Tebessümün Rengi Demiştik…

Nesrin Ercan

Merhaba değerli okuyucu,

Öncelikle en sevdiğim ayda sizlerle yeniden buluşmaktan mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Sizlere saygı ve muhabbetlerimi iletirim.

Birazdan okuyacaklarınızı zihninizde canlandırarak ve bizzat sizi anlatıyormuşum gibi okumanızı rica ediyorum. Yani şu an okuyacağınız tüm örneklemelerin başkahramanı sizsiniz.

***

Evet şimdi küçük kızınızla veya oğlunuzla sürekli gittiğiniz lunaparkın banklarından birinde oturuyorsunuz. Sessiz sakin bir yer. Çocuğunuz da doğal olarak parkta oynamak istiyor. Sizde ona izin verdiniz gülümseyerek. Çocuğunuz yanınızdan ayrılıp, parkta oynamaya başladı. Gözünüzü kırpmadan onu izlemeye koyuldunuz. Oldukça dikkatlisiniz. Fakat bir ara telefonunuz çaldı. Açtınız. Görüşmenizi yaptınız. Daha sonra “ instagrama da bir göz atayım şöyle, bakalım kim ne paylaşmış. “ diye düşündünüz. Hikayeler, paylaşımlar, beğeniler derken bir anda zihniniz bulandı ve daldınız. Aradan kestiremediğiniz kadar bir zaman geçti. Sonra birden aklınıza çocuğunuz geldi. Hışımla başınızı kaldırdınız.

Ama ne yazık ki çok geç!

Çünkü çocuğunuz ortada yok. Saniyeler içinde bütün parkı taradınız gözlerinizle. Oradan oraya koşturdunuz. Bağırmaya başladınız. Maalesef sonuç değişmedi. Çocuğunuz hiçbir yerde yok. Koştururken parkın çok ilerisinde fakat gözle görülebilecek bir mesafede bir manzara takıldı gözüne. Hiç tanımadığınız, tuhaf giyimli bir adam; küçük bir çocuğu zorla, zorbalıkla hemen yanlarında duran arabaya bindirmeye çalışıyor. Dikkatlice baktınız ve gözlerinize inanamıyorsunuz. Evet gördüğünüz o çocuk, sizin çocuğunuz. Daha hızlı koşmaya başladınız. Soluk soluğa, nefesiniz kesilinceye kadar durmadan koştunuz. Bağırdınız. Fakat olmadı. O korkunç adam çoktan amacına ulaştı. Çocuğunuzu arabaya bindirdi. Ve araba hızla uzaklaşmaya başladı. Meçhule doğru yol aldı.

Yetişemediniz…

Bütün bu satırları okuduktan sonra nasıl hissettiğinizi az çok tahmin ediyor gibiyim. Fazlasıyla can sıkıcı ve de rahatsız edici öyle değil mi? Sadece zihninizde canlandırmak bile sizi huzursuz etmiş olabilir mesela.

Fakat tüm bunlardan daha korkunç ve tehlikeli bir şey var.

Belki inanmayacaksınız ama sizinle aynı evde yaşıyor. Odak noktanız, hayatınızın ayrılmaz parçalarından biri… Çocuğunuzla aynı odanın içinde, onun yanı başında, elinin altında..!

Şu da üzücü bir gerçek ki; çocuğunuz onunla oldukça da haşır neşir ve ne yazık ki o şeyle sizden daha çok zaman geçiriyor…

(Devamı gelecek…)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.