Türkiye’nin en büyük ve en bilindik otogarlarından biri olan İzmir Otogarı'nın işletmecisi İzmir Otobüs ve Terminal İşletmeleri AŞ (İZOTAŞ), iki yıl önceki iflas istemi tartışmalarının ardından bu kez de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan haciz işlemiyle gündeme geldi. Her yıl milyonlarca yolcunun kullandığı terminaldeki bu hukuki kriz, otogar işletmeciliği ve kamu-özel sektör ilişkileri açısından dikkat çekiyor.
İFLAS İSTENMİŞTİ: ÖDENMEYEN KİRA VE CİRO PAYI KRİZİ
Bundan yaklaşık iki yıl önce, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZOTAŞ hakkında iflas istemiyle dava açmıştı. Bu talebin temel gerekçesi ise, İZOTAŞ’ın sözleşme gereği otogarın yıllık cirosunun yüzde 20’sini belediyeye ödememesiydi. Sözleşme kurallarına uyulmaması nedeniyle açılan o dava kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.
YENİ KRİZ: SÖZLEŞME BİTTİ, HACİZ BAŞLADI!
Yaşanan bu ilk krizin ardından, şimdi daha büyük bir hukuki süreç başladı. Yap-işlet-devret modeliyle kurulan ve 25 yıllık sözleşmesi 14 Aralık 2023'te sona eren İzmir Otogarı, bu tarihten sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından geri alınmak istendi.
Uzama Talebi Reddedildi: İZOTAŞ, terminali pandemi gerekçesiyle 7 yıl daha kullanmak için dava açtı, ancak bu dava hem ilk derece mahkemesinde hem de istinafta Belediye lehine sonuçlandı.
Ecrimisil ve Haciz: Sözleşme bitmesine rağmen terminali kullanmaya devam eden İZOTAŞ'tan, bu "haksız işgal" nedeniyle ecrimisil bedelleri (haksız kullanım tazminatı) talep edildi. Görüşmelerden sonuç alınamayınca, İzmir Büyükşehir Belediyesi mevzuatın verdiği yetkiyle İZOTAŞ hakkında haciz işlemi başlattı.
Belediyeden yapılan açıklamada, hukuki işlemlerin alacağın tamamı tahsil edilinceye kadar süreceği belirtildi. Türkiye'nin en kritik ulaşım merkezlerinden biri olan İzmir Otogarı'ndaki bu hukuki ve mali savaş, terminalin geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor.