Taşkent İlçesi’nde bulunan Uzun Şeyh Camii, tarihi güzelliklerinin yanı sıra yapılış nedeni ile de ayrı bir özellik taşıyor. Taşkent İlçe Kaymakamı Taner Bircan, ilçenin en önemli tarihi eserlerinin arasında yer alan Uzun Şeyh Cami’nin tarihi konusunda bilgi verdi. Bircan, caminin yapılış tarihinin 500 yıl öncesine dayandığına dikkat çekerek; Tarihi bilgilere göre Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han Konya’da istirahat ederken, Konya merkezinde ve çevresinde mevcut ilim adamlarından sefere gidip gitmeme konusunda fikir almak için bu zatları Konya merkeze davet eder. Otağının giriş kısmının gözükmeyen bir yerine Kur’an-ı Kerim’i koydurur. Gelen zatlar birer, birer içeri girerler. Yalnız Pirlerkondu’dan (Taşkent’ten) gelen Uzun Şeyh Hazretleri asasına dayanarak otağa girmez ve görevlilere yerdeki emaneti kaldırınız ondan sonra içeriye adım atarım der.
Gerçekten girişte Kur’an-ı Kerim vardır. Şeyh bunu fark etmiştir. Görevliler bu durumu Padişaha söylerler. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han, Uzun Şeyh Hazretlerine sefere gidip gitmeme konusunda tereddütlü olduğunu söyler. Şeyh Hazretleri Padişaha, “Padişahım Allah’ın izni ile zafer nasip olacak sefere gidiniz der. Neticede Yavuz Sultan Selim tabi ki seferden zaferle döner. Dönüşünde Şeyh hazretlerini İstanbul’a davet eder. Ve İstanbul’da kalmasını ister. Şeyh Hazretleri; Padişahım benim memleketimde medresem var, öğrencilerim beni bekler. İzniniz olursa memleketime gideyim der. Padişah o halde benden ne dileğiniz olabilir der. Şeyh Hazretleri benim beldeme bir cami yaptırıverin der.
Taşkent Bölgesi’nde yaşayan Uzun Şeyh’in bu isteği üzerine bölgede, içinde Osmanlı ahşap el sanatı örneklerinin ürünlerinin yer aldığı şu andaki Uzun Şeyh ismindeki mevcut Cami yaptırılır. Caminin tavan kısmındaki işlemelerin boyası orijinal boyasıdır. Bitki kökü boyası caminin tavanında orijinal hali ile muhafaza edilmektedir. Caminin duvarları 1957–1958 yıllarında, (tavanı direkler üzerinde dururken) yenilenmiştir. Camiye yapılan bu masrafları 1957 yılında Ürdün Kraliyet Ailesinin İtalya’ya giderken Toroslar’da düşen uçağının enkazı Ürdün’den gelen heyet tarafından camiye bağışlanmış ve caminin onarımı bu meblağ ile yapılmıştır.
Gerçekten girişte Kur’an-ı Kerim vardır. Şeyh bunu fark etmiştir. Görevliler bu durumu Padişaha söylerler. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han, Uzun Şeyh Hazretlerine sefere gidip gitmeme konusunda tereddütlü olduğunu söyler. Şeyh Hazretleri Padişaha, “Padişahım Allah’ın izni ile zafer nasip olacak sefere gidiniz der. Neticede Yavuz Sultan Selim tabi ki seferden zaferle döner. Dönüşünde Şeyh hazretlerini İstanbul’a davet eder. Ve İstanbul’da kalmasını ister. Şeyh Hazretleri; Padişahım benim memleketimde medresem var, öğrencilerim beni bekler. İzniniz olursa memleketime gideyim der. Padişah o halde benden ne dileğiniz olabilir der. Şeyh Hazretleri benim beldeme bir cami yaptırıverin der.
Taşkent Bölgesi’nde yaşayan Uzun Şeyh’in bu isteği üzerine bölgede, içinde Osmanlı ahşap el sanatı örneklerinin ürünlerinin yer aldığı şu andaki Uzun Şeyh ismindeki mevcut Cami yaptırılır. Caminin tavan kısmındaki işlemelerin boyası orijinal boyasıdır. Bitki kökü boyası caminin tavanında orijinal hali ile muhafaza edilmektedir. Caminin duvarları 1957–1958 yıllarında, (tavanı direkler üzerinde dururken) yenilenmiştir. Camiye yapılan bu masrafları 1957 yılında Ürdün Kraliyet Ailesinin İtalya’ya giderken Toroslar’da düşen uçağının enkazı Ürdün’den gelen heyet tarafından camiye bağışlanmış ve caminin onarımı bu meblağ ile yapılmıştır.