Tünellerle hayata tutunan şehirler

Ramazan Kural

Yıl 1993. Bosna savaşının en kanlı günleri. Ekmek yok, gıda yok, tıbbi malzeme yok, ilaç yok en önemlisi silah yok. Saraybosna'nın etrafı Sırp milisler tarafından kuşatılmış durumdaydı..

**

 Çetnik siperlerinden Saraybosna'ya top mermileri yağıyor, keskin nişancılar çocukları bile hedef alıyordu. Saraybosna'dan ölü ya da diri çıkmak imkansızdı. Dağlar, taşlar, yollar hep Çetnik milisler tarafından kapatılmıştı. 

**

Bosnalı Müslümanlara, Sırp ve Hırvat kuşatması yetmezmiş gibi bir de Birleşmiş Milletler (BM) Ambargosu uygulanıyordu. Ülkeye insani yardım malzemeleri ve  silah sokmak yasaktı. Boşnaklar her gün Sırp mevzilerinden gelen saldırılarla hayatını kaybediyordu.

**

Bosna ordusunun elinde ise derme çatma silahlar ve av tüfekleri vardı. Sırplar ise zaferden emindi. Onlara göre Saraybosna kısa süre sonra düşecekti.

**

En korkulan senaryo ise Saraybosna'nın düşmesiydi. Saraybosna düşerse, Avrupa'nın göbeğinde ikinci bir Endülüs vakası yaşanacaktı. Saraybosna direniyordu ama artık direnecek güçleri kalmamıştı.

**

Herkes bir umut, bir mucize bekliyordu. İşte savaşın en kanlı ve en karanlık günlerinde Saraybosna'ya bir umut ışığı doğdu. O ışık Saraybosna civarındaki Şida Kolar'ın evinden doğdu. Şida teyze evinin altından tünel kazılmasına izin vererek, Bosna tarihine geçti.

**

800 metrelik tünel 8 ayda tamamlandı. Saraybosna'nın Ilıca bölgesinde kazılan tünel hava limanın altından geçirildi.Büyük zahmetlerle kazılan tünelden ilaç, gıda malzemesi ve silah getirildi. Tükenmek üzere olan Saraybosna, bu tünelle yeniden hayata tutundu.

**

Sırp komutanlar ise Saraybosna'nın bu kadar direnmesine bir türlü anlam veremiyordu. Onlara göre bu iş çok uzamıştı. Fakat Saraybosna halkı sonuna kadar direniyordu. Ama onlar tünel gerçeğini hesaba katmamıştı.

**

Evin sahibi Şida Kolar teyze ise zaman zaman buraya geliyor. Sadece Türk ziyaretçilerle görüşüyor. Şida teyzenin elini öpmek nasip oldu. Şida teyzenin evinin altından kazılan tünel Saraybosna halkının yok olmaktan kurtardı.

**

Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç, Bosna Ordusu Komutanı Rasim Deliç ve hatta Sırp komutan Jovan Divjak, Saraybosna halkının yok olmasını önlemek için büyük çaba gösterdi.

**

1993 yılında Saraybosna'da kazılan 800 metrelik tünel 2008 yılından ambargo altındaki Gazze halkına örnek oldu.  Hamas Sözcüsü Muşir El Mısri ile Gazze'deki tüneller hakkında konuştuk.

+*

Güzel bir röportaj yapmıştık. Mısri, Gazze'de 1000 tünelin kazıldığını hatırlatarak, bu tünellerin Gazzelileri yok olmaktan kurtardığını söylemişti. O tünellerin büyük bir kısmı şimdi Sisi rejimi tarafından kapatıldı..

**

Gazze'de hayat “tünelden önce tünelden sonra” olarak ikiye ayrılıyor. Tünelden önce Gazze'de hayat bitmesine noktasına kadar gelmiş. İlaç, tıbbi malzeme, gıda sıkıntısının yanı sıra silah sıkıntısı yaşanıyordu. Kazılan tünellerden sadece bunlar geçmemiş. Yeni evli çiftler bile tünellerden geçmek zorunda kalmış. Tünellerden araba bile geçirmişler. Tünellerin uzunluğu ise 600 metre ile 1000 metre arasında değişiyor.

**

Tüneller kazılırken yüzlerce Gazzeli hayatını kaybetmiş. Bu tünellerle birlikte milyonlarca Gazzeli hayata yeniden tutundu. Mısır hükümetinin sınırları kapatması bile Gazzelileri yıldırmadı…

**

Kazdıkları tünellerle yok olmaktan kurtuldular. Bugün Gazze'de, Saraybosna'da hala hayat varsa, bunu umut tünellerine borçlular.

**

Bir gün Gazze'de ambargo bittiği ve Gazze özgürlüğüne tamamen kavuştuğu zaman bu tünellerin Saraybosna'daki tünel gibi müzeye dönüştürülmesi ve gelecek nesillere ibret olsun diye korunmalıdır.

**

Savaşta ne kadar üstün teknolojiye sahip olursanız olun, imanlı askerlere ve inanmış bir halka sahip olmadığınız sürece zafer gelmez. Bunu Saraybosna ve Gazze halkı tüm dünyaya göstermiştir. Allah, İslam ümmetine bir daha tünel kazdırmak zorunda kalmasın...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.