Srebrenitsa'da acılar dinmedi

8 bin 372 Bosnalı Müslüman erkeğin katledildiği Srebrenitsa Katliamı’nın üzerinden 20 yıl geçti. Aradan geçen 20 yılda ne katliamın sorumluları cezalandırıldı ne de Bosna'da savaşın izleri silinebildi

RÖPORTAJ: İBRAHİM BÜYÜKEKEN

8 BİN 372 İNSAN KATLEDİLDİ

1995 yılının Temmuz ayında 8 bin 372 Boşnak’ın öldürüldüğü Srebrenitsa (Srebrenica) Katliamının üzerinden 20 yıl geçti. Bu tarih insanlığın imtihanı kaybettiği tarihtir. Bu tarih insan hakları ve küresel barışçı kuruluşlarının maskelerinin düştüğü tarih olarak kayıtlara geçti. Bu tarih BM, NATO, AB ve daha birçok kuruluşun bittiği tarihtir. Katliamın başsorumluları Ratko Mladiç ve Radovan Karadziç ise katliamdanyıllar sonra yakalandı ve hala yargılanıyor.

SAVAŞIN İZLERİ HALA SİLİNMEDİ

Srebrenitsa Bosna-Hersek'in doğusunda, Sırbistan sınırına 10 kilometre. Uzaklıktaki Boşnak kenti Srebrenica savaş öncesinde 36 bin Müslüman Boşnak'ın yaşadığı mütevazı bir şehirdi. Yrd. Doç. Dr. Cemile Haliloviç, Srebrenitsa’da yaşananların insanlık adına utanç verici olduğunu ifade ediyor. Cemile Haliloviç ile Srebrenita Katliamını ve Bosna’da yaşanan o korkunç savaşı konuştuk. Türkiye’nin zor günlerinde Bosnalı Müslümanların yanında olduğunu ifade eden Haliloviç, savaşın Bosna halkı üzerinde derin izler bıraktığını söyledi.

BM SREBRENİCA’YI GÜVENLİ BÖLGE İLAN ETMİŞTİ

BM, NATO, AB ve diğer insani kuruluşlar güvenirliklerini Srebrenita katliamı  ile tamamen yitirmişlerdir. Barış Gücü, güvenli bölgelerde Müslümanların silahlarını topladı, ancak güvenliklerini sağlamadı. Sırplar bu “güvenli bölgelere” saldırdıklarında ise Barış Gücü yalnızca seyretti. Srebrenica katliamı, sadece, bir defada bu kadar çok insanın sistematik olarak katledildiği 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük katliam olarak BM arşivlerinde yer aldı. Katliama göz yuman Hollandalı askerler, Hollanda Devleti tarafından devlet övünç madalyası ile ödüllendirilirken, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Lahey ise aldığı kararla Sırpların soykırımından sorumlu olmadığını açıkladı.  Bosna Savaşı’nın en sıcak günlerinde Saraybosna’da bulunun Yrd. Doç. Dr. Cemile Haliloviç, Srebrenitsa’da yaşananların insanlık adına utanç verici olduğunu ifade ediyor. Cemile Haliloviç ile Srebrenica Katliamını ve Bosna’da yaşanan o korkunç savaşı konuştuk. Haliloviç’e göre savaşın siyasi yoktu.  Türkiye’nin zor günlerinde Bosnalı Müslümanların yanında olduğunu ifade eden Haliloviç, savaşın Bosna halkı üzerinde derin izler bıraktığını söyledi.

SIRPLARI DOST OLARAK GÖRENLER VARDI

**Cemile hanım, Srebrenica’da yaşanan katliamın üzerinden 20 yıl geçti. Bu katliamının burada olmasının sebebi nedir sizce?

