TYB'de 'şiir, felsefe ve modern dünya' konuşuldu

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nin konuğu Prof. Dr. Kemal Kahramanoğlu "Şairane Barınmak" üzerine söyleşi gerçekleştirdi.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi, önemli bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı. Prof. Dr. Bekir Biçer’in düzenlediği ve D. Mehmet Doğan kütüphanesinde gerçekleşen konferansta, Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Eğitimi bölümünden Prof. Dr. Kemal Kahramanoğlu, Yazarın Aynası program serisinde gerçekleştirdiği konuşmasında "Şairane Barınmak" kitabını mercek altına alarak, şiirin insan hayatındaki yeri, tarihsel süreçteki dönüşümü ve modern dünyanın şiire bakışını ele aldı. Kahramanoğlu, insanın sadece rasyonel bir varlık olmadığını, aynı zamanda şiire ve duyguya da ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

Klasik edebiyat, felsefe, tasavvuf ve modern düşünceyi bir araya getiren özgün yaklaşımıyla tanınan Prof. Dr. Kemal Kahramanoğlu, "Şairane Barınmak" başlıklı konuşmasıyla dinleyicilere şiir dolu bir düşünce yolculuğu yaşattı. Konuşmasında, Hölderlin'den ilhamla "şairane barınmak" kavramını açıklayan Kahramanoğlu, insanın dünyadaki varoluş biçimlerinden birinin de şairane bir duruş olduğunu belirtti
Konuşmasında modern şiirin doğasını anlatan Prof. Dr. Kahramanoğlu, şiirin bazen bir savunma biçimi olduğunu şu sözlerle ifade etti: Heidegger diyor ki ‘İnsan ormanda gezerken korkup da cesaret bulmak için ıslık çalar ya... Bizim şiirimiz de aslında biraz böyle; modern şiir, bir bakıma ormanda korkudan ıslık çalmaktır.’ Bu bağlamda şiir sevgisi, özellikle Hölderlin merkezli bir anlayışla gelişiyor. O meşhur sözüyle ‘Bizi ancak şiir kurtaracaktır2 diyor. Hölderlin’in yine çok bilinen bir sözü var: ‘İnsan dünyada şairane barınır.’ Bu söz çok farklı şekillerde yorumlanmış. Kimileri ‘şairane ikamet ederiz’, kimileri ‘şairane var oluruz’ şeklinde anlamış. Zaten bu söz yoruma oldukça açık."

“İNSAN DÜNYADA NASIL BARINIR? ŞAİRANE Mİ, AKILCI MI?”

Hölderlin’in “İnsan dünyada şairane barınır” sözü üzerine çeşitli yorumlara değinen Kahramanoğlu, bu ifadenin insanın dünyadaki varoluş biçimiyle ilgili derin bir tartışmayı tetiklediğini belirterek,
“Barınmak akılla mı olur, kalple mi, ruhla mı? Duygusal mı barınırız, nefsi mi? Hepsi tartışılabilir ama ‘şairane barınmak’ deyince, bu artık salt rasyonaliteyle açıklanamaz. Çünkü insan sadece akılla var olan bir canlı değildir. Rasyonelliğin tüm ilkelerine sahip olsak bile, belli bir noktadan sonra bu bizi boğar, sıkar" dedi.

“DESCARTES ŞİİRİN GIRTLAĞINI KESTİ”

Aydınlanma döneminin şiire karşı duruşunu eleştiren Kahramanoğlu, özellikle Descartes sonrası dönemde şiirin dışlandığını şu ifadelerle dile getirdi: “Aydınlanmacılar, Descartes’le birlikte şiire muhalif bir tavır geliştirdi. Şiirin yerini nesir, felsefe, rasyonalite aldı. Duygusallık ise bir zafiyet gibi algılandı. Hatta Rousseau ‘Descartes şiirin gırtlağını kesti’ der.” Rousseau’nun bu duruma bir tepki olarak romantik ve doğayla iç içe bir yaşam biçimini benimsediğini belirten Kahramanoğlu, Emil adlı eserine gönderme yaparak, “Rousseau, Emile adlı karakteri şehirden uzaklaştırır, köye gönderir. Doğada yetişmesini ister. Çünkü insan ancak tabiatla bağ kurarak kendini bulabilir” dedi.

“ŞİİRE VE HİKMETE YENİDEN DÖNMELİYİZ”

Konuşmasında modern toplumun rasyonaliteye fazlaca yönelmesinin insanı yorduğunu dile getiren Kahramanoğlu, çağdaş düşünür Edgar Morin’in fikirlerine de yer verdi. Kahramanoğlu,“Morin, şiir ve bilgelik üzerine yazdığı kitabında şunu der: Fazla akılcılık bizi hikmetten, insanlıktan uzaklaştırır. Fazla bilgelik bizi çıldırtabilir; ama yine de insan, hikmetle iç içe olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Kahramanoğlu, şiirin tarihsel gelişimine de değinerek, ilk insanların şiirle konuştuğu fikrini hatırlattı.
Tanzimat dönemiyle birlikte şiire bakışın değiştiğini ve felsefe ile nesrin ön plana çıktığını belirten Kahramanoğlu, bu dönemde bile Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi isimlerin güçlü şair kimliklerine sahip olduğunu söyledi. Cemil Meriç'in Tanzimat'ı "şiirden düşünceye geçiş" olarak tanımlamasına atıfta bulunan Kahramanoğlu, şiirle de düşünce ve felsefe yapılabileceğini Şeyh Galip ve Mevlâna gibi büyük ustalardan örnekler vererek açıkladı.

Program sonunda Prof. Dr. Kemal Kahramanoğlu ve Prof. Dr. Bekir Biçer’e TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu ve TYB konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Tarhan tarafından katılım beratları takdim edildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür Sanat Haberleri