Türkler Nasıl Bozulur

Nevzat Laleli
Tarih canlanıyor yazı serisi

Bir tarihi gerçeği vurgulayarak bu yazıma başlamak istiyorum.
Türk ırkının Şamanizm’i (putlara tapmayı) terk ederek İslam’a geçişleri takriben bin seneyi bulmaktadır. Bir rivayete göre bu, Hazreti Osman dönemi fetihleri döneminde gerçekleşmiş bulunmaktadır.
Türkler, kendileriyle savaşılarak değil gönderilen bir tebliğ (duyurma) mektubunun incelenmesi sonucu İslam’ı topluca kabul ettiklerinden dolayı Cuma hutbelerinde imam’ın elinde mektupla hutbe okuması geleneği zamanımızda da devam etmektedir.
O günden bu yana Selçuklular ve Osmanlılar, İslam’ın hem bütün insanlığa iletilmesi ve hem de onun hükümleri ile hayatın sürdürülmesi hususunda çok titiz davranmışlar bu sayede üstün ve parlak medeniyetler kurmuşlardır.
Selçuklular ve Osmanlılar, kendi dönemlerinde birer “Dünya süper devleti” iken ülkelerinde yaşayan birçok dil, ırk ve renkte ki insanlara adaletle muamele etmiş, kendi bünyelerinde bir ırkçılık hareketine girişmemiş “Ben Türküm, sen Arapsın, sen Kürtsün gibi…” bir sun’i ayrışma yapmamış diğer farklı insanları itmekten kaçınmışlardır. Böylece ülke ve millet bütünlüğünü uzun yıllar sağlama imkânı bulmuşlardır.
Yurt dışına yaptıkları diplomatik, siyasi ve askeri aksiyonlarında kendilerini tanıtmak maksadıyla “Biz Osmanlıyız” veya “Biz Selçuklularız” demişlerse de, Batı dünyası diğer İslam ülkeleri ile atalarımızı ayırt edebilmek için “Türkler veya Türler geliyor” ifadelerini kullanmışlardır. Bu gün de yurt dışında diğer Müslüman ülkelerin insanlarından ayırt etmek için “Türk veya Türkler” tarifi kullanılmaktadır.
Ancak şurası çok önemlidir ki, bütün tariflerde “Türkler” ifadesi “Müslümanlar” demek için kullanılmaktadır. Batı dünyasının Türklere düşmanlığı, onun ırkından dolayı değil Müslüman oluşundan kaynaklanmaktadır. Türk ırkından gelen ama Hıristiyanlaşarak Batı ile kaynaşan Macarlar’a, “Hungary veya Hun Türkleri” dendiği halde Batı âlemi onlara bir düşmanlık beslememektedir.
BATILI RUMLARIN PLANLARI
Fener Rum Patrikhanesi'nin açtığı okullardan birisi olan İkonomos akademisinin 1884 yılı ders müfredatında olan Ada belediye başkanı tarafından ele geçirilen ders müfredatında şunlar yer alıyordu:
1) Türk'ler ezeli bir düşman olarak Rumlara tanıtılacak.
2) Türklerin en küçük hataları büyütülerek Avrupa'ya duyurulacak ve dünya Türklere düşman edilecektir.
3) Türk'ler ekonomik bakımdan çökertilecek. Bu amaçla zengin Türk'ler sakat ticaret yollarına götürülecek, bol faizli krediler açılacak, ağır şartlarla rehin kabul edilecek.
4) Türklerin ahlak, milliyet, din ve gelenekleri dejenere edilecektir. Bu amaçla küfürler öğretilecek ve bu küfürlerin Türk'ler arasında yayılmasına çalışılacak. Türk'ler ziyana ve diğer ahlaksızlıklara teşvik edilecek. Türk gençleri arasında kabadayılık ruhu aşılanarak sevgi ve saygı bağlılıkları kırılacak. Aralarına ikilik sokulacak.
Argoya benzer bir küfür dili Türk'ler Arasında yayılarak milli dil ve duyguları bozulacak. Zengin Rum tüccar ve esnafı Türk hocalara bol hediye ve veresiye vererek onları elde edecek. Hocalar içkiye alıştırılacak. Her türlü uydurma inanışlarla dini inançları saptırılacak. Onlara yalan yanlış olaylar anlatılıp, Türk halkı ile hocaların arası açılacak.
5) Türk hükümranlığı baltalanacak. Bu iş yavaş yavaş geliştirilip, Bizans yeniden kurulacaktır.
6) Türk halkı arasında sürekli olarak anlaşmazlık tohumları ekilecek. Ayaklanmalar düzenlenip zamanında aradan çekilerek Türk'ler arasında kardeşkanı akıtılacak. Komiteler kurulup Türk köyleri basılacak.
7) Bir savaş sırasında Türk halkını sefalete götürecek her yola başvurulacak. Türk topraklarındaki en önemli gıda maddeleri, halkın elinden hızla ve gizlice toplanıp adalara gönderilecek. Buradan komşu ülkelere satılacak. Rum tüccarların uğradığı zarar milli bankalar tarafından para olarak ödenecek.
8- Doktor ve eczacı Rumlar, hastaları özellikle kimsesiz hastaları gizlice zehirleyip öldürecek. Kör, sağır, sakat edecek. Saf dışı bırakmaya çalışacak.
9) Tarım politikasında Türk çiftçisi ağır faizlerle toprağından mahrum edilecek. Borçların kolayca çoğalması sağlanacak. Böylece Türk'ler ellerindeki toprakları Rum tüccarlara satmak zorunda kalacaklar.
10) Yüksek rütbeli devlet memurları rüşvet, ziyafet ve hatta kadın ikramları ile Etniki
Eterya'nın emrine alınacak. Ancak bu işler tamamen okuldan yetişmiş papazların talimatına ve okulun tayin edeceği kişilerle bunların vereceği direktiflere göre uygulanacak.
11) Fırsat çıktıkça özellikle resmi binalarda yangın çıkarılacak.,ölümlü kazalar yaratılacak, savaş gemilerine yangın ve yaralar açılacak.
12) Bir ileri karakol ve gözetleme yeri olan manastırlardaki istekleri hemen yapılacak verecekleri mektuplar kendi işlerinden önce yerine götürülüp teslim edilecek.
13) Bütün Rum ustaları kesinlikle Türk çırakları kullanmayacaktır. Politik düşüncelerle bir Türk çırak almak gerekirse Rum usta, Türk çırağı bir hizmetçi gibi kullanacaktır.
14) Bütün bu kurallar gizli olarak yapılacak, kurallara uymayanlar hemen aforoz edilecek, kredileri kesilecek ve Rum toplumu arasından kovulacaktır.
Yukarıda belirlenen protokol maddeleri ile bugün uygulanan “Dinler arası diyalog, toprak satışları, köylünün tarımdan uzaklaştırılması, banka kredi ve faizlerinin insanımızı ezmesi, dev katlamalarla çoğalan dış borçlar, Türkçemizin bozulması…” gibi uygulamaların ne manaya geldikleri açık değil mi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.