-Srebrenica şehir olarak Sırbistan’a oldukça yakın bir şehir. Drina Nehri, Sırbistan ile Srebrenica’yı ayıran bir yer. Sırbistan’la komşu oldukları için onlarla asimile olmuşlar. Gelenek açısından hem de yaşantı açısından Sırplarla iç içe geçmişler. Bosna-Hersek’te en geri kalmış bölgeydi. Her savaşta katliam oluyordu. Bence bu katliamın asıl nedeni İslami hayattan uzaklaşmış olmalarıdır. Bu bölgede okuma yazma oranı çok düşüktü. Kadınların büyük kısmı eğitimsizdi. Bu bölgedeki erkekler 15 yaşından sonra evden ayrılıp uzaklara çalışmaya giderlerdi. Kömür ocaklarında filan çalışırlardı. Bosna-Hersek’teki bu katliamda suç siyasetçilerin değil din adamların. Fakirlikti yoktu savaştan önce. Fakat Diyanet İşleri Başkanlığı oralara yüksel tahsilli din adamları göndermedi. O insanların eğitilmesi gerekiyordu. O imamlara diyanet de maaş vermiyordu. Halk kendi arasında topladığı paralarla imamlara maaş veriyordu.   Bu insanlar cahil kaldı. Cahil kalınca bu insanlar Sırplarla asimile olmuşlar. Onlarla beraber çalışmışlar onlarla beraber arkadaşlık etmişler. Onlara inanmışlar savaştan önce bu insanları dost olarak görüyorlardı. Onları orada Sırplara teslim ediyorlar. Yugoslavya Halk Ordusu, size güveniyoruz diye Boşnakları Sırplara teslim ediyorlar. Bu katliamın ana sebebi bu insanları dost olarak görmeleri, dini inancın yetersizliği ve tarih bilincinin olmayışıdır. Orta Bosna’da hiçbir zaman katliam olmadı. Sadece Srebrenica değil. Drina Nehri. Zvornik. Foça. Tüm bu şehirlerde katliamlar yapıldı. Ama Orta Bosna’da katliamlar yaşanmadı.

**Srebrenica’da yaşanan katliam Hollandalı askerlerin gözetiminde yapıldı. Bu tüm dünya biliyor. Sizce burada Batılı ülkelerin çifte standardı ortaya çıkmıyor mu?

-Srebrenica BM’ye bağlı Hollandalı askerlerin gözetimi ve koruması altındaydı. Hollandalı askerler, bu masum insanları Sırplara teslim ettiler. Hollandalı komutan ile Sırp komutanlar Ortodoks Bayramını kutladılar. İçki içtiler birlikte katliamdan önce. Bunları tüm dünya biliyor. Sırp Komutanı Ratko Mladiç koruma amacıyla Srebrenitsa’ya gelmişler dini bayramlarını beraber kutlamışlar. Ele geçirdikleri Boşnak evlerinde partiler düzenlemişler. Orada esir ettikleri Boşnak kadınlara, genç kızlara o kamplardan getirtip beraber tecavüz etmişler. 11 Temmuz sabahı da katliama başladılar. 8 bin Boşnak katledildi. Ama suçlular hala yakalanmadı. Bu katliama göz yuman Hollandalı askerlerde madalya ile ödüllendirildi. Burada Batılı ülkelerin çifte standardını görüyoruz.

DİNİ BAYRAMLARINDA HER TÜRLÜ VAHŞET YAPTI

**Cemile Hanım, savaş sırasında Saraybosna’daydınız. Savaş yıllarında sizin şahit olduğunuz ne gibi olaylar oldu? Bunlardan bahseder misiniz?

-Bazı insanlarla savaş sırasında röportaj yapmıştım. Boşnak kadınlarına çok kötü şeyler yapmışlar. Sırplar dini bayramlarında Müslümanlara kadınlara tecavüz etmişler. Bazı Sırp komutanlar Boşnakların evlerine oturmuşlar, burada Boşnak kadınlara hakaret etmişler ve demişler: “Pis Türkler! Nerede sizin Aliya İzzetbegoviç, sizi kurtarsın. Sizin tek yapacağınız tek iş Sırplara hizmetçi olmaktır.” Bunları Sırpların elinden kurtulan kadınlar anlatıyordu.

Ben savaş sırasında Saraybosna’da idim. Bizim şehrimize Sırplar giremedi. Ama çatışmalar ve operasyonlar sık sık oluyordu. Tepelerde Sırp keskin nişancıları vardı. Fakat Saraybosna’ya gelen Boşnak aileler ve özellikle kadınların ifadelerini alıyordum. Uluslararası Mahkeme için bu bilgileri tutuyordum. Çok acı olaylara şahitlik ettim.

