıtılan şeker ve hediyelerden ibaret değildir. Asıl anlamı, paylaşmayı öğretmesi, çocuklara ait olma duygusu kazandırması ve dinî zamanları sevgiyle hatırlatmasıdır. Bu yönüyle Şivlilik, Konya’nın manevî aktarım geleneğinin en zarif örneklerinden biridir. Çocuk, üç ayları bir yas ya da yük olarak değil; sevinç, bereket ve birlikte olma zamanı olarak tanır. Günümüzde hızlı şehirleşme ve dijitalleşme, geleneksel kültürel pratikleri zayıflatma riski taşımaktadır. Ancak Şivlilik geleneği, bütün değişime rağmen Konya’da hâlâ canlılığını korumaktadır. Bu durum, şehrin manevî hafızasının ne kadar güçlü olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Üç ayların başlangıcı vesilesiyle Şivlilik geleneğinin yaşatılması, sadece nostaljik bir alışkanlık değil; kültürel ve ahlaki bir sorumluluktur. Çünkü bu gelenek, dinî bilincin korku diliyle değil, sevinç diliyle aktarılabileceğini gösterir. Konya’nın bu yönü, üç ayların ruhunu anlamak açısından güçlü bir örnektir. Bugün yapılması gereken, Şivliliği özünden koparmadan, israf ve gösterişten uzak bir biçimde sürdürmek; çocuklara verilen hediyeler kadar, onlara kazandırılan anlamı da önemsemektir. Üç aylar, Konya’da bu anlam dünyasıyla karşılandığında, gelenek yalnızca korunmuş değil, geleceğe de taşınmış olur.”