Ancak Japon mühendisler tarafından geliştirilen ve Toyota ile Yamaha Motor işbirliğiyle üretilen bu yeni nesil araç, doğrudan suyla değil, hidrojen yakıtıyla çalışıyor. Motor, suyu yakıt olarak kullanmak yerine, yanma sonucu tek atık olarak su buharı çıkarıyor.
YÜKSEK PERFORMANS VE UZUN MENZİL
Geliştirilen hidrojen yakıtlı V-8 motoru, etkileyici performansı ve çevre dostu özellikleriyle öne çıkıyor. 455 beygir güç ve 398 Nm tork üretebilen bu motor, sürücülere güçlü bir sürüş deneyimi sunuyor. Motorun en dikkat çekici özelliklerinden biri ise menzili. Sadece 5 kilogram hidrojen ile 485 kilometreye kadar yol alabildiği belirtiliyor.
Her ne kadar bazı haberlerde "60 litre suyla 6 bin kilometre" gidebildiği iddia edilse de, bu durum hidrojen teknolojisinin işleyişiyle doğrudan ilişkili değil. Hidrojenle çalışan araçlar, yakıt hücresi sayesinde hidrojeni elektriğe çevirerek motoru çalıştırır ve egzozdan sadece su buharı çıkarır.
HİDROJEN TEKNOLOJİSİNİN AVANTAJ VE ZORLUKLARI
Hidrojen yakıtlı araçlar, elektrikli araçlara kıyasla bazı önemli avantajlar sunuyor. En büyük avantajı, yakıt ikmalinin çok daha hızlı olması. Bir hidrojen istasyonunda yakıt ikmali sadece 3-5 dakika sürüyor. Bu, elektrikli araçların uzun batarya şarj sürelerine göre önemli bir zaman tasarrufu sağlıyor. Ayrıca hidrojenli araçlar, elektrikli araçlara kıyasla daha az nadir metal kullanımı gerektiriyor.
Ancak bu teknoloji, hala sınırlı yakıt ikmal altyapısı gibi önemli zorluklarla karşı karşıya bulunuyor. Türkiye'ye gelecek olması, bu altyapının gelişimine dair umutları artırsa da, yaygınlaşması için daha fazla yatırım yapılması gerektiği uzmanlarca belirtiliyor.