Nüfus artışı, üretkenlik ve teknoloji yatırımları gibi birçok faktöre dayanan rapora göre, küresel ekonomik güç dengelerinde önemli değişiklikler yaşanacak. Rapor, Türkiye için ise dikkat çekici bir gerileme öngörüsünde bulunuyor.
GOLDMAN SACHS'A GÖRE 2075'İN EKONOMİK GÜÇLERİ
Goldman Sachs'ın uzun vadeli projeksiyonuna göre, 2075 yılında dünyanın en büyük ekonomileri şu şekilde sıralanacak:
Çin: Küresel liderliğe yükselecek.
Hindistan: ABD'yi geride bırakarak ikinci sıraya yerleşecek.
ABD: Üçüncü sıraya gerileyecek.
Türkiye: Mevcut sıralamasından 4 basamak gerileyerek 20. sırada yer alacağı tahmin ediliyor.
PEKİ, TÜRKİYE BU TAHMİNİ DEĞİŞTİREBİLİR Mİ?
Bu projeksiyon, mevcut ekonomik ve demografik eğilimlerin devam etmesi durumunda ortaya çıkacak bir senaryodur. Yani, bu bir kader değildir. Türkiye'nin doğru adımları atarak bu öngörünün önüne geçmesi, yani sıralamada daha üst basamaklara tırmanması zor ama imkansız değil.
Bunun için Türkiye'nin, Goldman Sachs'ın analizinde temel aldığı faktörlerde devrim niteliğinde adımlar atması gerekmekte.
FIRSATLAR VE ATILMASI GEREKEN ADIMLAR
Türkiye'nin bu projeksiyonu aşması için odaklanması gereken ana alanlar şunlardır:
Teknoloji ve Katma Değerli Üretim: Montaja dayalı sanayiden, yüksek teknoloji üreten bir yapıya geçiş yapmak şarttır. Yazılım, yapay zeka, biyoteknoloji, yenilenebilir enerji teknolojileri ve savunma sanayii gibi alanlarda markalar yaratmak, Türkiye'yi orta gelir tuzağından kurtaracak en önemli adımdır.
Eğitim Reformu: Ezbere dayalı eğitim sisteminden, analitik düşünceyi, problem çözmeyi ve yaratıcılığı teşvik eden bir sisteme geçilmelidir. Geleceğin mesleklerine yönelik (kodlama, veri bilimi, dijital pazarlama vb.) nitelikli iş gücü yetiştirmek, üretkenliği doğrudan artıracaktır.
Yapısal ve Hukuki Reformlar: Öngörülebilir bir yatırım ortamı yaratmak için hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı temel esastır. Şeffaf, adil ve hızlı işleyen bir hukuk ve vergi sistemi, hem yerli yatırımcıyı teşvik edecek hem de doğrudan yabancı sermaye (FDI) girişini hızlandıracaktır.
Verimlilik ve Üretkenlik Artışı: Sanayide ve tarımda verimliliği artıracak dijital dönüşümün tamamlanması, bürokrasinin azaltılması ve iş yapma kolaylığının artırılması, mevcut kaynaklarla daha fazla değer üretilmesini sağlar.
Sonuç olarak; Goldman Sachs'ın raporu bir uyarı niteliğindedir. Türkiye, mevcut yapısal sorunlarını çözemez ve geleceğin gerektirdiği teknoloji ve eğitim hamlelerini yapamazsa, küresel rekabette geride kalma riskiyle karşı karşıyadır. Ancak, yukarıda belirtilen alanlarda kararlı ve uzun vadeli bir devlet politikası izlenirse, Türkiye'nin 2075'te ilk 20'de değil, ilk 15 hatta ilk 10 ekonomi arasında yer alması bir hayal olmayacaktır.