Tarihte Pirlerkondu olarak bilinen Taşkent, yılın her ayı ayrı bir güzelliği bağrında barındırıyor. İlçe merkezinin yanı sıra ilçeye bağlı belde ve köylerinde de sayısız güzellikleri bulunan Taşkent, köklü ailelerinden gelen bürokratlar ile de Türkiye genelinde ayrı bir öneme sahip. Bunun son örneği ise Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. Gerek tarihi ile gerek doğal güzellikleri ile gelen herkesin büyük beğenisini kazanan Taşkent, görülmeye değer bir bölge.
Taşkent İlçe Kaymakamı Taner Bircan, Taşkent’te görev yapmanın ayrı bir güzellik ve mutluluk olduğunu söyledi. Taşkent’in tarihinin 1250’li yıllara uzandığını ifade eden Bircan, “Avşar boyuna mensup Türkmenler buraya göç edip, yerleşik hayata geçmişler. İlçe merkezi yörede en eski yerleşim yeri olup, tarihi yapılarda bunu doğrulamaktadır. Tarihte Pirlerkondu olarak anılan Taşkent’te halk gelenek ve göreneklerine bağlı sakin ve mütevazı bir yaşantı sürüyor. İlçe ekonomisinin temelini tarım, hayvancılık ve küçük ölçekli aile işletmeleri oluşturuyor. Son yıllarda meyvecilik alanında hedeflenen oranda olmasa da üretimde önemli bir gelişme kaydedilmiştir. İlçemizde üretilen kiraz dünya markası olma yolundadır. Arazinin engebeli olması, sulama imkanlarının sınırlı olması, üretimi olumsuz etkilese de üretimin birkaç yıl içerisinde önemli bir noktaya geleceğini düşünüyorum” dedi.
İlçenin zengin flora yapısı düşünüldüğünde hayvancılığın çok ileri bir düzeyde olmadığını da dile getiren Taner Bircan, hayvancılığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı eliyle destekledikleri projelerle iyileştirmeyi planladıklarını söyledi.
Bircan, “Taşkent Konya’ya 135 kilometre Akdeniz sahiline yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta, bin 620 rakımında Orta Torosların zirvesinde bulunuyor. Taşkent’in merkeze uzak olduğu bahanesiyle insanlar buralara pek uğramıyorlar ve buraları bilmiyorlar. Aslında Konya’dan sadece 135 km uzaklaşarak bambaşka bir doğanın, bambaşka bir iklimin güzelliklerini doyasıya yaşayabilirler. Kıble kayasının büyüleyen manzarasının eşlik ettiği bir kahvaltının ardından, yaylalarda temiz havayı doyasıya teneffüs edip, Çetmi şelalesinde kayalıkların arasından gelen suda güneşin yansımasını izleyebilirler. Taşkent evlerinde tarihi soluklayıp, sultan suyundan su içerken şehrin gürültüsünden, karmaşasından, stresinden uzak anlar yaşayabilirler. Buradan dışarıda yaşayan Taşkent’in gurur kaynağı Taşkentlilere de seslenmek istiyorum. Gelsinler Taşkent’e yatırım yapsınlar. Bizimle beraber ortak projelere katılsınlar. Taşkent’i geçmiş parlak dönemlerindeki gibi canlandırma bir rüya değil” diye konuştu.
Taşkent İlçe Kaymakamı Taner Bircan, Taşkent’te görev yapmanın ayrı bir güzellik ve mutluluk olduğunu söyledi. Taşkent’in tarihinin 1250’li yıllara uzandığını ifade eden Bircan, “Avşar boyuna mensup Türkmenler buraya göç edip, yerleşik hayata geçmişler. İlçe merkezi yörede en eski yerleşim yeri olup, tarihi yapılarda bunu doğrulamaktadır. Tarihte Pirlerkondu olarak anılan Taşkent’te halk gelenek ve göreneklerine bağlı sakin ve mütevazı bir yaşantı sürüyor. İlçe ekonomisinin temelini tarım, hayvancılık ve küçük ölçekli aile işletmeleri oluşturuyor. Son yıllarda meyvecilik alanında hedeflenen oranda olmasa da üretimde önemli bir gelişme kaydedilmiştir. İlçemizde üretilen kiraz dünya markası olma yolundadır. Arazinin engebeli olması, sulama imkanlarının sınırlı olması, üretimi olumsuz etkilese de üretimin birkaç yıl içerisinde önemli bir noktaya geleceğini düşünüyorum” dedi.
İlçenin zengin flora yapısı düşünüldüğünde hayvancılığın çok ileri bir düzeyde olmadığını da dile getiren Taner Bircan, hayvancılığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı eliyle destekledikleri projelerle iyileştirmeyi planladıklarını söyledi.
Bircan, “Taşkent Konya’ya 135 kilometre Akdeniz sahiline yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta, bin 620 rakımında Orta Torosların zirvesinde bulunuyor. Taşkent’in merkeze uzak olduğu bahanesiyle insanlar buralara pek uğramıyorlar ve buraları bilmiyorlar. Aslında Konya’dan sadece 135 km uzaklaşarak bambaşka bir doğanın, bambaşka bir iklimin güzelliklerini doyasıya yaşayabilirler. Kıble kayasının büyüleyen manzarasının eşlik ettiği bir kahvaltının ardından, yaylalarda temiz havayı doyasıya teneffüs edip, Çetmi şelalesinde kayalıkların arasından gelen suda güneşin yansımasını izleyebilirler. Taşkent evlerinde tarihi soluklayıp, sultan suyundan su içerken şehrin gürültüsünden, karmaşasından, stresinden uzak anlar yaşayabilirler. Buradan dışarıda yaşayan Taşkent’in gurur kaynağı Taşkentlilere de seslenmek istiyorum. Gelsinler Taşkent’e yatırım yapsınlar. Bizimle beraber ortak projelere katılsınlar. Taşkent’i geçmiş parlak dönemlerindeki gibi canlandırma bir rüya değil” diye konuştu.