Tarihi maç

Sabit Horasan

Torku Konyaspor-Kasımpaşa maçı Fair-Play’lik hareketler nedeniyle tarihe geçti. Dahası, Türk futbol tarihinde bir ilk yaşandı, Cuma akşamı Torku Arena’da.

Karşılaşmanın 18. dakikasında, Kasımpaşa’dan Donk’un attığı benlenmedik gol sonrası yaşanılan örnek davranışlar Türk futboluna damga vurdu. Konyaspor ve Kasımpaşa’nın tarihine de altın harflerle yazıldı.

Yıllar sonra da konuşulacak ve yaşanacak bu davranış, Torku Konyaspor’un 2-1 kazandığı ve çok önemli 3 puan aldığı maçın ve futbolunda önüne geçti. Bu nedenle, futboldan çok bu olay konuşulmalı ligin 24. haftasında.

xxx

Maçın 18. dakikasına gittiğimiz zaman, Ömer Ali, rakip futbolcu Babel’e yaptığı sert faulün etkisinde kalmış olacak ki, kaleci Kaya’nın taç’a atmak istediği topu rakip futbolcunun yerde yatması sonucu göksüyle indirerek maçın durmasını bekledi. Buna, pozisyonun içerisindeki Torku Konyasporlu futbolcularda uydu.

Ama, uymayan bir tek Kasımpaşa’dan Donk vardı ve bu futbolcu takım arkadaşının da ayağa katlığını görerek ve hakeminde oyunu devam ettirmesi sonucu topu kaleci Kaya’nın da ileri çıkmasından yararlanarak aşırtma bir vuruşla Konyaspor filelerine gönderdi.

Aslında buraya kadar baktığımız zaman, Torku Konyasporlu futbolcuların, Babel’in sakatlığının ciddi olabileceğini göz önüne alarak kaleci Kaya ile başlayan ve ardından Ömer Ali ile gelişen, diğer futbolcularında katıldığı centilmence davranışları dışında her şey normal gözükmekte. Düşündürücü taraf ise, Konyasporlu futbolcuların maç devam ederken neden oyunu durdurma noktasına getirmeleri olsa gerek.

Ama, Konyasporlu futbolcuların her şeye rağmen iyi niyeti karşısında hakem oyunu devam ettirmesi sonucu Donk’un, Konyasporlu futbolcularla aynı duyarlılığı göstermemesi ve golü atması sonucu saha karıştı.

Ancak, tam o sırada devreye Kasımpaşa teknik direktörü Şota Arveladze girdi. Şota’nın, seyirciyi yatıştırmaya çalışması, kendi takım kaptanını yanına çağırıp Konyaspor’un karşılık görmeden gol atmasını istemesi ve kalesini gole açması tam bir Fair-Play hareketiydi. Şota, böylece 90 dakika boyunca ne yaptığını bilmeyen, oyunun inisiyatifini elinden kaçıran ve verdiği kararlarla her iki takımı da yaranamayan hakemin işini de kolaylaştırdı ve maç içerisinde veya 90 dakika sonunda çıkabilecek olayları da önlemiş oldu.

Şota Arverladze, belki de bu hareketi sonucu yöneticilerden tepki gördü ve istifa etti. Ama, centilmenliğini bir kez daha göstererek oyuncularıyla birlikte tarihe geçti. Bu örnek davranışlarından dolayı Şota ve futbolcularını kutluyorum.

xxx

Maçı Konyaspor açısından önemi çok büyüktü. Kazanılması gereken bir 3 puan vardı ve bu Konyaspor’u çok rahatlatacaktı. Bu nedenle alınan galibiyet kesinlikle yeşil-beyazlı takım için süper oldu.

Karşılaşmayı kısaca özetleyecek olursak, her iki yarıya da istekli başlayan bir Konyaspor vardı. Hem ilk 45 dakikanın ve hem de ikinci yarının 10-12 dakikalık bölümleri dışında her ne kadar ilk yarıya oranla ikinci yarıda biraz daha pozisyon üretme gayreti içerisinde de olsa Konyaspor’un aynı tempoyu devam ettiremediğini gözledik. Hatta, Kasımpaşa, ikinci yarının belli bölümlerinde topa daha çok sahip olarak geliştirdiği ataklarda daha etkili oldu.

Torku Konyaspor’da bir futbolcunun diğerlerine oranla bir adım öne çıktığını söyleyemeyiz. Vasat bir oyun vardı genelde.

Bununda ötesinde, futbolcuların, gereksiz top kayıpları, top benden gitsin dercesine, sonuç getirmeyen vuruşlar yapması, gereksiz faullere neden olmaları düşündürücüydü Torku Konyaspor adına. Umarım ki, bu alışkanlık haline getirilmez. Yoksa sıkıntı yaratabilir.

xxx

Torje ve Ömer Ali’ye bir parantez açmakta yarar var sanırım.

Takımdan bir hafta ayrı kalan Ömer Ali, Kasımpaşa karşısında hiç etkili olamadı. Yaptığı gereksiz faullerde kendisine yakışmadı. Daha futbol yaşamının başında olan ve önünde 10-12 yıllık uzun bir futbol hayatı bulunan, Milli takım kapısı kendisi için her zaman açık olan Ömer Ali’nin daha dikkatli olmasında yarar var. Aklını başına toplamalı. Faullerdeki kurnazlığını, futbola, dahası aklını ayaklarına yansıtması, takım oyununa katkı sağlaması Ömer Ali için en geçerli hareket olmalıdır.

Torje; Romen Milli takımına davet edildi diye övünülüyor. Ama, Torje’nin nedense aynı heyecanı Konyaspor için yaşadığını göremiyoruz.

Her ne kadar çok koşsa da halk deyimiyle pır-pır, devamlılığı olmayan bir futbolcu. Cuma akşamı, takımın başarısı için istenilen düzeyde katkı sağladığı tartışılır.

Bununla da kalmadı, gereksiz yere ikinci sarı kartla kırmızı kart görerek cezalı duruma düştü.

Torje, kendisine en çok ihtiyaç duyulan Erciyes maçından sonra Karabükspor maçında da forma giyemeyecek. Bunu takıma yaşatmaya, arkadaşlarını çok önemli bir deplasmanda daha yalnız bırakmaya hakkı var mı?

Kaleci Kaya ise, bir önceki Başakşehir maçının kahramanlarındandı. Kasımpaşa maçının son dakikalarında hakemin kendisini uyarmasına ve sarı kart göstermesine karşın vakit geçirme konusunda ki ısrarını sürdürmesi sanırım bir deplasman maçında kendisine pahalıya mal olabilir.

İnanıyorum ki, Kaya’da kırmızı kart görmekten ve takım arkadaşlarını her geçen haftası daha da önem taşıyan ve her karşılaşmanın final havası içerisinde geçtiği ligde yalnız bırakmaktan yana değildir.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.