Bir kadının anlattıkları gerçekten çok korkunçtu, hiç unutamıyorum.  “Sırp çeteleri evimizi bastılar. Eşim, ben ve 9 yaşındaki kızımız vardı. Eşime zorla kızıma tecavüz ettirmeye çalıştılar. Eşim karşı çıktı ‘beni öldürün’ dedi. Kızıma eşimin gözümüz önünde tecavüz ettiler ve tüfekle öldürdüler”  Esir ettikleri kadınları kamplarda vahşiler telle çevrili bir yerde tutmuşlar. Kadınların çoğu da hamile kaldı. Bu kadınlara demişler; “Gidin Saraybosna’ya Aliya İzzetbegoviç’in yanına Sırpları doğurun.” Böyle çok acılar yaşandı. Şimdi o çocuklar dünyaya gelince ne olacak. Saraybosna Müftüsü fetva veriyor. “Kadınlar kürtaj yaptırmasın o çocuklar dünyaya gelsin. Çünkü dünyaya gelen her çocuk Müslüman olarak dünyaya geliyor. Ne o kadının suçu var ne de bu çocukların suçu var. Bu çocuklara bakacağız mümkün olduğu sürece İslami eğitimle büyüteceğiz.”

RUH HASTALARINI SAVAŞA GÖNDERİYORLARDI

**Bu savaşın en önemli sebebi sizce nedir?

Bana göre bu savaşın başla sebebi siyasi değildir. Âlimler de bu savaşın siyasi olmadığını söylüyor. Komünist sisteme teslim olmamızın sebebidir. Burada bütün Sırpları sorumlu tutmak doğru değildir. Her Sırp aynı değildir. Her Sırp kötü değildir. Bu insanlık dışı hareketleri yapanlar savaşın başlarında hapishanelerden serbest bırakılmış ruh hastası insanlardır. İnsanlıkla alakası olmayanlar bu vahşeti yapmıştır. Yakalanan bir Sırp askeri bana para veriyorlardı bana uyuşturucu veriyorlardı bunları yaptırıyorlardı. Mesela; savaşa karşı Sırplar da vardı.

**Cemile Hanım son olarak bir şeyler eklemek ister misiniz? Türkiye, savaş yıllarında Bosnalı Müslümanlara gereken desteği verdi mi?

-Srebrenitsa Katliamının yıldönümünde şunu söylemek istiyorum. Bosna-Hersek’te acı olayları üzerinden insanlar kendi menfaatleri için siyaset yapıyorlar. Savaşın sıkıntıları hala devam ediyor. İnsanlar yurtdışında ve çok sayıda yetim çocuk var. Bazı insanlarımız geri dönmeye başladı. Dönünce büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Bosna-Hersek bağımsız olunca ilk tanıyan ülke Türkiye oldu. Türkiye bize çok destek verdi savaş yıllarında bize kapı açtı. Mültecilerimizi kabul etti. Savaştan sonra buraya okumaya gelen çocuklara sahip çıktı. Devlet kurumları ve özel kuruluşlar büyük yardımda bulundu. Biz Boşnaklar olarak Türklere kendimizi çok yakın hissediyoruz. İstanbul’da kendimi Bosna’da gibi hissediyorum. Aliya İzzetbegoviç, her zaman öğrencilerin Türkiye’de okumasını istiyordu. Türkler savaşçı bir millet olduğu için ancak onlar bizi onlar diyordu. Onlar anavatana gitmiş gibi olacaktı.  Savaştan sonra da siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler devam etmektedir. Bu ilişkiler daha da güçlenmelidir

CEMİLE HALİLOVİÇ TEKİN KİMDİR?

1995 yılında savaşın sonuna doğru Türkiye’ye okumak için geldim. Devlet tarafından gönderildim. Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesinde 1995’te başladım. 1999 yılında mezun oldum. 1999’da Bosna’ya döndüm yeminli tercüman ve bilirkişi olarak görev yaptım. 2002’de Türkiye’ye döndüm ve aynı sene Uluslar arası İlişkiler Bölümü’nde Yüksek Lisans yaptım. Aynı yıl Atatürk ilkeleri ve İnkılâp Tarihi bölümünde doktora yaptım. Şu an Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyorum. İki çocuk annesiyim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri