Türküz

Sadık Küçükhemek

11Şubat 2013 tarihli Adsız Millet mi? isimli yazımı İsmail Bey şu şekilde eleştirmiştir:
Örnek Suudi Arabistan Krallığı, Suriye Arap Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulanık bir yazı, zihinleri berrak olmayanlar doğru karar verebilirler mi?
18 Şubat tarihli Türk Milliyetçiliği adlı yazımı ise Derya Hanım şöyle eleştirmiştir:
Türküz; şanla şerefle onurla söylüyorum; Türküm, alınan gocunan varsa bıraksın bu ülkede yaşamayı.
Biz, söz konusu yazılarımızda milliyetçiliğin manasını açıklamaya çalıştık. Milliyetçilerin dediği gibi, milliyetçilik, yurtseverlik, vatanseverlik değil; asıl maksadı gizleyen kamuflaj ifadelerdir. Milliyetçilik, ırkçılık, kavmiyetçilik demektir; yani kendi ırkını ve kavmini diğer kavimlerden üstün görmektir. Diğer ırk ve kavimleri köle ve hizmetçi statüsüne indirgemektir. Kemalizm budur.  
Baştaki yazımda kavminin ismini alan devletin sağlıklı olamayacağını; bu sebeple ecdadımız kurduğu devletin ismini kendi kavminin ismini vermediğini yazmıştım. Mesela kurduğu devletin adına Selçuklu, Osmanlı ismini vermiştir, demiştim. Araplar da buna dikkat etmişlerdir. Mesela devletlerinin adına Emeviler, Abbasiler, Suriye, Mısır ismini vermişlerdir, demiştim. İsmail Bey de yukarıdaki devletlerin ismini vermiştir; doğrudur.
Arap âlemi de Kemalistler gibi ırkçı ve milliyetçidir. Arap baharı, bu kötü gidişata dur demek için başlamıştır. Suriye’nin durumu içler acısıdır; çünkü milliyetçilikte değerler sistemi diye bir şey yoktur. Milliyetçilikte ne adalet vardır ve ne de hak ve hukuk vardır. Körü körüne çekilmiş bir sancağın altında savaşmak vardır.
Nitekim Hz. Peygamber ( s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur: “Her kim körü körüne (çekilmiş) bir sancağın altında ölür; asabe (baba tarafından olan akrabadır) namına kızar ve asabe için çarpışırsa benim ümmetimden değildir.”
 Suriye Mısır gibi devlet isimlerini bir örnek olsun diye vermiştik. Bununla Suriye’nin ve Mısır’ın kavmiyetçi olmadığını söylemek istemedik. Yazımdan da bu anlaşılmaz
Derya Hanımın sözü ele avuca sığacak bir şey değildir. Biz de Türk kavmindeniz, biz de Türküz; ama kavmiyetçi ve ırkçı değiliz. Yani Kemalist değiliz. Aslında milliyetçiler Türk kavmini yüceltme adı altında kendi çıkarlarına hizmet etmektedirler; bunu kendileri de bilirler.
Milliyetçilik, kavmi yüceltmez, küçültür ve insanlık değerlerinden mahrum eder; çünkü milliyetçilikte ırkı üstün görme düşüncesi var olduğu için adaleti, hak ve hukuku ayaklar altına almaktadır. Bundan mahrum bir kavimin yücelmesi mümkün mü?
Bu sebeple Cenab-ı Allah şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilir.” Mâide:8
 Bu ayet-i kerimeden anlaşıldığı gibi dosta- düşmana herkese karşı âdil olmak gerekir. Şimdi sormak gerekir, adaleti ayaklar altına alan milliyetçiliği savunmak insanlık onuruyla ne kadar bağdaşır? Körü körüne çekilmiş bir sancağın altında savaşmak insana ne kazandırır? Gelin yol yakın iken bu hastalıktan vazgeçelim. Bakın, biz de Türk kavmindeniz; sizden farkımız hakkı ayakta tutmak için adaleti hâkim kılmaya çalışmaktır. Söz konusu ayeti kerimeye kulak vermektir.
Bizi bu şekilde eleştiren okuyucularıma selam ve hürmetlerimi sunar, başarılar dilerim. Gayemiz halkımızı bilgilendirmektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.