Türkiye’de kuraklık

Ramazan Kural

Uzun yıllardır baş gösteren kuraklık her yıl yağışların azalması ile geleceğin zor gececiğine işaret ediyor. Dünyada, karşılaştığımız küresel ölçekte en büyük sorunlardan birisi olan kuraklık, bugün gelinen nokta itibariyle fiziksel ve doğal çevre, kent yaşamı, kalkınma ve ekonomi, teknoloji, tarım ve gıda, temiz su ve sağlık olmak üzere hayatımızın her aşamasını etkilemektedir.  Kısaca Su olmadan hiçbir şey olmaz… 

Kuraklığın etkileri yıllara yayıldığı için pek fazla önemsenmiyor. Su seviyeleri daha derinlere inildikçe sular çekildi kuraklık var demeye başlıyoruz. Kuraklığın etkileri genellikle ilk olarak tarımda görülür ve yavaş, yavaş suya bağımlı diğer sektörlere yayılır. Tarım sektöründe kuraklığın anlamı, diğer sektörlerden daha farklıdır. Çünkü bitkiler için yıl içerisinde yağan toplam yağıştan çok, büyüme dönemlerinde bitki kök bölgesinde var olan su daha önemlidir. Dolayısı ile bitkilerin çıkış ve gelişme döneminde ihtiyaç duydukları suyun toprakta bulunamaması, tarımsal kuraklık olarak adlandırılmaktadır. 

Ülkemizin, küresel ısınmanın muhtemel etkileri açısından, risk grubu ülkeler arasında yer aldığı, gelecekte özellikle Akdeniz ve İçanadolu bölgelerimizin iklim değişikliğinden daha çok etkileneceği tahmin edilmektedir. Tarımsal kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak, kuraklık olmadan önceki dönemlerde alınacak tedbirler ve kuraklığın yaşandığı dönemlerde yapılacak doğru planlamalarla mümkündür. Bu nedenle, kuraklıktan önceki dönemde alınacak tedbirler ve kuraklık yaşanırken atılacak adımlar ayrı, ayrı planlanmalıdır.  

Yağışların devamlılığını sağlayarak, su arzını artırmak elimizde değil ama elimizdeki imkânları en iyi şekilde kullanarak suyumuzu en verimli nasıl kullanacağımızı bilmeliyiz. Kuraklıktan kaynaklanan olumsuz etkileri azaltmak elimizdedir.  

Bu mantıkla hareket etmeliyiz; sürdürülebilirliği sağlamalıyız. Ekonomiler batıyor çıkıyor, zarara uğruyor sürdürebilir ekonomik büyüme kalkınma planları yapılıyor, aynı hassasiyeti suları verimli kullanmak içinde yapmalıyız. 

Son 20 yılda Konya ovasında 50 metreye varan su seviyesi düşüşü ve artan obruk sayıları bu konuda ciddi önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Son yılanda tarımda su seviyesi yüzde 17-20 civarında azalma görülmektedir.

Ülkemizin birçok yerinde yer altı suları azaldı maalesef. Sadece kuraklık değil, yakın zamanda içme suyu bile bulamaz hale geleceğiz.   İnşallah bu kış yağışlar iyi olurda hem barajlar için hem de çiftçiler için bereketli bir yıl geçiririz  

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.