Suç ve ceza dengesi

Adem Turan

İnsanoğlunun yeryüzünde çoğalmasından, itibaren suç işleme güdüsü eksik olmamıştır.

Nedeni aşikardır.

Bunun başlıca sebebi, insanların dünyaya imtihan olunmak için gönderilmiş olmasıdır.

Rabbimiz Mülk Suresi 2.ayetinde dediği gibi;” O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”

Hayat denilen bu dünyada da her gün değişik olaylarla ve davranışlarla sınanırız.

Doğru yapılanların karşılığı mükâfat, yanlışların ve suçların karşılığı ise cezadır. Bunun doğru bedelini de yine dinimiz belirlemiştir. Bir kısmı şimdiki hayatımızda, bir kısmı da uhrevi hayatta karşımıza ceza ya da sevap olarak karşımıza çıkacaktır.

Ancak, ne var ki insanoğlunun mantıki dengelerini teyet geçtiği için, yasaları kendi anlayışına göre belirleyerek bu doğrultuda yasalar koymuştur.

Hatta, bazen de özgürlük diye ceza yerine teşvik eder duruma getirilmiştir.

Bunun adına da bazen laiklik, bazen de seküler devlet diye adlandırılmıştır. Oysa insanların mutluluğu için gönderilen peygamberler ve kitaplar; Hem sosyal hayatı, hem de uhrevi hayatı dizayn etmek için gönderilmiştir.

Hal böyle olunca, günümüzde işlenen suçların ardı arkası kesilmiyor. Öyle olaylara tanık olmaktayız ki, bunu yapan insan olamaz diye düşünüyoruz. İşte bunlar Kur’an ifadesiyle esfele safilin’dir. Türkçe karşılığı ise hayvanlardan daha aşağı olan kimse demektir.

O zaman yapılması gerekenler, en kısa zamanda hayata geçirilmelidir. İlgili konularda, daha caydırıcı cezalar konulmalı ki, işlenen suçlarla verilen cezalar dengeli olsun.

Şurası muhakkaktır ki, kötü ve çirkin olan şeylerle, iyi ve güzel olan şeyler mukayese edilemez.

Daha huzurlu bir dünyada ve insanca yaşamak arzusu ile…

Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.